Yapılan araştırmalara göre 4 temel ebeveynlik tutumu vardır. Bu ebeveynlik tutumları genel bir çerçeve oluşturup herkesin bir kategoriye bütün özellikleri ile uyması beklenemez. Ancak genel olarak bu kategoriler, ebeveynlik tutumları hakkında bilgi verebilir.
Ebeveynlik Tutumları Nelerdir?
1- Otoriter Ebeveynlik
İlk ebeveynlik modeli olan otoriter ebeveynlik tutumunda anne-baba veya ebeveynden biri şu davranışları gösterebilir:
-
Bebeği eleştirir,
-
Hatalara ve olumsuz düşüncelere odaklanır,
-
Bebeğin omzuna gerçek dışı beklentiler yükler,
-
Olumludan çok olumsuzu görmeye meyilli olur,
-
Sevgisini gösterme konusunda mesafeli davranır,
-
Sevgisini koşullara bağlar ise bebekle arasında duygusal bir mesafe oluşur.
Peki, erken dönemden itibaren bu tarz davranışlara maruz kalan bebeklerde ne gibi sonuçlar gözlenir?
-
Mükemmel olmaya çalışırlar,
-
Hata yapmaktan korkarlar,
-
Gergin bir duyguya sahiptirler,
-
Başka insanlardan onay almaya ihtiyaç duyarlar,
-
Liderden çok takipçi konumundadırlar.
2- Müsamahakar Ebeveynlik
Müsamahakar ebeveynlerin sergiledikleri davranışlar da şunlardır:
-
Bebekler ailenin patronu konumundadır,
-
Aile bireyleri bebeğe hiçbir sınır koymazlar,
-
Bebeğin her istediğini anında yerine getirme eğilimindedirler.
Böyle olunca bebek, durumu algılayıp bunu kullanma eğilimine girebilir. Bunun bebek üzerinde uzun vadede olumsuz sonuçları neler olur? Bu tip ebeveyn tutumlarında genellikle bebek uyum sorunları yaşanır. Öz saygıları daha düşük olur ve ilişki kurma konusunda güçlük çekerler. Bu ebeveynlik tutumuna maruz kalan bebekler şu yönde bir gelişim sergileyebilir:
-
Talepkar olabilirler,
-
Mızmız olabilirler,
-
Öz saygısı düşük bireyler olabilirler,
-
Topluma uyum sağlamakta sorun yaşayabilirler.
Bu da onların toplumla entegrasyonu açısından zorluk yaratabilir.
3- İhmalkar Ebeveynlik
Bu model, en olumsuz ebeveynlik tutumu olarak bilinmektedir. Çünkü böyle bir ebeveynlik modelinde anne-baba şu davranışları sergiler:
-
Yalnızca bebeğin fiziksel ihtiyaçlarını karşılar,
-
Bebeğe sıcaklık ve sevgi vermez,
-
Bebeğe olan davranışları tutarsızlık gösterir.
Böyle bir ortamda büyüyen bebek ise:
-
Yalnız olduğunu düşünür,
-
Bazen erken yaşta çok fazla sorumluluk almak durumunda kalabilir,
-
Bu durumda aile içerisinde bebekle ilgilenecek başka birinin varlığı önemli hale gelir. Aile içerisinde şefkatli, tutarlı ve sıcak bir yetişkinin var olması gerekli olur.
Böyle bir ebeveynlik modelinde anne-babanın psikolojik destek alması önerilir.
4- Demokratik Ebeveynlik
Yukarıdaki olumsuz örneklerden sonra gelelim olumlu bir ebeveynlik modeline. İşte, olması gereken ebeveynlik modeli: Demokratik ebeveynlik. Demokratik ebeveynliği “3S” kuralı ile hatırlamak mümkün:
-
Sıcak
-
Sevgi dolu
-
Sınır koyan
Bu ebeveynler çocuklarıyla açık bir iletişim halindedirler. Onlarla bebeklikten itibaren sıcak ve sevgi dolu bir iletişim kurmaya çalışırlar. Gelişim odaklı anne-babalar mümkün olduğunca bebeğin ihtiyaçlarını takip etmeye, onu anlamaya, onunla güvenli bir bağlanma ilişkisi içerisine girmeye çalışırlar. Aynı zamanda sınırlar da koyarlar. Çünkü hayatta bazı sınırlar koymak önemlidir. Ayrıca bebekler, sınır koyan anne-babalara daha çok güven duyarlar. Çünkü bebek; “Bana sınır koyduğuna göre benim güvenliğim ile ilgileniyor. Ben güvenilir bir ortamdayım ve anne-babama güvenebilirim.” diye düşünür.
Bu tip ailelerde büyüyen bebekler uzun vadede:
-
Daha dirençli,
-
Öz saygıları daha yüksek,
-
Çevre tarafından sevilen ve sayılan,
-
Daha mutlu ve başarılı birer birey olurlar.
Aynı zamanda en düşük depresyon oranı da bu grupta yer alır.
Bu yazıda bebeğinizi hayata hazırlarken görülebilecek farklı ebeveynlik modellerinden söz ettik. Bu konudan aklımızda kalacak mesaj ise “Mükemmel ebeveyn yoktur. Yeterince iyi ebeveyn vardır.” olmalı. Tabii ki hatalar olacak. Hataları düzeltmeye çalışmalı ve en sonunda kendimizi affetmeliyiz.
Dr. Bahar Eriş