Bebekler için en iyi ve gerekli besin anne sütüdür. Anne sütü karbonhidrat, protein, yağ, vitaminler, mineraller, sindirim enzimleri ve hormonlar içerir. (1) Bu zengin içeriği ile bebeklerin ilk 6 ayda tüm ihtiyacını tek başına karşılayabilir. Anne sütünün bileşimi dinamiktir ve zamanla değişen, büyüyen bebeğin değişen ihtiyaçlarına uyum sağlar. (2) Anne sütü, içindeki besinler sayesinde bebeğin fiziksel ve zihinsel gelişiminin yanı sıra bağışıklığını da güçlendirir. Bu yüzden ilk 6 ay anne sütü alması, 6 aydan sonra anne sütü yeterliyse ve bebek hala emebiliyorsa bu sürecin 2 yıl devam etmesi, bebeğin sağlığı açısından faydalıdır.
Her anne bebeğini sütüyle beslemek ister. Ancak bazı durumlarda anne sütünün miktarı yeterli olmayabilir. Böyle durumlarda bebeğin beslenmesini desteklemek için doktorun önereceği devam sütü ile beslenme desteklenmelidir.
Bebeklerin doğumdan 2 yaşına kadar geçen dönemi zihinsel, fiziksel ve biyolojik gelişimi açısından oldukça önemlidir. Bu gelişim sürecinin sağlıklı bir şekilde tamamlanmasında beslenme önemli rol oynar. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), bebeklerin yaşamın ilk 6 ayında sadece anne sütüyle beslenmesini, 2 yaş ve sonrasında da emzirmeye devam edilmesini önermektedir. (3) Ancak bazen anne sütünün eksikliği ya da hiç olmamasıyla karşılaşılabilir. Bu gibi durumlarda bebeğin ihtiyacı olan temel besinlerden faydalanabilmesi için doktorun tavsiye ettiği bebek mamalarından destek alınabilir.
Bebek Mamalarının İçeriği Nasıl Olmalıdır?
Bebek yaşamının ilk 6 ayında, yetersiz beslenmenin sonuçları çok şiddetli olabileceğinden, optimal beslenmenin sağlanması kritik öneme sahiptir. (4) Bebek mamaları anne sütünün yeterli olmadığı durumlarda bebeklerin beslenmesine ve gelişmesine katkıda bulunur. Bebeklerin ihtiyaç duyduğu besinleri sağlaması ve gelişimi için önemli bir alternatif olarak kullanılabilir. Peki bebeklerin beslenmesinde bu kadar önemli yer tutan bebek mamalarının içeriği ve en önemli özelliği ne olmalıdır?
Bebek mamalarının tercihinde en önemli kriter, bebeklerin tüm beslenme ihtiyaçlarını karşılamak için anne sütüne benzer faydalar göstermesidir. Bebek maması, anne sütünün besinsel bileşimini olabildiğince yakın olmalıdır. Bebek mamaları uygun miktarlarda su, karbonhidrat, protein, yağ, vitamin ve mineralleri içermelidir. (5)
Bebek mamaları, bebeklerin büyüme ve gelişimlerini desteklemek için önemli besin maddeleri içerir. Özellikle protein, karbonhidrat, yağ, vitaminler ve mineraller açısından zengindir. Bebeklerin ihtiyaç duyduğu enerjiyi ve besin öğelerini karşılamaya yardımcı olur. Bebek mamaları anne sütüne benzer faydalar sağlamasının yanı sıra bebeğin beslenme ihtiyaçlarının karşılanmasına destek olmalıdır. İçindeki vitamin ve mineraller ile bebeklerin büyüme ve gelişimine yardımcı olmalıdır.
Bebek mamalarını, çevrenizden mama, devam maması, çocuk devam sütü gibi isimlerle duymuş olabilirsiniz. Bebeği için en iyisini isteyen her anne baba gibi siz de bebek mamalarının içeriğinde neler olduğunu merak ediyor olabilirsiniz. Vitaminler ve mineraller de dahil olmak üzere pek çok besin bileşeninin yer aldığı bebek mamasının içindekileri sizler için madde madde listeledik. Yazımızı okuyarak bebek mamalarının içeriğindekilerini öğrenip bilgi sahibi olabilirsiniz.
Bebek Mamalarının İçeriği
Bebek mamaları, bebeklerin sağlıklı bir şekilde büyümeleri ve gelişmeleri için gereken temel besin maddelerini içerir. Protein, karbonhidrat ve yağ gibi makro besin öğelerinin yanı sıra vitaminler ve mineraller de bebek mamalarında yer alır. Bu besinlerle, bebeklerin bağışıklık sistemi, kemik sağlığı, sinir sistemi gelişimi ve beyin fonksiyonları gibi önemli alanlarda destek alması amaçlanır.
Bebek mamalarının kutusunda yazan ve içeriğinde yer alan besin maddeleri, bebeklerin ihtiyaç duyduğu enerji ve besin öğelerinin karşılanmasına yardımcı olur. İşte bebek mamalarının içeriğini oluşturan bazı temel besinler ve özellikleri:
Yağ:
Doymuş yağlar: Doku yapımında ve enerji sağlamada görev alır.
Tekli doymamış yağlar: Kalp sağlığını destekler, kolesterol seviyelerini dengelemeye yardımcı olur.
Çoklu doymamış yağlar:
Omaga3 (g-linolenik asit): Omega-3 yağ asitleri kavrama yeteneğini artırdığı gibi kalp-damar hastalıklarına ve bağışıklığa olumlu etkileri bulunur. Bazı araştırma sonuçlarında, omega-3 yağ asitlerinin hamilelik ve bebeklik döneminde beyin ve göz gelişiminin desteklenmesinde katkı sağladığı belirtilmektedir.
Omega6 (linolenik asit): Beyin ve sinir sistemi gelişimini destekler. Ayrıca, retina gelişimi ve göz sağlığı için de faydalıdır. Yapılan araştırmalarda Omega-6 yağ asitlerinin cilt sağlığını koruduğu, vücut sıcaklığı ve su kaybının düzenlendiği ifade edilmektedir.
DHA/AA: Beyinde en yoğun olarak bulunan yağ asitleridir.
AA (Araşidonik Asit): Hücrelerdeki en yüksek derecede düzenlenmiş yağ asitlerinden biridir. Sinir sistemi, iskelet kası ve bağışıklık sisteminde tüm hücrelerin işlevi için gerekli olan akışkanlık ve esneklik kazandırır. Hücre yapısının temel bir bileşeni olduğundan, özellikle gelişme ve büyüme sırasında, ciddi veya yaygın hücre hasarı ve yaralanması durumunda gereklidir. Özellikle bebeklerde büyüme ve gelişme için önemlidir.
DHA (Dokosaheksaenoik Asit): Uzun zincirli çoklu doymamış, önemli omega-3 yağ asitlerinden biridir. Özellikle bebeklik ve çocukluk döneminde beslenmeyle yeteri kadar DHA alınması, nörolojik gelişimin korunması için gereklidir. Beyin gelişimi, öğrenme yeteneği ve görme keskinliği için çok önemlidir.
EPA (Eikosapentaenoik Asit): Önemli omega-3 yağ asitlerinden biridir. İnsan beynindeki hücrelerin yenilenmesine yardım ederek beyin ile retina hücrelerinin çoğalmasını sağlamaktadır. Düşük kan EPA seviyeleri çocuklarda dikkat dağınıklığı, hiperaktivite, huzursuzluk ve konsantrasyon güçlüğü gibi olumsuz sağlık sonuçlarıyla ilişkilendirilebilir. Bu sebeple özellikle çocukluk ve gelişim dönemlerinde yeterli EPA miktarın alınması faydalı olabilir.
Karbonhidrat
Yağ ve protein ile birlikte beslenmenin büyük bir bölümünü oluşturan 3 önemli maddeden biridir. Hem enerji sağlayan hem de canlıların yapısına katılan organik bileşenlerdir. Vücudun ana enerji kaynağı olan karbonhidratlar, kanın pıhtılaşmasında, bağışıklık sisteminde ve üremede önemli bir yer tutar.
Laktoz: Doğada yüksek oranda sadece sütte bulunan laktoz, enerji sağlar, beyin ve sinir dokularının oluşumunda rol oynar. Barsak florasını geliştirici etki yapar. Vücudun kalsiyum ve fosfordan daha iyi yararlanmasını sağlar. Bu nedenle kemik ve diş oluşumunda, bebeklerin beslenmesinde yeri önemlidir.
Lif: Vücudun parçalayamadığı bir karbonhidrat türüdür. Sindirim sistemimizi sağlıklı tutmaya ve kabızlığı önlemeye yardımcı olur. İyi bağırsak bakterileri için besin sağlar, sayıca büyümelerine ve sağlık üzerinde yararlı etkileri olduğu düşünülen maddeler üretmelerine olanak tanır.
Prebiyotik Lifler: GOS:FOS: Fruktooligosakkaritler (FOS) ve galaktooligosakkaritler (GOS), en yaygın olarak bilinen prebiyotiklerdir. Amerika Birleşik Devletleri Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından güvenilir gıda olarak kabul edilen FOS’un kullanımı Avrupa Birliği'nde de onaylanmıştır. FOS içeren bebek ve devam maması ürünleri 1999'dan beri AB'de satılmaktadır. Prebiyotik olan Galaktooligosakkaritler (GOS) de büyüme performansı ve bağışlık sistemi üzerine etkilidir.
Protein
Hücre ve doku büyümesi için gerekli olan protein; bebeklik, çocukluk, ergenlik, hamilelik ve emzirme gibi hızlı büyüme veya artan talep dönemlerinde vücut için önemlidir. Proteinler canlıların vücudunda metabolik reaksiyonları katalize etmek, DNA replikasyonu, uyaranlara tepki vermek, hücrelere yapı kazandırmak, molekülleri bir yerden bir yere taşımak gibi çok sayıda görevi bulunur.
Whey/Kazein: Kazein, vücudun daha uzun süre tok kalmasına yardımcı olan yavaş sindirilen bir proteindir. Whey peynir altı suyu proteini ise, amino asit içeriği ve hızlı sindirilebilirliği göz önüne alındığında en yüksek kaliteli proteinlerden biridir.
Tuz: Yaşamın temel ögelerinden biridir. İnsan vücudunun işlemesinde rol alan temel bir besin ögesidir.
Vitaminler
Vitamin A: Birçok besinin içeriğinde yer alır. Üreme, görme ve bağışıklık sistemi için önemlidir. Kalp, böbrek ve akciğer gibi organların sağlıklı çalışmasına katkı sağlar. A vitamini eksikliği özellikle çocuklarda ve hamilelerde göz kuruluğuna neden olabilmektedir.
Vitamin D: Kasların hareketine yardımcı olan, özellikle kemikleri güçlendiren bir yapı maddesidir. Kemiklerin temel yapıtaşı olan kalsiyumun vücutta absorbe edilmesine yardım eder. Sinirler, beyin tarafından iletilen mesajların organlara iletilmesinde D vitaminine ihtiyaç duyar. Kalsiyumla birlikte, yetişkinlerde kemik erimesinin önlenmesine yardım eder.
Vitamin E: Sahip olduğu güçlü antioksidan etkisi ile hücreleri serbest radikallere karşı korumaya yardım eder. Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için de vücudun E vitaminine ihtiyaç duyar. E vitamini antioksidan etkisiyle hastalıklara karşı da vücudun korunmasına destek olur.
Vitamin K: Kanın pıhtılaşmasına ve kemiklerin sağlıklı oluşumuna katkı sağlar. Aşırı kanamayı önlemeye yardımcı bir işlem olan pıhtılaşma sürecinde işe yarayan proteinleri üretmek için vücudun K vitaminine ihtiyacı vardır.
Vitamin B2: Gıdaların enerjiye dönüştürülmesine yardım eder. Antioksidan etkiye sahiptir. Şeker seviyesini dengelemeye yardımcı olur, serbest radikallerin verdiği zararı giderir. B2 vitamini eksikliği, sindirim problemleri sorunlarına, özellikle mide ile ilgili problemlere neden olabilir.
Vitamin B3 (Niasin): Karbonhidrat, yağ ve proteinlerin enerjiye dönüştürülmesini sağlar. Kan dolaşımını artırmak ve kandaki kolesterol seviyesini azaltmak gibi önemli görevleri yerine getirir. Dokularda, karbonhidratların, yağların ve proteinlerin konversiyonu ile enerji oluşturan reaksiyonlara katılır. Büyüme ve hormonların sentezi için gereklidir.
B5 Vitamini (Pantotenik Asit): Gıdaların vücutta enerjiye dönüştürülmesine yardım eder. Antistres vitamin olarak da adlandırılır. Kırmızı kan hücrelerinin üretilmesine destek olur. Hücre ve dokuların sağlamlığının sürdürülmesi ve tamirinde görev alır. Büyüme, gebelik ve laktasyonla gereksinimi artar.
B6 Vitamini (Piridoksin): Vücudumuz yüzden fazla kimyasal tepkimede B6 vitaminine ihtiyaç duyar. Sinir sisteminin düzenli bir şekilde çalışmasına katkı sağlayan B6 vitamininin eksikliğinde, dudak kenarlarında yara, saç dökülmesi ve halsizlik gibi belirtiler görülür.
B12 Vitamini (Kobalamin): Beyin, sinir sistemi ve kan hücrelerinin sağlıklı olması için gereklidir. DNA oluşumuna da yardımcı olur. Yorgunluğa neden olan megaloblastik anemiyi önlemeye yardım eder.
C Vitamini: Sahip olduğu güçlü antioksidan etkisi ile hücreleri serbest radikallere karşı koruyan C vitamini, vücudu hastalıklara karşı korumak için bağışıklık sisteminin sağlıklı bir şekilde çalışmasına destek olur. Yaraların iyileşmesinde kullanılan bir protein olan kolajenlerin üretiminde de vücut C vitaminine ihtiyaç duyar.
Folik Asit: Vücutta kan yapımı, yeni hücre oluşumu, kas yapımı için ihtiyaç duyulan vitaminlerden biridir. Özellikle hamilelik öncesi ve sonrasında vücudun ihtiyaç duyduğu folik asit ihtiyacı artabilmektedir. Folatlar, hücre bölünme ve olgunlaşma aktivitelerinde rol alır. Kan yapımı sırasında ve metabolizmanın hızlandığı durumlarda folik asit gereksinimi artar.
Biotin: Biotin, B vitamini ailesine ait bir vitamindir. B7 vitamini ya da H vitamini olarak da adlandırılır. Hücre büyümesinin yanı sıra DNA ve protein sentezinde görev alır. Karbonhidratları, proteinleri ve yağları enerjiye dönüştürür. Kan hücrelerinin ve sinir dokusunun bakımını da sağlar. Kan şekeri düzeylerini normalleştirmeye ve diyabeti önlemeye yardımcı olabilir.
Mineraller
Sodyum: Vücudun su dengesinde, kan basıncının düzenlenmesinde, kas ve sinir hücrelerinin işleyişinde önemli rol oynar. Hücreler arası sinir sinyallerinin iletilmesinde etkindir. Sinirlere ve kaslara sinyal göndermeyi kolaylaştırarak sıvının kan hücrelerinin içinde ve dışında kalmasına yardımcı olur.
Potasyum: Vücutta ph değerini dengede tutarak sinir sisteminin ve kasların çalışması için gereklidir. Kasların kasılıp gevşemesinde ve vücudun su dengesinin korunmasında etkilidir. Beyne oksijen taşınmasında, vücuttaki su ve mineral dengesinin sağlanmasında, besinlerin hücre içine taşınmasında, kalbin düzenli çalışmasında önemlidir.
Klor: Metabolizmanın iyi bir şekilde çalışmasında önemli role sahip bir elektrolittir. Vücuttaki asit ve baz dengesine yardımcı olur. Vücuttaki sıvıların dengesini korumak için klorür gereklidir. Klorür sindirim (mide) sularının önemli bir parçasıdır.
Kalsiyum: Kasların çalışması, kanın pıhtılaşması, kemik ve diş sağlığı ve sinir sisteminin düzenli çalışması için oldukça gerekli bir mineraldir. Kalsiyumun günlük alınması gereken miktar bebeklerde, çocuklarda, yetişkinlerde ve gebelerde farklılık gösterir. Eksikliğinde, kemik erimesi, raşitizm, diş çürümesi, saç ve tırnaklarda kırılma, eklem ve kaslarda ağrı, hipertansiyon gibi çeşitli hastalıklara neden olabilir.
Fosfor: Çoğunlukla kemik ve dişlerde bulunmaktadır. Hücredeki DNA ve RNA’nın temel yapıtaşıdır. Kemiklerin ve dişlerin güçlenmesinde, kalp ve böbreğin işleyişinde, hormonal dengenin sağlanmasında, enerji oluşumunda önemli bir mineraldir.
Magnezyum: Kemik gelişimi, kalp sağlığı, hücre yapısı, hormon dengesi ve kas yapısı için oldukça önemli bir mineraldir. Cildin, saçların ve tırnakların daha güçlü ve sağlıklı olmasında, sinir sisteminin düzgün çalışmasında etkilidir. Vücutta; kalsiyum, C vitamini, sodyum ve fosfor gibi maddelerin etkin bir şekilde kullanılmasında yardımcıdır.
Demir: Kanda oksijen taşımakla görevli hemoglobin adı verilen kan proteinin üretilmesi için gerekli olan demir, vücudun gelişimi için önemli bir mineraldir. Kırmızı kan hücrelerindeki, vücutta oksijenin taşınmasını sağlayan hemoglobin molekülünün yapısında bulunur.
Çinko: Yaraların iyileşmesi, hücre onarımı, büyüme ve gelişim, bağışıklık sistemi ve üreme fonksiyonları için gerekli bir mineraldir. Ayrıca, proteinlerin sentezinde, kalp ve beyin fonksiyonlarında, hücre metabolizmasında rol alan temel minerallerden birisidir. Çinko eksikliği; çocuklarda büyüme ve gelişmede geriliğe neden olurken, yetişkinlerde ise üreme sisteminde sorunlar, saç dökülmeleri, halsizlik, bağışıklık sisteminde zayıflık, dikkat dağınıklığı gibi pek çok soruna yol açabilir.
Bakır: Demir metabolizması için gereklidir. Vücudun demiri verimli kullanmak için de bakıra ihtiyacı vardır. Birçok enzimin bileşenidir. Kırmızı ve beyaz kan hücreleri üretmek için gereklidir.
Manganez: Hücre hasarının önlenmesine yardımcı olan enzimlerin bileşeni olan manganez, kemik oluşumu ve enerji metabolizması için de gereklidir. Manganez vücutta kalsiyum emilimi, kan şekeri regülasyonu, yağ ve karbonhidrat metabolizması, normal beyin ve sinir fonksiyonu, kemiklerin ve bağ dokularının oluşumunda rol oynayan temel bir mineraldir.
Flor: Vücudun sağlam ve dayanıklı kemik, diş dokusu için ihtiyacı olan kalsiyumu destekler. Diş sağlığı ve diş çürükleri için de büyük rol oynar. Ayrıca osteoporoz olarak tıp dünyasında bilinen kemik erimesi hastalığının tedavisinde de kullanılır.
Selenyum: Antioksidan enzimlerin yapısında bulunur. Glutatyon peroksidaz gibi antioksidan enzimlerin çalışması için gereklidir. Bağışıklık sistemi, üreme ve tiroid fonksiyonlarında da önemli rolü vardır.
İyot: Büyüme, gelişme, sinir sistemi ve üreme faaliyetleri bakımından önemli bir mineraldir. Tiroit hormonunun yapısında bulunur. Büyüme, gelişme ve metabolizmanın sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesinde rol oynar. Tiroid bezinin troid hormonu üretebilmesi için iyot mineraline gereksinimi vardır.
Diğerleri
L-Karnitin: Yağ asidi metabolizmasında önemli rol üstlenir, aynı zamanda antioksidan aktiviteye sahiptir. Kalp, damar ve beyin fonksiyonlarının işleyişini artırmada etkilidir. Kasları güçlendirici, bağışıklık sistemini destekleyici etkisi vardır.
Kolin: Bellek, duygu durumu, zeka, beyin gelişimi, DNA sentezi gibi işlevlerde önemli role sahiptir. Kolinin etkilediği başlıca yaşamsal vücut işlevlerini karaciğer, beynin sağlıklı gelişmesi, kaslar, sinir sistemi ve metabolizma oluşturur. Hücre zarlarının yapısal bütünlüğünü destekleyen yağların yapılabilmesi için gereklidir. Hücrelerde mesaj taşıyan bileşiklerin üretiminde kolin kullanılır.
İnositol: Vücudun daha sağlıklı olması için gereken B kompleks vitamini şeklinde bilinen bir maddedir. Bu vitamin türünün bir başka ismi ise B8 vitaminidir. İnositol vitamini bütün beden dokularında mevcut olabilir.
Probiyotikler: Tüketildiğinde veya vücuda uygulandığında sağlık yararları sağlaması amaçlanan canlı mikroorganizmalardır. Sindirim sisteminin düzene girmesinde ve bağışıklık sisteminin güçlenmesinde etkili olan probiyotikler, yararlı bakteri olarak bağırsaklarda yaşar. Probiyotikler, antibiyotikle ilişkili ishalin önlenmesi, prematüre bebeklerde bağırsaklarda görülen iltihabî hastalığın önlenmesi, bebek kolik tedavisi gibi çeşitli sağlık amaçları için umut vaat etmektedir. Sindirim sistemleri de yeterince gelişmediği için bebeklerde sık sık gaz, kabızlık gibi sindirim sistemi sorunları görülebilir. Hem bağışıklık sisteminin güçlenmesi hem de sindirim sisteminin düzene girmesinde ise probiyotikler etkilidir.
Osmolorite: Bebek mamasının osmolaritesini ayarlamaya yardımcı olur.
Soya Lesitini: Vücutta yağ sindirimini sağlayıcıdır. Kalp damar sağlığını koruyucu etkisi olan lesitin, damarlarda biriken kolestrol plaketçiklerini parçalar. Beyin fonksiyonunu güçlendirici özelliktedir. Soya lesitindeki kolin sinir hücreleri arası iletiminde görev alarak hafıza için yararlı etki oluşturur. Karaciğer hücrelerinin onarılmasına yardımcıdır.
Nükleotidler: Hücre çoğalmasına ve bilgi depolama-aktarma işlemine yardımcı olur. Bağışıklığı güçlendirir ve büyümeyi destekler.
Uzun zincirli yağ asitleri (LC-PUFA): Özellikle beyin ve sinir sistemi gelişiminde önemli rol oynar. Yapılan araştırmalarda bebek ve çocukların gelişiminde PUFA’ların kritik rol oynadığı belirtilmektedir. LC-PUFA’nın büyüme ve gelişmede rol aldığı düşünülmektedir. Bu düşünce büyüme geriliği gösteren yenidoğanların beyin ve retinalarında ölçülen LCPUFA düzeylerinin düşüklüğüne dayanmaktadır.
Taurin: Antioksidan, büyüme düzenleyici, hücre zarı koruyucusu, safra tuzunun bir bileşeni olmasının yanı sıra kalsiyum dengesinin sağlanmasında etkilidir. Ayrıca beyin, retina, karaciğer, kas, kan, kardiyovasküler ve üreme sisteminde de önemli roller üstlenmektedir. Hem fiziksel hem de bilişsel gelişimi destekler.
Bebek mamalarının içinde bulunan bu besin ögeleri, bebeğin beslenmesinde ve gelişiminde farklı roller üstlenir. İçerdiği protein, karbonhidrat, yağ, vitaminler ve mineraller, bebeklerin enerji ihtiyaçlarını karşılamaya yardımcı olur. Ancak her bebek farklıdır ve doğru beslenme planı için uzman bir çocuk doktoruyla görüşmek önemlidir.
Aptamil Çocuk Devam Sütleri, Nutricia Anne Sütü Araştırma Merkezi’nde 40 yılı aşkın süredir bebekler için en iyisi olan anne sütünü araştırıyor ve yapılan araştırmalar sonucunda üretiliyor. Anne sütü eksikliği ya da yokluğunda doktorunuza danışarak ayına uygun bebek mamasıyla bebeğinizin beslenmesini destekleyebilirsiniz. Kanıtlanmış prebiyotik lifler içeren Aptamil Çocuk Devam Sütleri içeriğindeki D vitamini sayesinde bebeğinizin bağışıklık sisteminin normal işlevini destekler*.
Bebek maması seçiminde aradığınız sorulara cevap bulmak ve Aptamil Çocuk Devam Sütleri ile ilgili daha fazla bilgi almak için “Neden Aptamil Çocuk Devam Sütleri?” sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.
* D vitamini çocuklarda bağışıklık sisteminin normal işlevine katkıda bulunur.