Erkek İkiz Bebek İsimleri
Bebeklerinizin cinsiyetini öğrendikten sonra şimdi sıra onlara isimler bulmaya geldi. Erkek ikiz bebeklerinize isim olarak aklınızda birçok seçenek olmasına rağmen hala net bir karar verememiş olabilirsiniz. Haklısınız çünkü bebeklerinizin hayatı boyunca taşıyacağı isimleri bulmak heyecanlı olmanın yanı sıra biraz da zor bir süreç.
İşte sizin için zor ama bir o kadar da keyifli olan bu uğraşta yardımcı olacak detaylı bir liste hazırladık. Erkek İkiz Bebek İsimleri listemiz ile hangi tarzda olursa olsun ikiz bebeklerinize uygun birçok seçenek bulabileceksiniz. İşte alfabetik sırayla sizler için hazırladığımız Erkek İkiz Bebek İsimleri ve anlamları…
A Harfi
Ahmet-Mehmet
Ahmet: Övülmeye layık, övülmüş.
Mehmet: 1. Övülmüş. 2. Hz. Muhammed'in (S.A.V) adlarından biri.
Ali-Yaman
Ali: 1. Yüce, ulu, yüksek. 2. Orun bakımından en üstün.
Yaman: 1. Kötü, korkulan, şiddetli. 2. Cesur, güçlü. 3. Kurnaz, becerikli.
Ali-Ziya
Ali: 1. Yüce, ulu, yüksek. 2. Orun bakımından en üstün.
Ziya:Işık, aydınlık.
Alp-Acar
Alp: 1. Yiğit, kahraman, cesur, bahadır kimse. 2. Eski Türklerde kullanılan bir unvan.
Acar: 1. Kuvvetli, güçlü, dinç. 2. Çevik, atılgan, kabına sığmaz. 3. Gözü pek, yiğit, cesur, kabadayı, yılmaz, 4. Hoş, sevimli yüzlü (kimse). 5. Yeni. 6. Taze. 7. Şişman, etli, semiz. 8. Çalışkan, becerikli. 9. Açıkgöz, zeki. 10. Çapkın. 11. Bir çeşit zehirli ot.
Alpar-Alper
Alpar: Yiğit, kahraman, cesur kimse.
Alper: Yiğit, kahraman erkek.
Alptürk-Göktürk
Alptürk: Yiğit Türk, Kahraman Türk, Cesur Türk.
Göktürk: İslamlıktan önce Orta Asya da yaşamış bir Türk ulusu.
Aras-Ayaz
Aras: 1. Kendisininmiş gibi sahip çıkılan, bulunmuş mal. 2. Doğu Anadolu’da bir ırmak.
Ayaz: 1. Duru ve sakin havada çıkan kuru soğuk. 2. Açık, bulutsuz hava. 3. Aydınlık, ışık. 4. Mehtap.
Aras-Sarp
1. Kendisininmiş gibi sahip çıkılan, bulunmuş mal. 2. Doğu Anadolu’da bir ırmak.
1. Çetin, sert, şiddetli. 2. Dik, çıkılması ve geçilmesi güç.
Aras-Uras
Aras: 1. Kendisininmiş gibi sahip çıkılan, bulunmuş mal. 2. Doğu Anadolu’da bir ırmak.
Uras: Talih, şans.
Aren-Ares
Aren: 1. Çölde bulunan en parlak ve gösterişli kum. 2. Çöl kumu. 3. Parlak kum tanesi.
Ares: 1. Felaket, yıkım. 2. Yunan mitolojisinde savaş tanrısıdır.
Arslan-Onur
Arslan: 1.Kedigillerden, Afrika'da ve Asya'da yaşayan, erkekleri yeleli, yırtıcı, uzunluğu 160 cm, kuyruğu 70 cm ve ucu püsküllü, çok koyu sarı renkli güçlü bir memeli türü. 2. Gürbüz, yiğit adam.
Onur: 1. İnsanın kendine karşı duyduğu saygı. 2. Başkalarının gösterdiği saygının dayandığı değer, şeref.
Aşkın-Pamir
Aşkın: 1. Belli bir süreyi aşmış, ötesine geçmiş. 2. Benzerlerinden üstün.3. Çok, fazla.
Pamir: Orta Asya’da Tacikistan, Çin, Sincan Uygur Özerk sınırında bulunan lalenin ana vatanı olan ve Himalaya Dağlarının kuzey silsilelerini teşki eden sıra dağların adı.
Atalay-Barkın
Atalay: Ünlü, namlı, şöhretli kimse.
B Harfi
Barkın: 1. Yolculuk eden, yolcu, gezgin.2. Kendisini yolundan hiçbir şeyin alıkoymadığı yolcu.
Ayaz-Feyyaz
Ayaz: 1. Duru ve sakin havada çıkan kuru soğuk. 2. Açık, bulutsuz hava. 3. Aydınlık, ışık. 4. Mehtap.
Feyyaz: 1. Bereket ve bolluk veren. 2. Çok verimli, gür.
Ayberk-Canberk
Ayberk: "Ey güçlü kimse" anlamında kullanılan bir ad.
Canberk: Güçlü, sağlam kişilikli kimse.
Aykut-Kutay
Aykut: Kutlu, uğurlu ay.
Kutay: 1. Kutlu, uğurlu ay. 2. İpek, ipekli kumaş.
Baran-Egemen
Baran: Yağmur.
Egemen: Buyruk ve hüküm sahibi, buyruğunu yürüten, bağımlı olmayan.
Baran-Sinan
Baran: Yağmur.
Sinan: Mızrak, süngü.
Barış-Umut
Barış: 1. Barışma işi. 2. Savaşın bittiğinin bir antlaşmayla belirtilmesinden sonraki durum. 3. Böyle bir antlaşmadan sonra insanlık tarihindeki süreç. 4. Uyum, karşılıklı anlayış ve hoşgörü ile oluşturulan ortam.
Umut: Ummaktan doğan güven duygusu, ümit.
Batu-Bartu
Batu: Üstün gelen, gücü yeten, galip.
Bartu: 1. Varlık, servet.2. Varılacak yer, mesafe.
Berk-Berkay
Berk: 1. Sağlam, kuvvetli. 2. Katı, sert. 3. Şiddetli. 4. Hızlı. 5. Orman. 6. Ar. Şimşek. 7. Yaprak.
Berkay: Sağlam ve güçlü kimse.
Berk-Erk
1. Sağlam, kuvvetli. 2. Katı, sert. 3. Şiddetli. 4. Hızlı. 5. Orman. 6. Ar. Şimşek. 7. Yaprak.
1. Bir işi yapabilme gücü, kudret. 2. İstediğini yaptırabilme gücü, nüfuz. 3. Naz. 4. Sevgi. 5. İçtenlik.
Berkay-Gürkay
Berkay: Sağlam ve güçlü kimse.
Gürkay: Güçlü ve de kaya gibi sert.
Bilge-Bilgehan
Bilge: Bilgili, iyi ahlaklı, olgun ve örnek kimse.
Bilgehan: Bilgili hükümdar.
Boran-Baran
Boran: 1. Bora. 2. Sis, duman. 3. İç sıkıntısı. 4. Yaban güvercini.
Baran: Yağmur.
Burak-Buğra
Burak: Hz. Muhammed'in (S.A.V) Miraç Gecesi'ndeki biniti.
Buğra: Erkek deve.
Burak-Murat
Burak: Hz. Muhammed'in (S.A.V) Miraç Gecesi'ndeki biniti.
Murat: 1. İstek, dilek, arzu. 2. Amaç.
Burak-Yılmaz
Burak: Hz. Muhammed'in (S.A.V) Miraç Gecesi'ndeki biniti.
Yılmaz: Yılmayan, bıkmayan, azimli, sebatlı.
Bülent-Kıraç
Bülent: Yüksek, yüce, ulu.
Kıraç: Bitek olmayan, verimsiz veya sulanmayan yer.
C Harfi
Can-Caner
Can: 1. Ruh. 2. Güç, dirilik, 3. İnsanın kendi varlığı, özü, 4. Gönül. 5. Çok içten, sevimli, şirin kimse.
Caner: Çok içten, sevilen, sevimli kimse.
Can-Cem
Can: 1. Ruh. 2. Güç, dirilik, 3. İnsanın kendi varlığı, özü, 4. Gönül. 5. Çok içten, sevimli, şirin kimse.
Cem: 1. Hükümdar, şah. 2. İran mitolojisinde şarabı bulan. 3. Ar. Toparlanma, bir araya gelme.
Caner-Berk
Caner: Çok içten, sevilen, sevimli kimse.
Berk: 1. Sağlam, kuvvetli. 2. Katı, sert. 3. Şiddetli. 4. Hızlı. 5. Orman. 6. Ar. Şimşek. 7. Yaprak.
Cemal-Can
Cemal: 1. Yüz güzelliği, güzellik. 2. Güzel yüz.
Can: 1. Ruh. 2. Güç, dirilik, 3. İnsanın kendi varlığı, özü, 4. Gönül. 5. Çok içten, sevimli, şirin kimse.
Cihangir-Doruk
Cihangir: Dünyaya egemen olan, dünyayı zapt eden kimse.
Doruk: 1. Tepe, en yüksek yer, uç, zirve. 2. En üstün başarı düzeyi. 3. Kibirli.
Cüneyt-Haldun
Cüneyt: 1. Küçük asker, askercik. 2. Beylikler döneminde Aydınoğulları soyunun en son temsilcisi olan beyin adı.
Haldun: Sonsuz olan, ebedî olan.
Ç Harfi
Çağan-Çağlar
Çağan: 1. Bayram. 2. Kalın ve kuvvetli deve kösteği. 3. Doğan kuşu.
Çağlar: 1. Çağlayan. 2. Coşkulu, canlı kimse.
Çağman-Demir
Çağman: Çağın insanı.
Demir: 1. Koyu renkli, kolay işlenen, dayanıklı, kullanılış yerleri çok maden. 2. Güçlü, kuvvetli, sert kimse.
Çelik-Çetin
Çelik: 1. Su verilip sertleştirilen demir. 2. Çok güçlü, kuvvetli. 3. Kısa kesilmiş dal.
Çetin:1. Sert, inatçı. 2. Sarp, engelli. 3. Çözümlenmesi güç. 4. Hayırsız.
Çelik-Ulaş
Çelik: 1. Su verilip sertleştirilen demir. 2. Çok güçlü, kuvvetli. 3. Kısa kesilmiş dal.
Ulaş: Amacına ermiş, isteğine kavuşmuş kimse.
Çetin-Birol
Çetin: 1. Sert, inatçı. 2. Sarp, engelli. 3. Çözümlenmesi güç. 4. Hayırsız.
Birol: "Tek ol, biricik ol" anlamına kullanılan bir ad.
Çınar-Deniz
Çınar: 1. Uzun boylu, kalın dallı, uzun ömürlü bir ağaç. 2. Dayanak, destek, güç alınan kimse, güçlü kimse.
Deniz: 1. Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu, büyük su kütlesi. 2. Çok bol.
Çınar-Kandemir
Çınar: 1. Uzun boylu, kalın dallı, uzun ömürlü bir ağaç. 2. Dayanak, destek, güç alınan kimse, güçlü kimse.
Kandemir: Güçlü soydan gelen kimse.
D Harfi
Dalan-Caner
Dalan: 1. Biçim, şekil. 2. İnce, narin, zarif.
Caner: Çok içten, sevilen, sevimli kimse.
Denizalp-Demiralp
Denizalp: Yiğit denizci.
Demiralp: Güçlü, kuvvetli, sert, yiğit kimse.
Derin-Deniz
Derin: 1. Çok gelişmiş, çok ilerlemiş. 2. Yoğun. 3. İçten gelen.
Deniz: 1. Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu, büyük su kütlesi. 2. Çok bol.
Devrim-Deniz
Devrim: Dünya görüşünde, felsefede, bilimde, sanatta veya toplumsal düzende birdenbire olan niteliksel değişme.
Deniz: 1. Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu, büyük su kütlesi. 2. Çok bol.
Dinç-Dinçer
Dinç: Gücü ve sağlık durumu yerinde olan kimse.
Dinçer: Gücü ve sağlık durumu yerinde olan kimse.
Doğa-Deniz
Doğa: 1. Var olan her şeyin, canlı ve nesnelerin tümü. 2. Deniz, dağ, ova, orman vb.nin oluşturduğu fiziksel dünya. 3. Yaradılış ve yapı özelliklerinin tümü.
Deniz: 1. Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu, büyük su kütlesi. 2. Çok bol.
Doğan-Sinan
Doğan: 1. Doğan, dünyaya gelen. 2. Kartalgillerden, alıştırılarak kuş avında kullanılan, yırtıcı bir kuş.
Sinan: Mızrak, süngü.
Doğu-Batı
Doğu: Güneşin doğduğu yön, gündoğusu.
Batı: Güneşin battığı yön.
Doğukan-Batıkan
Doğukan: Doğudan olan kimse.
Batıkan: Batının Hanı ya da Batının Kanı anlamında.
Doğukan-Metehan
Doğukan: Doğudan olan kimse.
Metehan: Hükümdar olan Mete.
E Harfi
Edis-Ziya
Edis: Ulu, yüce, değerli kimse.
Ziya: Işık, aydınlık.
Ediz-Deniz
Ediz: Ulu, yüce, değerli kimse.
Deniz: 1. Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu, büyük su kütlesi. 2. Çok bol.
Efe-Yiğit
Efe: 1. Batı Anadolu köy yiğidi. 2. Ağabey. 3. Kabadayı.
Yiğit: 1. Güçlü, yürekli, kahraman, alp. 2. Delikanlı, genç erkek. 3. Gözü pek, düşüncelerini açıkça söylemekten çekinmeyen kimse.
Efgan-Oflaz
Efgan: Istırap ile haykırma, bağırıp çağırma.
Oflaz: 1. İyi, güzel, eksiksiz, tam. 2. Gürbüz, yakışıklı, güzel giyinen. 3. Becerikli. 4. Eflatun rengi. 5. İşe yarar.
Ege-Efe
Ege: 1. Bir çocuğu koruyan, işlerine bakan ve her hâlinden sorumlu olan kimse. 2. Yaşça büyük. 3. Sahip.
Efe: 1. Batı Anadolu köy yiğidi. 2. Ağabey.3. Kabadayı.
Ege-Metin
Ege: 1. Bir çocuğu koruyan, işlerine bakan ve her hâlinden sorumlu olan kimse. 2. Yaşça büyük. 3. Sahip.
Metin: Sağlam, dayanıklı, güçlü.
Egehan-Egemen
Egehan: Engin denizlerin hükümdarı.
Egemen: Buyruk ve hüküm sahibi, buyruğunu yürüten, bağımlı olmayan.
Ekin-Çağan
Ekin: 1. Ekilmiş tahılın filiz vermiş biçimi, tarlada bitmiş tahıl. 2. Buğday. 3. Kültür.
Çağan: 1. Bayram. 2. Kalın ve kuvvetli deve kösteği. 3. Doğan kuşu.
Ekrem-Kerem
Ekrem: 1. Çok cömert, eli çok açık. 2. Çok onurlu.
Kerem: 1. Soyluluk. 2. Cömertlik, el açıklığı, bağış.
Emir-Demir
Emir: 1. Buyruk, komut. 2. Bir kavim, aşiret veya ülkenin başı. 3. Prens, şehzade.
Demir: 1. Koyu renkli, kolay işlenen, dayanıklı, kullanılış yerleri çok maden. 2. Güçlü, kuvvetli, sert kimse.
Emrah-Ethem
Emrah: 1. Saz çalıp oynayan. 2. Erzurum'da doğmuş ünlü bir halk ozanı.
Ethem: Karayağız at.
Emre-Berke
Emre: 1. Âşık, tutkun. 2. Halk şairi. 3. Kardeş. 4. Arkadaş
Berke: Kamçı.
Ender-Erdinç
Ender: Çok az, çok seyrek, az bulunan.
Erdinç: Dinç, güçlü kimse.
Enes-Enis
Enes: Soylu Arap atı, küheylan.
Enis: Dost, arkadaş.
Enes-Ensar
Enes: Soylu Arap atı, küheylan.
Ensar: Yardımcılar, koruyucular.
Enver-Engin
Enver: Nurlu, çok parlak, çok güzel.
Engin: 1. Açık deniz. 2. Çok geniş. 3. İyi, güzel, temiz, sağlam.
Ercan-Mete
Ercan: Yiğit, canlı, cesur kimse.
Mete: Büyük Türk-Hun İmparatoru.
Erim-Emir
Erim: 1. Bir şeyin erebileceği uzaklık. 2. İyi bir şeye işaret olan durum. 3. Sevgi. 4. Müjde.
Emir: 1. Buyruk, komut. 2. Bir kavim, aşiret veya ülkenin başı. 3. Prens, şehzade.
Erim-Erem
Erim: 1. Bir şeyin erebileceği uzaklık. 2. İyi bir şeye işaret olan durum. 3. Sevgi. 4. Müjde.
Erem: Bir işe gönüllü, istekli olma.
Erinç-Erdinç
Erinç: Dirlik, rahat, huzur.
Erdinç: Dinç, güçlü kimse.
Erkan-Serkan
Erkan: Yiğit, erkek soydan gelen kimse.
Serkan: Asil bir soydan gelen kimse.
Eşref-Olcay
Eşref: Çok onurlu, çok şerefli kimse.
Olcay:1. Baht, talih, şans. 2. Bahtlı, talihli.
Evrim-Kerem
Evrim: Ağır ağır ve kendiliğinden oluşan değişim.
Kerem: 1. Soyluluk. 2. Cömertlik, el açıklığı, bağış.
Eymen-Seymen
Eymen: 1. Daha uğurlu, daha bereketli.2. Sağ tarafta olan.
Seymen: Bayram günlerinde, düğünlerde, törene yerli giysilerle, atlı ve silahlı olarak katılan yiğit.
Eyüp-Cüneyt
Eyüp: 1. Çok ıstırap çeken kimse.2. Kur'an-ı Kerim'de adı geçen ve "sabırlı insan" örneği olarak gösterilen peygamber.
Cüneyt: 1. Küçük asker, askercik. 2. Beylikler döneminde Aydınoğulları soyunun en son temsilcisi olan beyin adı.
Ezel-Enes
Ezel: Başlangıcı, öncesi olmayan geçmiş zaman, öncesizlik.
Enes: Soylu Arap atı, küheylan.
F Harfi
Faruk-Furkan
Faruk: 1. Haklıyı haksızdan ayıran, adaletli. 2. Keskin. 3. Hz. Ömer’in lakabı.
Furkan: 1. İyi ile kötü, doğru ile yanlış arasındaki farkı gösteren her şey. 2. Kur'an-ı Kerim.
Fırat-Berat
Fırat: 1. Asurca. Geniş akarsu. 2. Far. Geçit veren, üstünden geçmeye uygun. 3. Türkiye ve Suriye’nin doğu bölgelerini sulayan, Irak’ı aşan, Dicle ırmağıyla birleşerek Basra körfezine dökülen büyük nehir.
Berat: 1. Nişan, rütbe. 2. Bir buluştan, bir haktan yararlanmak için devletçe verilen belge, patent. 3. Osmanlı İmparatorluğu'nda bir göreve atanan, aylık bağlanan, san, nişan veya ayrıcalık verilen kimseler için çıkarılan padişah buyruğu.
Fikri-Özkan
Fikri: Düşünülerek oluşturulan, fikirle ilgili.
Özkan: Temiz ve asil soydan gelen kimse.
Furkan-Serkan
Furkan:1. İyi ile kötü, doğru ile yanlış arasındaki farkı gösteren her şey. 2. Kur'an-ı Kerim.
Serkan: Asil bir soydan gelen kimse.
G Harfi
Gençer-Gençalp
Gençer: 1. Genç-er. 2. Toplantı, eğlenti.
Gençalp: Genç yiğit.
Gökhan-Hakan
Gökhan: Eski Türklerde gök Tanrısı.
Hakan: 1. Türk, Moğol ve Tatar hanları için "hükümdarlar hükümdarı" anlamında kullanılan bir unvan. 2. Osmanlı padişahlarına verilen unvan.
Gökhan-Orbay
Gökhan: Eski Türklerde gök Tanrısı.
Orbay: Ordu komutanı.
Göktuğ-Görkem
Göktuğ: Savaşmayı seven kimse.
Görkem: 1. Gösteriş, heybet. 2. İyi gelişmiş, gürbüz.
Gürel-Levent
Gürel: Hareketli, coşkun kimse.
Levent: 1. Boylu boslu yakışıklı kimse.2. Osmanlı donanmasında ve kıyılarda görev yapan asker sınıfı. 3. Yiğit denizci.
H Harfi
Hakan-Baran
Hakan: 1. Türk, Moğol ve Tatar hanları için "hükümdarlar hükümdarı" anlamında kullanılan bir unvan.2. Osmanlı padişahlarına verilen unvan.
Baran: Yağmur.
Haldun-Harun
Haldun: Sonsuz olan, ebedî olan.
Harun: 1. Parlayan. 2. Hz. Musa'nın ağabeyi.
Halit-Ferit
Halit: Sürekli, sonsuz, ebedî.
Ferit: Eşi benzeri olmayan, tek, eşsiz, üstün.
Harun-Hakan
Harun: 1. Parlayan. 2. Hz. Musa'nın ağabeyi.
Hakan: 1. Türk, Moğol ve Tatar hanları için "hükümdarlar hükümdarı" anlamında kullanılan bir unvan.2. Osmanlı padişahlarına verilen unvan.
Hasan-Hüseyin
Hasan: 1. Güzel. 2. İyi ve hayırlı iş.
Hüseyin: Küçük sevgili.
İ Harfi
İhsan-Doğan
İhsan: 1. İyilik etme, iyilik. 2. Bağış, bağışlama. 3. Bağışlanan şey.
Doğan: 1. Doğan, dünyaya gelen.2. Kartalgillerden, alıştırılarak kuş avında kullanılan, yırtıcı bir kuş.
İhsan-Refik
İhsan: 1. İyilik etme, iyilik. 2. Bağış, bağışlama. 3. Bağışlanan şey.
Refik: 1. Arkadaş, yoldaş. 2. Koca, eş. 3. Yardımcı.
İlkay-İlker
İlkay: Ayın hilal durumu, yeni ay.
İlker: İlk doğan erkek çocuklara verilen adlardan biri.
İsa-Musa
İsa: 1. Allah’ın yargılaması, mağfireti. 2. Dört büyük peygamberden Hristiyanlığın kurucusu, doğumu Türkiye’de ve Batı’da takvim başlangıcı sayılan peygamber.
Musa: 1. Musevi dininin kurucusu, İsrail peygamberi ve kanun koyucusu. 2. Bir vasiyeti yerine getirmekle görevli kimse.
K Harfi
Kaan-Arda
Kaan: 1. Hanların hanı, hükümdar. 2. Tarihte Çin ve Moğol hükümdarlarına verilen ad.
Arda: 1. Hükümdar veya kumandan asası. 2. İşaret olarak yere dikilen çubuk. 3. Sonra gelen.4. Meriç ırmağının Edirne yöresindeki önemli bir kolu. 5. Uygur yazılarında geçen çok eski bir Türk adı.
Kaan-Çağan
Kaan: 1. Hanların hanı, hükümdar. 2. Tarihte Çin ve Moğol hükümdarlarına verilen ad.
Çağan: 1. Bayram. 2. Kalın ve kuvvetli deve kösteği. 3. Doğan kuşu.
Kaan-Emir
Kaan: 1. Hanların hanı, hükümdar. 2. Tarihte Çin ve Moğol hükümdarlarına verilen ad.
Emir: 1. Buyruk, komut. 2. Bir kavim, aşiret veya ülkenin başı. 3. Prens, şehzade.
Kaan-Yaman
Kaan: 1. Hanların hanı, hükümdar. 2. Tarihte Çin ve Moğol hükümdarlarına verilen ad.
Yaman: 1. Kötü, korkulan, şiddetli. 2. Cesur, güçlü. 3. Kurnaz, becerikli.
Kadir-Kenan
Kadir: 1. Kuvvetli, güçlü, kudret sahibi. 2. Değer, onur, kıymet, şeref.3. Allah’ın adlarındandır.
Kenan: 1. Vaat edilmiş ülke.2. Cennet.3. Hazreti Yakup'un ülkesi, Filistin.
Kaya-Kayra
Kaya: Büyük ve sert taş kütlesi.
Kayra: Büyük bir kimseden gelen iyilik, ihsan.
Kayra-İkra
Kayra: Büyük bir kimseden gelen iyilik, ihsan.
İkra: Hz. Muhammed'e (S.A.V) inen ilk vahiy. "Oku" anlamına gelir.
Kemal-Cemal
Kemal: 1. Bilgi ve erdem bakımından olgunluk, yetkinlik, erginlik, eksiksizlik.2. En yüksek değer.
Cemal: 1. Yüz güzelliği, güzellik. 2. Güzel yüz.
Kerem-Kerim
Kerem: 1. Soyluluk. 2. Cömertlik, el açıklığı, bağış.
Kerim: 1. Cömert, eli açık. 2. Ulu, büyük.
Kutay-Giray
Kutay: 1. Kutlu, uğurlu ay. 2. İpek, ipekli kumaş.
Giray: Kırım hanlarına ve han ailesinden olan prenslere verilen unvan.
Kutsi-Tankut
Kutsi: Kutsal.
Tankut: Şafak vakti gibi parlak, mutlu kimse.
Kuzey-Güney
Kuzey: 1. Sağını doğuya, solunu batıya veren kimsenin tam karşısına düşen yön, dört ana yönden biri, şimal, güney karşıtı. 2. Bulunduğu noktaya göre kuzeyde kalan yer.
Güney: 1. Dört ana yönden biri, Kuzey kutbuna karşı olan. 2. Her zaman güneş alan yer.
L Harfi
Lebib-Bekir
Lebib: Akıllı, zeki, fatin.
Bekir: Sabahları erken kalkmayı alışkanlık edinen kimse.
Levent-Polat
Levent: 1. Boylu boslu yakışıklı kimse.2. Osmanlı donanmasında ve kıyılarda görev yapan asker sınıfı. 3. Yiğit denizci.
Polat: 1. Çelik. 2. Güç, kuvvet.
Levent-Zorlu
Levent: 1. Boylu boslu yakışıklı kimse.2. Osmanlı donanmasında ve kıyılarda görev yapan asker sınıfı. 3. Yiğit denizci.
Zorlu: 1. Güzel, çok güzel, iyi. 2. Yakışıklı. 3. Güçlü, dayanıklı. 4. Sert, keskin. 5. Yürekli, cesur. 6. Girgin, girişken.
M Harfi
Mehmet-Mahmut
Mehmet: 1. Övülmüş. 2. Hz. Muhammed'in (S.A.V) adlarından biri.
Mahmut: Övülmüş, övülmeye değer.
Meriç-Hilmi
Meriç: Kuş iskeleti.
Hilmi: Yumuşak huylu, nazik, ince kimse.
Meriç-Tuna
Meriç: Kuş iskeleti.
Tuna: 1. Çok, bol. 2. Yavru. 3. Görkemli, gösterişli.
Mert-Berk
Mert: 1. Erkek. 2. Özü sözü doğru olan.
Berk: 1. Sağlam, kuvvetli. 2. Katı, sert. 3. Şiddetli. 4. Hızlı. 5. Orman. 6. Ar. Şimşek. 7. Yaprak.
Mert-Metin
Mert: 1. Erkek. 2. Özü sözü doğru olan.
Metin: Sağlam, dayanıklı, güçlü.
Mert-Yiğit
Mert: 1. Erkek. 2. Özü sözü doğru olan.
Yiğit: 1. Güçlü, yürekli, kahraman, alp. 2. Delikanlı, genç erkek. 3. Gözü pek, düşüncelerini açıkça söylemekten çekinmeyen kimse.
Metin-Tekin
Metin: Sağlam, dayanıklı, güçlü.
Tekin: 1. Tek, eşsiz. 2. Uyanık, tetikte. 3. Uslu. 4. Şehzade, prens. 5. Uğurlu.
Miraç-Mirza
Miraç: 1. Yükselme, çıkma. 2. Hz. Muhammed'in (S.A.V) göğe yükselmesi.
Mirza: 1. İranlılara özgü "beyzade" anlamında bir soyluluk sanı. 2. Bir yıldızın adı.
Muhammed-Mustafa
Muhammed: 1. Övülmüş. 2. Hz. Muhammed'in (S.A.V) adlarından biri.
Mustafa : 1. Seçilmiş, seçkin.2. Hz. Muhammed'in adlarından.
Murat-Ali
Murat: 1. İstek, dilek, arzu. 2. Amaç.
Ali: 1. Yüce, ulu, yüksek. 2. Orun bakımından en üstün.
Murat-Mutlu
Murat: 1. İstek, dilek, arzu. 2. Amaç.
Mutlu: Mutluluğa ermiş olan, mesut.
Musa-Adem
Musa: 1. Musevi dininin kurucusu, İsrail peygamberi ve kanun koyucusu. 2. Bir vasiyeti yerine getirmekle görevli kimse.
Adem: 1. Dinî inançlara göre ilk yaratılan insan ve ilk peygamber. 2. İnsan, insanoğlu. 3. İnsanda bulunması gereken olumlu özelliklere sahip olan kimse.
N Harfi
Nogay-Okay
Nogay: 1. Köpek. 2. Kafkasya’da yaşayan bir Türk kavmi.
Okay: 1. Satürn gezegeni
Nedim-Selim
Nedim: 1. Sohbet arkadaşı. 2. Güzel öykü anlatan, tatlı konuşan.
Selim: 1.Doğru, dürüst, kusursuz. 2.Sonu iyi, tehlikesiz, kötücül olmayan.
Nadir-Aşir
Nadir: Seyrek, az bulunur.
Asir: Bir dinî tören sırasında veya cemaatle namaz kılınıp dua edildikten sonra okunan Kur'an ayetleri.
Nebi-Baki
Nebi: Kendisine kitap indirilmemiş peygamber.
Baki: 1. Sürekli.2. Bir şeyden artan miktar. 3. Öteki.
Nazım-Ozan
Nazım: 1.Şiir. 2. Düzenleyen, tanzim eden. 3. Manzum yazan.
Ozan: Şair
O Harfi
Orkun-Orçun
Orkun: Orta Asya Türklerinin kullandığı en eski yazı.
Orçun: Ardıllar, halefler.
Ozan-Oğan
Ozan: 1. Şiir yazan, şair. 2. Halk şairi. 3. Şakacı, güzel ve tatlı konuşan.
Oğan: Tanrı
Onat-Kanat
Onat: 1.Özenli, düzgün, uygun. 2. Dürüst, iyi ahlaklı.
Kanat: 1. Kuşlarda ve böceklerde uçmayı sağlayan organ. 2. Yan, taraf.
Ongun-Coşkun
Ongun: 1.Çok verimli, bol, eksiksiz. 2.Yarar duruma gelmiş, bayındır. 3.Mutlu.
Coşkun: Coşan, coşkulu, heyecanlı kimse.
Oflaz-Alaz
Oflaz: İyi, güzel, mükemmel.
Alaz: Alev, yalaz.
Ö Harfi
Ömer-Ali
Ömer: 1. Yaşama, yaşayış, hayat, canlılık. 2. İkinci halife.
Ali: 1. Yüce, ulu, yüksek. 2. Orun bakımından en üstün.
Ömer-Faruk
Ömer: 1. Yaşama, yaşayış, hayat, canlılık. 2. İkinci halife.
Faruk: 1. Haklıyı haksızdan ayıran, adaletli. 2. Keskin. 3. Hz. Ömer’in lakabı.
Ömer-Tümer
Ömer: 1. Yaşama, yaşayış, hayat, canlılık. 2. İkinci halife.
Tümer: Tam erkek, yiğit.
Özgür-Özden
Özgür: 1. Kendi kendine hareket etme, davranma, karar verme gücü olan. 2. Tutuklu olmayan, hür. 3. Başkasının kölesi olmayan. 4. Bağımsız.
Özden: 1. Soyca temiz, köleliği olmayan özgür kimse. 2. Özle, öz varlıkla, gerçekle ilgili. 3. Suların geçtiği yer, su geçidi. 4. Özsu.
Özgür-Özgün
Özgür: 1. Kendi kendine hareket etme, davranma, karar verme gücü olan. 2. Tutuklu olmayan, hür. 3. Başkasının kölesi olmayan. 4. Bağımsız.
Özgün: 1. Nitelikleri bakımından benzerlerinden ayrı ve üstün olan. 2. Yalnız kendine özgü bir nitelik taşıyan.
P Harfi
Poyraz-Polat
Poyraz: 1. Kuzeydoğudan esen soğuk rüzgâr. 2. Kuzey yönü.
Polat: 1. Çelik. 2. Güç, kuvvet.
Poyraz-Ayaz
Poyraz: 1. Kuzeydoğudan esen soğuk rüzgâr. 2. Kuzey yönü.
Ayaz: 1.Duru, sakin havada çıkan kuru soğuk. 2.Çok soğuk hava.
Pamir-Emir
Pamir: Orta Asya’da Tacikistan, Çin, Sincan Uygur Özerk sınırında bulunan lalenin ana vatanı olan ve Himalaya Dağlarının kuzey silsilelerini teşki eden sıra dağların adı.
Emir: 1. Buyruk, komut. 2. Bir kavim, aşiret veya ülkenin başı. 3. Prens, şehzade.
Paker-Erdener
Paker: Temiz, dürüst, iyi kimse.
Erdener: Temiz, dürüst kimse.
Polat-Erdinç
Polat: 1. Çelik. 2. Güç, kuvvet.
Erdinç: Dinç, güçlü kimse.
R Harfi
Rüzgar-Çınar
Rüzgar: 1. Zaman, devir. 2. Dünya. 3. Yel.
Çınar: 1. Uzun boylu, kalın dallı, uzun ömürlü bir ağaç. 2. Dayanak, destek, güç alınan kimse, güçlü kimse.
Rüzgar-Poyraz
Rüzgar: 1. Zaman, devir. 2. Dünya. 3. Yel.
Poyraz: 1. Kuzeydoğudan esen soğuk rüzgâr. 2. Kuzey yönü.
Rüzgar-Bora
Rüzgar:1. Zaman, devir. 2. Dünya. 3. Yel.
Bora: Genellikle arkasından yağmur getiren sert ve şiddetli fırtına.
Rüçhan-Yaman
Rüçhan: 1. Üstünlük, üstün olma. 2. Üstün tutma.
Yaman: 1.Güç, etki veya beceri bakımından alışılmışın üzerinde olan kimse.2.Kötü, korkulan kimse
Revan-Erin
Revan: 1. Doğru yolu tutan. 2. İyi hareket eden, akıllı. 3. Ergin.
Erin: Erginleşmiş kimse.
Reha-Yekta
Reha: Kurtuluş, kurtulma.
Yekta: Tek, eşsiz.
S Harfi
Samet- Sedat
Samet: 1. Çok yüksek, ulu. 2. Kimseye ve hiçbir şeye muhtaç olmayan anlamında Tanrı adı.
Sedat: 1. Doğruluk, hatasızlık. 2. Doğru ve haklı şey.
Savaş-Barış
Savaş:1. Silahlı çatışma. 2. Uğraşma, kavga, mücadele.
Barış: 1. Barışma işi. 2. Savaşın bittiğinin bir antlaşmayla belirtilmesinden sonraki durum.3. Böyle bir antlaşmadan sonra insanlık tarihindeki süreç. 4. Uyum, karşılıklı anlayış ve hoşgörü ile oluşturulan ortam.
Selim-Kerim
Selim: Sağlam, kusursuz, doğru.
Kerim: 1. Cömert, eli açık. 2. Ulu, büyük.
Semih-Melih
Semih: Cömert, eli açık.
Melih: Güzel, şirin, sevimli.
Serkan-Sercan
Serkan: Asil bir soydan gelen kimse.
Sercan: Sevgili, sevilen.
Sertaç-Orhan
Sertaç:Baş tacı, çok sevilen, sayılan kimse.
Orhan: Şehrin yöneticisi, hâkimi.
Sertan-Bertan
Sertan:Gecenin en karanlık olduğu andan itibaren dünyanın o yüzeyine gelen günün ilk ışıkları.
Bertan: Şafak yemişi.
Seyfi-Ferit
Seyfi: 1. Kılıçla ilgili, askerliğe ait. 2. Kılıç biçiminde. 3. Asker zümresi.
Ferit: Eşi benzeri olmayan, tek, eşsiz, üstün.
Sezer-Yahya
Sezer: Duygulu, hisli, anlayışlı.
Yahya: "Tanrı lütufkârdır" anlamında bir söz.
Sıddık-Abbas
Sıddık: Hiç yalan söylemeyen, doğru konuşan, sözünün eri.
Abbas: 1. Aslan. 2. Sert, çatık kaşlı kimse.
Sinan-Muhsin
Sinan: Mızrak, süngü.
Muhsin: İyilikte, bağışta bulunan, ihsan eden.
Sinan-Baran
Sinan: Mızrak, süngü.
Baran: Yağmur.
Sonat- Onat
Sonat: Bir veya iki çalgı için yazılmış, üç veya dört bölümden oluşan müzik yapıtı.
Onat: 1. İyi, güzel, düzgün. 2. İyi yaradılışlı. 3. Doğru, dürüst, nitelikli. 4. Kolay.5. Uygun, münasip, yakışır. 6. İyi ahlâklı.
Soner-İlker
Soner: Son doğan erkek çocuk.
İlker: İlk doğan erkek çocuklara verilen adlardan biri.
Suat-Fuat
Suat: Mutlu.
Fuat: Gönül, kalp, yürek.
Süleyman-Yavuz
Süleyman:1. Huzur, sükûn.2. Kur’an-ı Kerim'de adı geçen peygamberlerden biri.
Yavuz: 1. İyi, güzel. 2. Mert, cesur. 3. Becerikli, hamarat. 4. Yumuşak huylu.
Ş Harfi
Şahin-Şahan
Şahin: Oldukça büyük boylu, yırtıcı kuş.
Şahan: Oldukça büyük boylu, yırtıcı kuş.
Şevket-Kemal
Şevket: Büyüklük, heybet.
Kemal: 1. Bilgi ve erdem bakımından olgunluk, yetkinlik, erginlik, eksiksizlik.2. En yüksek değer.
Şafak-Toprak
Şafak: Güneş doğmadan az önce beliren aydınlık.
Toprak: 1. Yer kabuğunun canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü. 2. Ülke, memleket. 3. İşlenmiş arazi.
Şimşek-Bulut
Şimşek: Bir bulutun tabanı ile yer arasında, iki bulut arasında veya bir bulut içinde elektrik boşalırken oluşan kırık çizgi biçimindeki geçici ışık.
Bulut: Atmosferdeki su damlacıkları ve buz taneciklerinin görülebilir yoğunluk kazanmasıyla oluşan, biçimleri, yükseklikleri ve yol açtıkları hava olaylarıyla birbirinden ayrılan yığınlar.
T Harfi
Taha-Levent
Taha: Kur´an-ı Kerim'in yirminci surenin adı.
Levent: 1. Boylu boslu yakışıklı kimse.2. Osmanlı donanmasında ve kıyılarda görev yapan asker sınıfı. 3. Yiğit denizci.
Tahir-Polat
Tahir: Temiz, pak.
Polat: 1. Çelik. 2. Güç, kuvvet.
Tahsin-Orhan
Tahsin: 1. Beğenme, alkışlama. 2. Güzelleştirme.
Orhan: Şehrin yöneticisi, hâkimi.
Toktamış-Asım
Toktamış:1. Bir yere yerleşmiş, oturmuş kimse. 2. Dinmiş, sakinleşmiş kimse.
Asım: 1. Günahtan, haramdan çekinen. 2. Namuslu, iffetli.
Tolga-Duyar
Tolga: Savaşçıların başlarına giydikleri demir başlık.
Duyar: Duygulu.
Toygar-Tankut
Toygar: Boz renkli, küçük, ötücü, tarlalarda yuva yapan bir tür serçe, toygar.
Tankut: Şafak vakti gibi parlak, mutlu kimse.
Tufan-Ömür
Tufan: 1. Nuh Peygamber zamanında yağan ve bütün dünyayı su altında bırakan şiddetli yağmur.2. Şiddetli yağmur.
Ömür: Yaşama, yaşayış, hayat.
Tugay-Umur
Tugay: Alayla tümen arasındaki askerî birlik.
Umur: Görgü, bilgi, deneyim.
Tuğra-Buğra
Tuğra: Osmanlı padişahlarının imza yerine kullandıkları, özel bir biçimi olan sembolleşmiş işaret.
Buğra: Erkek deve.
Tuna-Talha
Tuna: 1. Çok, bol. 2. Yavru. 3. Görkemli, gösterişli.
Talha: Zamk ağacı.
Turgut-Onat
Turgut: Konut, oturulacak yer.
Onat: 1. İyi, güzel, düzgün. 2. İyi yaradılışlı. 3. Doğru, dürüst, nitelikli. 4. Kolay. 5. Uygun, münasip, yakışır. 6. İyi ahlâklı.
U Harfi
Utku-Onat
Utku: Üstünlük, zafer.
Onat: 1. İyi, güzel, düzgün. 2. İyi yaradılışlı. 3. Doğru, dürüst, nitelikli. 4. Kolay. 5. Uygun, münasip, yakışır. 6. İyi ahlâklı.
Utku-Umut
Utku: Üstünlük, zafer.
Umut: Ummaktan doğan güven duygusu, ümit.
Uzay-Dünya
Uzay: Bütün varlıkların içinde bulunduğu sonsuz boşluk, feza, mekân.
Dünya: Üzerinde yaşadığımız toprak ve denizler, yeryüzü
Umur-Uğur
Umur: Aldırış etme, önem verme.
Uğur: 1. Bazı olaylarda görülen ve insana iyilik getirdiğine inanılan belirti veya bazı nesnelerde var olduğuna inanılan iyilik kaynağı.2. İyilik, şans, talih, baht.
Uygar-Toygar
Uygar: Fikir, sanat ve endüstri alanlarında çok büyük bir gelişme göstermiş olan, medeni.
Toygar: Boz renkli, küçük, ötücü, tarlalarda yuva yapan bir tür serçe, turgay.
Ü Harfi
Ümit-Umut
Ümit: Ummaktan doğan güven duygusu, umut.
Umut: Ummaktan doğan güven duygusu, ümit.
Ümit-Yiğit
Ümit: Ummaktan doğan güven duygusu, umut.
Yiğit: 1.Güçlü ve yürekli, alp, kahraman, mert. 2.Delikanlı, genç erkek. 3.Gözü pek, düşüncelerini açıkça söylemekten çekinmeyen.
Üstün-Özgün
Üstün: 1. Benzerlerine göre daha yüksek bir düzeyde olan, onları geride bırakan. 2. Yenen, galip gelen. 3. Sayıca çok, fazla.
Özgün: 1. Nitelikleri bakımından benzerlerinden ayrı ve üstün olan. 2. Yalnız kendine özgü bir nitelik taşıyan.
Ünkan-Berkan
Ünkan: Tanınmış soydan gelen kimse.
Berkan: "İyice hatırla" anlamında kullanılan bir ad.
Ülger-Eser
Ülger: 1. İnce tüy. 2. Vecize.
Eser: 1. Emek sonucu ortaya konan ürün, yapıt. 2.Yayın, kitap, yapıt. 3.İz, işaret, im.
Üge-Ünay
Üge: Şöhretli, tanınmış, ünlü.
Ünay: Ay gibi tanınmış, ünü parlak, şöhretli.
V Harfi
Varol-Osman
Varol: "Yaşa, uzun ve sağlıklı bir yaşamın olsun" anlamında kullanılan bir ad.
Osman: 1. Bir tür kuş veya ejderha. 2. Hz. Muhammed'in (S.A.V) damadı, üçüncü halife. 3. Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu ve ilk hükümdarı.
Vedat-Sedat
Vedat: Sevgi, dostluk.
Sedat: 1. Doğruluk, hatasızlık. 2. Doğru ve haklı şey.
Vekil-Şevki
Vekil: Birinin, işini görmesi için kendi yerine bıraktığı veya yetki verdiği kimse.
Şevki: Şevkli, neşeli, istekli.
Volkan-Namık
Volkan: Yanardağ.
Namık: Yazıcı, yazar, kâtip.
Vefa-Sefa
Vefa: Sevgiyi sürdürme, sevgi, dostluk bağlılığı.
Sefa: 1. Gönül rahatlığı, rahatlık, kaygısız ve sakin olma. 2. Eğlence, zevk, neşe.
Vaha-Talha
Vaha: Çöllerin su bulunan kesimlerinde oluşan bitkili alan.
Talha: Zamk ağacı.
Y Harfi
Yağız Efe-Yiğit Efe
Yağız Efe: Yağız: 1. Esmer. 2. Doru. 3. Yiğit. 4. Bakımlı hayvan. Efe :1. Batı Anadolu köy yiğidi. 2. Ağabey.3. Kabadayı.
Yiğit Efe: Yiğit: 1. Güçlü, yürekli, kahraman, alp. 2. Delikanlı, genç erkek. 3. Gözü pek, düşüncelerini açıkça söylemekten çekinmeyen kimse. Efe:1. Batı Anadolu köy yiğidi. 2. Ağabey.3. Kabadayı.
Yağız-Yavuz
Yağız:1. Esmer. 2. Doru. 3. Yiğit. 4. Bakımlı hayvan.
Yavuz: 1. İyi, güzel. 2. Mert, cesur. 3. Becerikli, hamarat. 4. Yumuşak huylu.
Yahya-Ünal
Yahya: "Tanrı lütufkârdır" anlamında bir söz.
Ünal: "Adın duyulsun, tanın, ün kazan" anlamında kullanılan bir ad.
Yalçın-Atalay
Yalçın:1. Dik, sarp. 2. Düz, kaygan. 3. Parlak, cilalı.
Atalay: Ünlü, namlı, şöhretli kimse.
Yaman-Turan
Yaman:1. Kötü, korkulan, şiddetli. 2. Cesur, güçlü. 3. Kurnaz, becerikli.
Turan: 1. Turancıların dünyadaki bütün Türkleri birleştirerek kurmayı amaçladıkları ülkenin adı. 2. Türklerin Orta Asya'daki en eski yurtları.
Yasin-Başar
Yasin: Kur'an-ı Kerim surelerinden biri.
Başar: "Bir işi istenilen biçimde bitir" anlamında kullanılan bir ad.
Yasin-Şevket
Yasin: Kur'an-ı Kerim surelerinden biri.
Şevket: Büyüklük, heybet.
Yasin-Bora
Yasin: Kur'an-ı Kerim surelerinden biri.
Bora: Genellikle arkasından yağmur getiren sert ve şiddetli fırtına.
Yekta-Tan
Yekta: Tek, eşsiz, benzersiz.
Tan: 1. Güneş doğmadan önceki alaca karanlık, şafak vakti. 2. Sabah akşam esen serin rüzgâr.
Yekta-Yahya
Yekta: Tek, eşsiz, benzersiz.
Yahya: "Tanrı lütufkârdır" anlamında bir söz.
Yiğit-Kaan
Yiğit: 1. Güçlü, yürekli, kahraman, alp. 2. Delikanlı, genç erkek. 3. Gözü pek, düşüncelerini açıkça söylemekten çekinmeyen kimse.
Kaan: 1. Hanların hanı, hükümdar. 2. Tarihte Çin ve Moğol hükümdarlarına verilen ad.
Yusuf-Fahri
Yusuf: 1. İnleyen, ah eden.2. İnilti.
Fahri: 1. Onurla ilgili, onursal. 2. Yalnız onur için verilen karşılıksız hizmet.
Yusuf-Yunus
Yusuf:1. İnleyen, ah eden.2. İnilti.
Yunus: Ilık ve sıcak denizlerde yaşayan etçil memeli hayvan.
Z Harfi
Zafer-Kerem
Zafer: 1. Amaca ulaşma, başarma. 2. Düşmanı yenme, üstün gelme, utku.
Kerem: 1. Soyluluk. 2. Cömertlik, el açıklığı, bağış.
Zeynel-Abidin
Zeynel: İbadet edenlerin süsü.
Abidin: İbadet eden, tapan kullar.
Zirve-Ahmet
Zirve: Doruk, bir şeyin en yüksek noktası, tepesi.
Ahmet: Övülmeye layık, övülmüş.
Ziya-Musa
Ziya: Işık, aydınlık.
Musa: 1. Musevi dininin kurucusu, İsrail peygamberi ve kanun koyucusu. 2. Bir vasiyeti yerine getirmekle görevli kimse.
Zorlu-Bartu
Zorlu: 1. Güzel, çok güzel, iyi. 2. Yakışıklı. 3. Güçlü, dayanıklı. 4. Sert, keskin. 5. Yürekli, cesur. 6. Girgin, girişken.
Bartu: 1. Varlık, servet.2. Varılacak yer, mesafe.
Dünyaya getireceğiniz bebeklerinize isim koymak, onların yaşamı boyunca kullanacağı kelimeyi seçmek çok da kolay değil. Bu süreçte bebeklerinize daha kolay isim seçmek için Erkek Bebek İsimleri yazımıza göz gezdirebilir, hazırladığımız listeden size en uygun isimlere karar verebilirsiniz.