Kulağa Hoş Gelen Kız Bebek İsimleri
Bebeğinizin cinsiyetini öğrendikten sonra şimdi sıra kız bebeğinize isim bulmaya geldi. Anne baba olarak kız bebeğinize güzel ve anlamlı bir isim bulmak istiyorsunuz. O halde sizler için hazırladığımız Kulağa Hoş Gelen Kız Bebek İsimleri listemizi okuyabilirsiniz. İşte size Kulağa Hoş Gelen Kız Bebek İsimleri ve anlamları…
A HARFİ
Ada: Deniz veya göl suları ile çevrilmiş küçük kara parçası.
Adal: “Adın yayılsın, ün kazan” anlamında bir ad.
Aden: Cennet bahçesi.
Ahsen: Çok güzel, en güzel.
Ahu: Çok güzel, çekici.
Ahueda: Nazlı güzel.
Ahuela: Çok güzel gözlü.
Akşın: 1. Az beyaz, beyazımsı.2. Kıllarında ve gözlerinde bazen de derisinde doğuştan boya maddesi bulunmadığı için her yanı beyaz olan hayvan veya insan.
Alara: 1. Efsanevi su perisi. 2. Mitolojide bir yer adı. 3. Kırmızı süs.
Aleyna: Bizim üzerimize bizim hakkımızda.
Alin: 1. Aydınlık, parıldayan. 2. Yüce, soylu.
Alisa: 1. Asil soydan olan. 2. Güzel.
Almina: Kızıl, kırmızı renkler.
Alya: Yüksek yer, yükseklik, gök, sema.
Aren: Farsça: Parlak renkteki kum tanesi. Hititçe: Işık
Arın: 1. Temiz, arı, saf. 2. Alın. 3. Yüz, cephe, dağların, tepelerin yüzü.
Arya: Operalarda solistlerden birinin orkestra eşliğinde söylediği, genellikle kendi içinde bütünlüğü olan parça.
Arzu: 1. İstek, dilek. 2. Heves.
Ayben: Yüzünde benleri olan güzel.
Aybeniz: Ay gibi güzel yüzü olan.
Aygun: Ay gibi güzel, güneş gibi parlak olan.
Ayla: 1. Ayın ve bazı yıldızların dolayındaki ışık çevresi, ay ağılı, hale. 2. Bazı kutsal kişilerin başı etrafında gösterilen ışık çevresi.
Aylin: Ayla.
Aynur: Ay ışığı.
Ayperi: Ay gibi güzel olan peri.
Aysu: Ay gibi parlak, su gibi berrak olan.
Azra: 1. El değmemiş bakire kız. 2. Delinmemiş inci. 3. Ayak basılmamış kum. 4. Medine’nin diğer bir adı. 5. Hz. Meryem’e verilen ad.
B HARFİ
Bade: İçki
Belinay: 1. Ay'ın gölün yüzey kısmına yansıması. 2. Peygamber çiçeği.
Beliz: İşaret, im, iz.
Belma: Yumuşak, sakin, telaşsız kimse.
Benan: 1. Parmaklar, parmak uçları, 2. Parmakla gösterilen, ünlü, tanınmış.
Bengi: Sonu olmayan, hep kalacak olan, sonsuz, ebedî.
Bensu: Bengisu, Efsanelere göre içen kimseye ölümsüzlük sağladığına inanılan bir su, abıhayat.
Beren: 1. Güçlü, kuvvetli. 2. Akıllı. 3. Tanınmış.4. Kadife kumaş.
Beril: Doğada altıgen billurlar durumunda bulunan, saydam, çoğu yeşil renkli berilyum ve alüminyum silikat.
Berna: Genç, körpe.
Berrin: Karada yaşayan.
Beste: 1. Bir müzik eserini oluşturan ezgilerin tümü. 2. Bağlanmış, bitiştirilmiş.
Buket: Çiçek demeti.
Burcu: 1. Güzel koku, ıtır. 2. Sakız ağacının tomurcuğu.
Buse: Öpücük, öpme, öpüş.
C HARFİ
Canan: Gönülden sevilen, gönül verilmiş olan kadın, sevgili.
Canay: Şirin, tatlı kimse.
Cansel: Özü taşkın olan kimse.
Cansın: Sevgi dolusun, sevilmeye değersin, dostsun, sevgilisin" anlamında kullanılan bir ad.
Cansu: Can suyu, yaşam veren su.
Cemre: Şubat ayında birer hafta aralıklarla önce havada, sonra suda en son toprakta oluştuğu sanılan sıcaklık yükselişi.
Ceren: Ceylan, ahu.
Ceyda: Uzun boyunlu ve güzel kadın.
Ç HARFİ
Çağla: Badem, kayısı, erik vb. tek çekirdekli yemişlerin körpeyken yenilebilen ham şekli.
Çağnur: Çağın ışık saçan bireyi.
Çimen: Kendiliğinden yetişmiş çim.
Çise: İnce yağmur, çisenti.
Çisil: İnce yağmur.
Çiğdem: Zambakgillerden, türlü renklerde çiçek açan, çok yıllık, yumrulu bir kır bitkisi, mahmur çiçeği.
Çolpan: Çoban yıldızı.
D HARFİ
Dalga: Deniz veya göl gibi geniş su yüzeylerinde genellikle rüzgâr, deprem vb.nin etkisiyle oluşan kıvrımlı hareket.
Damla: Yuvarlak biçimde, çok küçük miktarda sıvı, katre.
Defne: Defnegillerden, yaprakları güzel kokulu ve yaz kış yeşil olan bir ağaç, develik.
Değer: 1. Yüksek nitelik. 2. Üstün, yararlı nitelikleri olan kimse. 3. Bir şeyin önemini belirten ölçü, karşılık.
Demet: Bağlanarak oluşturulmuş deste, bağlam. Bitki veya çiçek destesi.
Deniz: 1. Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu, büyük su kütlesi. 2. Çok bol.
Deren: Derleyen, toplayan.:
Derya: 1. Deniz. 2. Çok bilgili, engin kimse. 3. Çok, pek çok.
Deste: Demet, tutam, bağlam.
Devin: 1. Hareket, kımıldanış. 2. Çaba, gayret.
Didar: Yüz, çehre.:
Didem: Çok sevdiğim, gözüm kadar sevdiğim, yarim.
Dila: Ey gönül!
Dilara: Gölül çalan, sevgili, yar.
Dilde: Ünü bir tarafa yayılmış, herkesin konuştuğu, herkesin dilinde olan kimse.
Doğa: 1. Var olan her şeyin, canlı ve nesnelerin tümü. 2. Deniz, dağ, ova, orman vb.nin oluşturduğu fiziksel dünya. 3. Yaradılış ve yapı özelliklerinin tümü.
Doğu: Güneşin doğduğu yön, gündoğusu.
Duygu: Kimi nesne, olay ya da kişilerin insanın iç dünyasında uyandırdığı izlenim, his.
Duygun: Duygulu, hassas.:
Dünya: Üzerinde yaşadığımız toprak ve denizler, yeryüzü.:
E HARFİ
Ece: 1. Kraliçe. 2. Güzel kadın. 3. Büyük kardeş. 4. Ana.
Ecmel: Çok güzel.
Eda: Naz, işve.
Ela: Gözde sarıya çalan kestane rengi.
Erçil: Doğru, sözüne güvenilir kişi.
Erva: 1. Letafet, güzellik. 2. Çok genç, güzel insanlar. 3. Yiğitlik, cesaret.
Esen: Sağlıklı, sağlam, rahat.
Esin: 1. Esinti, rüzgâr, sabah rüzgârı. 2. Etkilenme, çağrışım veya içe doğma ile akla gelen yaratıcı duygu, ilham.
Esma: Adlar, isimler.
Esra: En çabuk, pek çabuk.
Eva: 1. Havva, yaratılan ilk kadın. 2. Akşam, arife ve arife gecesi.
Evin: 1. Bir şeyin içindeki öz, cevher. 2. Buğday tanesinin olgunlaşmış içi, özü. 3. Çok taneli başak. 4. Tohum, tane.
Eyşan: 1. Şanlı güzel. 2. Güzelliği ile ünlü.
F HARFİ
Ferah: 1. Ar. Gönül açıklığı, sevinç, sevinme. 2. Far. Açık, aydınlık.
Ferve: 1. Kürk.2. Zenginlik, servet.
Feza: 1. Uzay. 2. Geniş alan. 3. Geniş ova.
Figen: Yaralayan, kıran, düşüren.
Firaz: 1. Yüksek, yukarı. 2. Yokuş, çıkış.
Firuze: Açık mavi renkli, değerli bir süs taşı.
Fulya: Nergisgillerden bir bitki ve onun güzel renkli, kokulu çiçeği.
Füsun: Büyü.
G HARFİ
Gece: Genellikle saat 22.00'den itibaren gün ağarıncaya kadar geçen süre, tün, şeb.
Gül: Katmerli, kokulu çiçekleri olan, pek çok türleri bulunan gülgillerin örnek bitkisi.
Gülay: Güllerin açtığı ay.
Gülbin: Gül fidanı.
Gülbiz: Gül serpen.:
Gülce: Gül gibi, güle benzeyen.
Gülçin: Gül toplayan, gül devşiren.
Gülden: Gül soluklu, nefesi gül kokan.
Gülfem: Gül ağızlı, küçük ağızlı.
Gülgün: Gül renkli, pembe.
Güliz: Gül gibi güzel iz bırakan.
Gülnar: Nar çiçeği.
Gülperi: Gül ve peri gibi güzel olan.
Gülru: Gül yüzlü, al yanaklı.
Gülşen: Gül bahçesi.
Güner: Tan vakti.
Güneş: Gezegenlere ve yer yuvarlağına ışık ve ısı veren büyük gök cismi.
Güney: 1. Dört ana yönden biri, Kuzey kutbuna karşı olan. 2. Her zaman güneş alan yer.
Güz: Sonbahar.
Güzel: Hoşa giden, hayranlık uyandıran, beğenilen.
Güzin: Seçilmiş, seçkin, beğenilmiş.
H HARFİ
Hale: Bazen güneşin ve ayın çevresinde görülen ışıklı daire, ayla.
Hamra: Çok kırmızı, kızıl.
Hande: Gülüş, gülme.
Hayal: 1. Zihinde tasarlanan, canlandırılan ve gerçekleşmesi özlenen şey. 2. Gölge.
Hazal: Kuruyup dökülen ağaç yaprakları.
Hazan: Güz, yaprak dökümü mevsimi, sonbahar.
Helen: Grek.
Helin: İngilizce: Işık. Yunanca: Parlayan ışık. Latince: Dünyanın en güzel kadın. Kürtçe: Yuva, kuş yuvası.
Hera: 1. Yunan mitolojisinde Zeus'un eşi, Poseidon'un, Hestia ve Hades'in annesi. 2. Güçlü, muktedir kadın. 3. Savaşçı, mücadeleci, sabırlı.
Heves: 1. Arzu, istek. 2. Gelip geçici istek.
I HARFİ
Ilgaz: 1. Atın dört nala koşması. 2. Hücum, akın.
Ilgın: 1. Akdeniz Bölgesinde yetişen bir ağaççık. 2. Hafif esen rüzgâr. 3. Kavurucu sıcak. 4. Belli belirsiz, hafif. 5. Serap. 6. Hayal. 7. İnce. 8. Konya'nın bir ilçesi.:
Işık: 1. Aydınlık, ziya. 2. Mutluluk, sevinç veya zekâdan doğan, yüzde ve gözlerde beliren parıltı. 3. Yol gösteren, aydınlatan, önderlik eden kimse.
Işılay: Parlayan, ışıldayan ay, ay ışığı.:
Işınay: Ay gibi parlak yüzlü kimse.
Işınsu: Su gibi parlak ve saf olan.
Irıs: Mutluluk, saadet.
Itır: Güzel koku, ıtır çiçeği.
İ HARFİ
İdil: 1. Volga Nehri'ne Türklerin verdiği isim. 2. Aşkla ilgili olup köy ve kır yaşayışını anlatan kısa şiir veya yazı. 3. Yun. İçten ve saf aşk.
İlayda: Su perisi.
İlgi: İki şey arasındaki herhangi bir bağlılık, ilişki.
İlgin: Garip, yabancı, gurbette yaşayan.
İlkay: Ayın hilal durumu, yeni ay.
İlke: 1. Temel düşünce, temel kanı.2. Temel bilgi. 3. Davranış kuralı.
İlkyaz: İlkbahar.
İlsu: Ülkenin su gibi sar ve temiz insanı.
İmer: Çok zengin, varlıklı.
İnci: İstiridye gibi kimi kavkılı deniz hayvanlarının içinde oluşan değerli, küçük, sert, sedef renginde süs tanesi.
İncifer: İnci gibi parlak, güzel.
İncilâ: 1. Parlaklık, ışık. 2. Parlama, aydınlanma. 3. Görünme, ortaya çıkma.
İrem: 1. Cennete benzetilerek yapılan bahçe. 2. Efsanelerde, masallarda ve edebiyatta adı geçen mutluluk simgesi olan şehir veya bahçe.3. Eşi benzeri olmayan, özel ve heybetli olan.
İzel: İz bırakan bir ele sahip olan kimse.
J HARFİ
Jale: Kırağı, çiy.
Jülide: Karmakarışık, dağınık, birbirine girmiş.
K HARFİ
Karmen: 1. Soyluluk, eli açıklık. 3. Parlak kırmızı renk. 4. Meyve bahçesi.
Kayla: 1. Pür, saf, katıksız. 2. Kötülükten uzak. 3. Masum.
Kevser: Cennette bulunduğuna inanılan kutsal ırmak, havuz veya çeşme.
Kuğu: Yabani ve evcil türleri bulunan, çok uzun ve kıvrık boyunlu, geniş kanatlı ve geniş gagalı bir su kuşu.
Kumsal: Göl ve deniz kıyılarında bulunan kum taneciklerinden oluşan alanın ismi.
L HARFİ
Lal: Dili tutulmuş, konuşamaz duruma gelmiş.
Lale: Çiçekleri kadeh biçiminde olan, türlü renklerde süs bitkisi.
Leman: Parlama, parıldama.
Leyla: 1. Gece. 2. Saçları gece gibi simsiyah olan kadın. 3. Arabi ayların son gecesi.
Lidya: 1. Bir şeyin ötesinde bulunan. 2. Güzel ve soylu kimse. 3. Lidya, Antik Çağ'da, Batı Anadolu'da Menderes ve Gediz ırmakları arasında kalan bölgeye verilen isim.
Lila: 1. Hindu dininde evreni harekete geçiren ve dünyanın yaratılış ve yok oluş simgesi olan bir tanrı. 2. Leylak rengi.
Leyan: Parlayan, parlayıcı.
M HARFİ
Masal: Genellikle halkın yarattığı, hayale dayanan, sözlü gelenekte yaşayan, çoğunlukla insanlar, hayvanlar ile cadı, cin, dev, peri vb. varlıkların başından geçen olağanüstü olayları anlatan edebî tür.
Mavi: Gökyüzünün rengi.
Mayıs: Yılın beşinci ayı.
Melis: 1. Bal, tatlı şey, sevgili, can. 2. Bal arısı. 3. Çayır, çayırlık. 4. Oğul otu.
Meltem: Yazın karadan denize doğru esen mevsim rüzgârı.
Meral: Geyik, ceylan.
Mercan: 1. Tropik ve ılık denizlerde yaşayan, geniş resifler oluşturan, mercanlar sınıfının örneği olan, kırmızı kalker iskeletli hayvan. 2. Bu hayvanın iskeletinden elde edilen ve süs eşyaları yapımında kullanılan madde. 3. Açık kırmızı renkte bir balık türü.
Meriç: Kuş iskeleti.:
Merih: 1. Ateş rengi. 2. Güneş sistemini oluşturan dokuz gezegenden biri.
Mısra: Bir şiiri oluşturan dizelerden her biri.
Mimoza: Baklagillerden, çiçekleri sarı, bazı türleri beyaz veya menekşe renginde, yaprakları akasya yaprağına benzeyen bir süs bitkisi, gümüşi akasya.
Mina: 1. Billur, şeffaf. 2. Şarap şişesi. 3. Mine. 4. Gökyüzü. 5. Ar. Liman.
Mutlu: Mutluluğa ermiş olan, mesut.
Müge: İnci çiçeği.
Müjde: Sevindirici haber.
Müjgan: Kirpik, kirpikler.
Müzeyyen: Süslenmiş, bezenmiş, süslü.
N HARFİ
Nadide: Görülmemiş, az bulunan, değerli.:
Narin: İnce yapılı, zarif.
Nehir: 1. Akarsu, ırmak. 2. Çok, bol, fazla.
Nergis: 1. Çiçekleri ayrı ayrı veya bir kök sap üzerinde şemsiye durumunda, beyaz veya sarı renkte soğanlı bir süs bitkisi. 2. Güzelin gözü.
Neşe: Sevinç, mutluluk.
Neva: 1. Ses, ahenk, nağme. 2. Refah, mutluluk.
Neval: 1. Talih, kader. 2. Bağış, ihsan.
Nevgece: Yeni yeni oluşan gece.
Nida: Bağırma, seslenme.
Nihal: 1. Fidan, taze sürgün. 2. İnce ve düzgün vücutlu sevgili.
Nilay: Ayın parlaklığı.
Nisan: Yılın dördüncü ayı.
Nurbanu: Işık saçan, aydınlık yüzlü, nur yüzlü kadın, hanım.
Nurmelek: Melek gibi saf ve temiz güzel.
O HARFİ
Oflaz: 1. İyi, güzel, eksiksiz, tam. 2. Gürbüz, yakışıklı, güzel giyinen. 3. Becerikli. 4. Eflatun rengi. 5. İşe yarar.
Okyanus: Ana karaları birbirinden ayıran büyük deniz.
Orgül: Ateş gibi kırmızı renkli gül.
Orkide: Çiçeklerinin güzelliği nedeniyle seralarda yetiştirilen değerli bir süs bitkisi.
Oya: Genellikle ipek ibrişim kullanarak iğne, mekik, tığ veya firkete ile yapılan ince dantel.
Oylum: İçi oyulmuş, çukur duruma getirilmiş.
Ö HARFİ
Ödül: 1. Bir başarı karşılığında verilen armağan, mükâfat. 2. Bir iyiliğe karşılık olarak verilen armağan.
Önay: Ocak ayında doğan.
Örün: 1. Açık renkli, beyazımsı. 2. Gökyüzünün açık, aydınlık durumu. 3. Çadırın tepesinde, aydınlanma için bırakılan açıklık. 4. Pencere.
Övgü: Birini veya bir şeyi övmek için söylenen söz veya yazılan yazı.
Övül: Başarılarınla, iyi niteliklerinle kendini beğendir, övgü kazan" anlamında kullanılan bir ad.
Öykü: 1. Ayrıntılarıyla anlatılan olay. 2. Hikâye
Özde: Bir kimsenin benliğinde, manevi varlığında olan.:
Özge: 1. Başka. 2. Yabancı. 3. İyi, güzel. 4. Şakacı. 5. Cana yakın, sıcakkanlı.6. Yürekli, gözü pek.
Özengül: Kendisine özen gösteren güzel kadın.
Özten: Teni düzgün olan.
P HARFİ
Paksu: Su gibi temiz ve saf olan kimse.
Pamira: 1. İyilik bilme, minnettarlık. 2. Dünyanın en bol oksijen oranına sahip egzotik bir Orta Asya yaylasıdır.
Parla: "Işık saç, ışılda, ün kazan, tanın" anlamlarında kullanılan bir ad.
Paye: 1. Aşama, rütbe, derece. 2. Basamak, merdiven basamağı. 3. İkizlerin bir yıldızı, Cevza burcu.
Pekay: Çok parlak, çok güzel.
Pelin: Bileşikgillerden, yapraklarında acı, ıtırlı bir madde bulunan, hekimlikte ve içki yapımında kullanılan bir bitki.
Pera: Uzak.
Perviz: 1. Üstün, galip. 2. Güzellik. 3. Cilve.
Pırıl: 1. Çok parlak, çok ışıklı.2. Çok temiz 3. Eksiksiz.
Piraye: Süs, ziynet.
R HARFİ
Rana: Güzel, göze hoş görünen.
Rengin: 1. Renkli, parlak renkli. 2. Güzel, hoş. 3. Süslü.
Revan: 1. Yürüyen, giden, akan. 2. Ruh, can.
Reyhan: Güzel kokulu bir süs bitkisi, fesleğen.
Rosa: 1. Gül rengi, pembe kırmızı arası bir renk. 2. Cennetlik.
Ruhan: Yanaklar.
Rüya: 1. Düş. 2. Hayal, umut.
Rüzgar: 1. Zaman, devir. 2. Dünya. 3. Yel.
S HARFİ
Safir: Mavi renkli, değerli bir korindon türü, gök yakut.
Sara: Halis, katkısız, temiz.
Sare: 1. Sıçrayan, atlayan. 2. İhtiyaç. 3. Susuzluk. 4. Hz. İbrahim'in eşinin adı.
Seçil: "Benzerlerin arasından seçil, beğenil, üstün ol, sevgi ve saygı gör" anlamında kullanılan bir ad.
Seda: 1. Ses. 2. Yankı.
Sedef: Midye ve istiridye gibi deniz hayvanlarının kabuğunda bulunan pırıltılı, beyaz, gök kuşağı renkli değerli madde.
Selen: 1. Müjde.2. Varlık, bolluk.
Selin: 1. Övün.2. Gür akan su. 3. Orta Asya’da yetişen, bodur, sürekli yeşil kalan bir bitki.
Sezgi: Sezme, anlama yeteneği, seziş.
Sıla: Doğup büyüdüğü yere gidip ayrı kaldığı yakınlarına kavuşma.
Sibel: l. Buğday başağı. 2. Henüz yere düşmemiş yağmur damlası.
Sima: 1. Yüz, çehre, beniz. 2. Kimse, insan, tip.
Simten: Teni gümüş gibi güzel, parlak olan.
Su: Canlıların yaşamında önemli bir yeri olan, rengi, tadı, kokusu olmayan sıvı
Ş HARFİ
Şahnaz: Çok nazlı.
Şahvar: İri ve iyi cins inci.
Şayeste: Yakışır, yaraşır, uygun.
Şebnem: Çiy.
Şebnur: Gecenin nuru, gecenin ışığı, aydınlığı.
Şeniz: Mutlu, sevinçli bir iz bırakan kimse.
Şehnaz: Türk müziğinin eski mürekkep makamlarından biri.
Şeyda: Sevda nedeniyle aklını yitirmiş, çılgın.
Şevval: Hicri takvime göre yılın onuncu ayı, ilk üç günü Ramazan Bayramıdır.
Şıray: 1. Yüz çizgileri, yüz güzelliği. 2. Beniz, yüz. 3. İnsan resmi.
Şiir: 1. Zengin sembollerle, ritimli sözlerle, seslerin uyumlu kullanımıyla ortaya çıkan edebî anlatım biçimi. 2. Düş gücüne, hayale, imgeye, gönle seslenen, anı, duygu, coşku uyandıran, etkileyen şey.
Şule: Alev, ateş alevi.
T HARFİ
Talia: Talih, şans, kısmet.
Tangün: Şafakla başlayan aydınlık gün.
Tılsım: Doğaüstü işler yapabileceğine inanılan güç.
Tuana: Cennet bahçelerine düşen yağmur.
Tulu: Doğma, doğuş.
Tuvana: Kuvvetli, dinç, canlı.
Tülay: İnce ruhlu güzel.
Tümay: Dolunay.
U HARFİ
Ufuk: Düz arazide veya açık denizde gökle yerin birleşir gibi göründüğü yer, çevren.
Uhde: Birinin yapmakla yükümlü olduğu iş, görev.
Ulunay: Değerli, saygın, erdemli kimse.
Ulya: Çok yüce, en yüce.
Umar: Çare, çıkar yol.
Ü HARFİ
Üçgül: Bir yonca türü.
Ülfet: 1.Alışma. 2.Tanışma, görüşme. 3.Dostluk, ahbaplık.
Ülke: 1. Bir devletin egemenliği altında bulunan toprakların tümü. 2. Devlet.
Ülkü: Amaç edinilen, ulaşılmak istenen şey.
Ümit: Umut:
Ümran: Bayındırlık, bayındır olma durumu, mamurluk.
Ünsel: Çok ünlü, çok meşhur.
Ünsiye: 1. Alışmış, sokulgan. 2. Arkadaş, dost.
Ürpek: 1. Ürperen, ürpermiş. 2. Mazı ağaçlarının üstündeki tüylü nesne.
V HARFİ
Venüs: Merkür’den sonra Güneş’e en yakın olan gezegen, Çoban Yıldızı.
Vera: 1. Günah ve haramdan kaçınmak için şüpheli şeylerden uzak durma, takva, ittika. 2. Halk, mahluk, alem, kainat.
Verda: Gül.
Veda: Sevilen birinden veya yerden ayrılma.
Vicdan : Kişiyi kendi davranışları hakkında bir yargıda bulunmaya iten, kişinin kendi ahlak değerleri üzerine dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan güç.
Vuslat: Sevgiliye kavuşma.
Y HARFİ
Yalınay: Gösterişsiz, sade kimse.
Yaprak: Bitkilerin solunumunu sağlayan, çoğunlukla yeşil ve türlü biçimlerdeki bölümü.
Yaren: Arkadaş, yakın dost.
Yasemin: Beyaz, kırmızı veya sarı renkli, kokulu çiçekler açan bir ağaççık.
Yeliz: Güzel, aydınlık, havadar.
Yeşim: Açık yeşil ve pembe renkli, kolay işlenen, değerli bir taş.
Yıldız: 1. Gökyüzündeki ışıklı gök cisimlerinin her biri. 2. Baht, talih, yazı.
Yurdum: "Ülkem, memleketim" anlamında kullanılan bir ad.
Yosun: Çoğu sularda yetişen, ilkel yapıdaki bitkilerin genel adı.
Z HARFİ
Zeren: Anlayışlı, kavrayışlı, zeki.
Zeynep: Değerli taşlar, mücevherler.
Zümra: 1. Güzel. 2. İyi ahlaklı. 3. Cesur, yiğit, yürekli. 4. Zeki ve bilgili kadın.
Zahire: 1. Parlak, açık, belli. 2. Dış görünüş, dış yüz. 3. Coşmuş, taşkın.
Zaide: Artan, artıran.
Zerrin: 1. Altından yapılmış. 2. Altın gibi sarı, parlak. 3. Fulya.
Zühre: Çoban Yıldızı.
Ziynet: Süs, bezek.
Zülfüzar: Saçı gür, bol saçlı.
Dünyaya getirdiğiniz bebeğinize isim koymak, onun yaşamı boyunca kullanacağı kelimeyi seçmek çok da kolay değil. Bu süreçte bebeğinize daha kolay isim seçmek için Kız Bebek İsimleri yazımıza göz gezdirebilir, hazırladığımız listeden size en uygun isme karar verebilirsiniz.