Bebeğiniz için en iyi besin anne sütüdür
bg

Dr. Bahar Eriş Anlatıyor: Danimarkalı Ebeveynler Bebeklerini Nasıl Yetiştiriyor?

1.Duygusal Dürüstlük

Danimarkalılar için duygusal dürüstlük çok önemli. Andersen masalları orjinallerinde sonlarının çok da mutlu bitmediği masallardır. Örneğin deniz kızı hikayesi, deniz kızının köpüğe dönüşmesi ve yok olmasıyla sona erebiliyor. Danimarkalılar hikayeleri bu şekilde çocuklara anlatmayı tercih edebiliyorlar. Çünkü hayatta mutlu olaylar olduğu kadar, mutsuzlukların da kayıpların da acıların da olduğunu çocukların küçük yaşlardan itibaren bilmesine önem veriyorlar. Aynı şekilde çocukların kendi duygularını anlayabilmeleri için de onlara küçücük yaştan itibaren yardımcı olmaya çalışıyorlar.

2. Oyun

Lego, Danimarka menşeli bir oyuncaktır. Lego kelimesi ise Dancada "İyi Oyna" demektir. Danimarka’da çocuklar saat 2’ye kadar okula gidip, 2’den sonra sadece oyun oynayacakları okula gidiyorlar. Günün geri kalanını bu okullarda geçiriyorlar. Çünkü oyun sadece eğlence amaçlı görülmüyor, aynı zamanda öğrenmek ve hayat becerilerini edinmek için çok önemli bir araç olarak görülüyor. Çocuklarda esneklik, bağımsızlık, kontrol duygusu, özsaygı ve özgüven gibi birçok özelliği geliştirmenin oyun ile mümkün olduğuna inanıyorlar. Hatta öyle ki Danimarka’da başarı denince sadece akademik başarı değil arkadaşlarınla ne kadar iyi oynayabildiğin de başarının bir parçası olarak algılanıyor.

 

3. Yeniden Çerçeveleme

Danimarka dilinde şöyle bir deyiş var "Kötü hava yoktur, kötü giysi vardır." Diyelim ki dışarıda yağmur yağsa bile çocukları ona göre giydirip yine dışarıda oyun oynatabileceklerini düşünüyorlar. Genel olarak anne babaların hayata bakışı da bu şekilde. Pozitif yorum önemlidir. Çünkü bir bebek küçük yaştan itibaren karşısında böyle bir anne baba gördüğü zaman o da bu modeli benimsemeye başlıyor. Hayatta karşılaştığı olumsuz durumları da aynı şekilde yorumlamaya başlıyor. Bu kullandıkları dile de yansıyor. Mesela bebek arkadaşına vurduğu zaman "Sen kötü bir bebeksin" demek yerine "Arkadaşına vurman kötü bir davranış" diye bunu çerçevelemiş oluyorlar. Bu şekilde çocuk bu davranışı kimlik haline dönüştürmemiş oluyor. Davranışını değiştirebileceğini daha küçük yaştan itibaren öğrenmiş oluyor.

4. 2 yaş; Sınır Yaşı

Danimarka’da "Korkunç İkiler" ya da "İki Yaş Sendromu" diye bir kavram yok. Onlar 2 yaşa sınır yaşı diyorlar. Çünkü bunun bebeğin gelişiminin normal bir aşaması olduğunu biliyorlar. Bebekler, sağlıklı gelişimleri için o dönemde anne babalarından ayrılmaya, sınırlarını genişletmeye ve bağımsızlıklarını kazanmaya çalışırlar. Bu son derece normaldir. Danimarkalılar bunun bebeğin normal gelişiminin bir parçası olduğunu bildikleri için 2 yaşı olumlu bir yaş olarak görüyorlar. Bunu sınır genişletme yaşı olarak adlandırıyorlar. Bu hem bebeğin hem de anne babanın 2 yaş dönemini daha rahat geçirmesini sağlıyor.

5. Mutluluk Sanatı : Hygee

Hygee kelime anlamı olarak "Biz zamanı" demek. Hygge, bebeğinden yaşlısına herkesin bir arada olduğu ve güzelce vakit geçirdiği bir zamandır. Hatta bu Danimarkalılar için o kadar önemli ki yazılı kağıtlara imza atarak şöyle yeminler bile ediyorlar; "Bu süre içerisinde kimse kesinlikle cep telefonunu açmayacak, herkes problemlerini kapının önünde bırakacak, şikayet etmek yok, politika ya da maçlardan konuşup birbirimizle karşı karşıya gelmek yok. Bu süre içerisinde sadece birbirimizle ilgileneceğiz. Büyükler küçüklere hikayeler ve güzel anılarını anlatacaklar. Herkes birbirine şükran duygusunu ifade edecek." Danimarkalıların oluşturduğu Hygge kültürü, onların mutluluğuna katkıda bulunan en önemli unsurlardan birisi olarak görülüyor. Bu bizim kültürümüz için de çok uygun bir yöntem. Siz de bir araya geldiğiniz zaman bunu uygulayabilirsiniz.

Dr. Bahar Eriş