Bebeğiniz için en iyi besin anne sütüdür
bg

Erkek-Erkek-Kız Üçüz Bebek İsimleri

Erkek-Erkek-Kız Üçüz Bebek İsimleri

Bebeklerini kucağına almaya hazırlanan her anne baba adayı gibi sizin için de isim bulmak heyecan verici olduğu kadar biraz da zorlayıcı olabilir, hele de üçüz bebek bekliyorsanız. Hem sizin hem de eşinizin ‘işte bu’ diyeceğiniz kadar çok seveceğiniz üç ismi bulmak için modern ya da geleneksel isimler seçebilirsiniz.

İşte size, zor ama bir o kadar da keyifli olan bu uğraşta yardımcı olacak, detaylı bir liste hazırladık. Erkek-Erkek-Kız Üçüz Bebek İsimleri listemiz ile hangi tarzda olursa olsun üçüz bebeklerinize uygun birçok seçenek bulabileceksiniz. İşte alfabetik sırayla sizler için hazırladığımız Erkek-Erkek-Kız Üçüz Bebek İsimleri ve anlamları…

 

A Harfi

Ahmet-Mehmet-Hacer

Ahmet: Övülmeye layık, övülmüş.

Mehmet: 1. Övülmüş. 2. Hz. Muhammed'in adlarından biri.

Hacer: 1. Taş, kaya. 2. İsmail Peygamber’in annesinin adı.

Ali-Osman-Yazgı

Ali: 1. Yüce, ulu, yüksek. 2. Orun bakımından en üstün.

Osman: 1. Bir tür kuş veya ejderha.2. Hz. Muhammet'in damadı, üçüncü halife. 3. Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu ve ilk hükümdarı.

Yazgı: Kader, talih, alın yazısı.

Alp-Acar-Aslıhan

Alp: 1. Yiğit, kahraman, cesur, bahadır kimse. 2. Eski Türklerde kullanılan bir unvan.

Acar: 1. Kuvvetli, güçlü, dinç. 2. Çevik, atılgan, kabına sığmaz. 3. Gözü pek, yiğit, cesur, kabadayı, yılmaz, 4. Hoş, sevimli yüzlü (kimse). 5. Yeni. 6. Taze. 7. Şişman, etli, semiz. 8. Çalışkan, becerikli. 9. Açıkgöz, zeki. 10. Çapkın. 11. Bir çeşit zehirli ot.

Aslıhan: Han soyundan gelen.

Aşkın-Pamir-Çisil

Aşkın: 1. Belli bir süreyi aşmış, ötesine geçmiş. 2. Benzerlerinden üstün. 3. Çok, fazla.

Pamir: Orta Asya’da Tacikistan, Çin, Sincan Uygur Özerk sınırında bulunan lalenin ana vatanı olan ve Himalaya Dağlarının kuzey silsilelerini teşkil eden sıra dağların adı.

Çisil: İnce yağmur.

Atalay-Barkın-Burçin

Atalay: Ünlü, namlı, şöhretli kimse.

Barkın: 1. Yolculuk eden, yolcu, gezgin. 2. Kendisini yolundan hiçbir şeyin alıkoymadığı yolcu.

Burçin: Geyik, dişi geyik.

B Harfi

Baran-Egemen-Doğa

Baran: Yağmur.

Egemen: Buyruk ve hüküm sahibi, buyruğunu yürüten, bağımlı olmayan.

Doğa: 1. Var olan her şeyin, canlı ve nesnelerin tümü. 2. Deniz, dağ, ova, orman vb.nin oluşturduğu fiziksel dünya. 3. Yaradılış ve yapı özelliklerinin tümü.

Baran-Sinan-Nalan

Baran: Yağmur.

Sinan: Mızrak, süngü.

Nalan: İnleyen, inleyici.

Barış-Umut-Umay

Barış: 1. Barışma işi. 2. Savaşın bittiğinin bir antlaşmayla belirtilmesinden sonraki durum. 3. Böyle bir antlaşmadan sonra insanlık tarihindeki süreç. 4. Uyum, karşılıklı anlayış ve hoşgörü ile oluşturulan ortam.

Umut: Ummaktan doğan güven duygusu, ümit.

Umay: 1. Orhun Yazıtlarında geçen, çocukları ve hayvan yavrularını koruduğuna inanılan kadın Tanrı. 2. Devlet kuşu.

Batu-Bartu-Burcu

Batu: Üstün gelen, gücü yeten, galip.

Bartu: 1. Varlık, servet. 2. Varılacak yer, mesafe.

Burcu: 1. Güzel koku, ıtır. 2. Sakız ağacının tomurcuğu.

Berk-Berkay-Betül

Berk: 1. Sağlam, kuvvetli. 2. Katı, sert. 3. Şiddetli. 4. Hızlı. 5. Orman. 6. Ar. Şimşek. 7. Yaprak.

Berkay: Sağlam ve güçlü kimse.

Betül: 1. Namuslu, temiz kadın. 2. Allah'ın emri. 3. Hazreti Meryem'in ve Hazreti Fatma'nın lakapları. 4. Ana ağaçtan ayrılıp, ayrı kök salan fidan.

Berkay-Gürkay-Cansel

Berkay: Sağlam ve güçlü kimse.

Gürkay: Güçlü, kaya gibi sert.

Cansel: Özü taşkın olan kimse.

Burak-Yılmaz-Nergis

Burak: Hz. Muhammed'in Miraç Gecesi'ndeki biniti.

Yılmaz: Yılmayan, bıkmayan, azimli, sebatlı.

Nergis: 1. Çiçekleri ayrı ayrı veya bir kök sap üzerinde şemsiye durumunda, beyaz veya sarı renkte soğanlı bir süs bitkisi. 2. Güzelin gözü.

C Harfi

Can-Caner-Canan

Can: 1. Ruh. 2. Güç, dirilik, 3. İnsanın kendi varlığı, özü, 4. Gönül. 5. Çok içten, sevimli, şirin kimse.

Caner: Çok içten, sevilen, sevimli kimse.

Canan: Gönülden sevilen, gönül verilmiş olan kadın, sevgili.

Cemal-Can-Cansu

Cemal: 1. Yüz güzelliği, güzellik. 2. Güzel yüz.

Can: 1. Ruh. 2. Güç, dirilik. 3. İnsanın kendi varlığı, özü. 4. Gönül. 5. Çok içten, sevimli, şirin kimse.

Cansu: Can suyu, yaşam veren su.

Cihangir-Doruk-İrem

Cihangir: Dünyaya egemen olan, dünyayı zapt eden kimse.

Doruk: 1. Tepe, en yüksek yer, uç, zirve. 2. En üstün başarı düzeyi. 3. Kibirli.

İrem: 1. Cennete benzetilerek yapılan bahçe. 2. Efsanelerde, masallarda ve edebiyatta adı geçen mutluluk simgesi olan şehir veya bahçe. 3. Eşi benzeri olmayan, özel ve heybetli olan.

Cesur-Güçlü-Zümra

Cesur: Yürekli, korkusuz, yiğit.

Güçlü: 1. Gücü çok olan. 2. Etkili, önemli, nitelikli. 3. Şiddetli.

Zümra: 1. Güzel. 2. İyi ahlaklı. 3. Cesur, yiğit, yürekli. 4. Zeki ve bilgili kadın.

Cem-Can-Ece

Cem: 1. Hükümdar, şah. 2. İran mitolojisinde şarabı bulan. 3. Ar. Toparlanma, bir araya gelme.

Can: 1. Ruh. 2. Güç, dirilik. 3. İnsanın kendi varlığı, özü. 4. Gönül. 5. Çok içten, sevimli, şirin kimse.

Ece: 1. Kraliçe. 2. Güzel kadın. 3. Büyük kardeş. 4. Ana.

Ceyhun-Kutan-Berran

Ceyhun: Tevrat'a göre cennetin dört nehrinden biri.

Kutan: 1. Saban. 2. Saka kuşu.

Berran: Keskin, kesici.

Civan-Cihan-Ceren

Civan: Taze, genç delikanlı.

Cihan: 1. Evren, âlem. 2. Dünya.

Ceren: Ceylan, ahu.

Ç harfi

Çınar-Çağan-Çağla

Çınar: 1. Boyu 30 m.ye ulaşabilen, kalın dallı, çok uzun ömürlü bir ağaç türü. 2. Dayanak, destek, güç alınan kimse.

Çağan: 1. Bayram. 2. Kalın ve kuvvetli deve kösteği. 3. Doğan kuşu.

Çağla: 1. Badem, kayısı, erik gibi çekirdekli yemişlerin ham durumu. 2. "Coşkulu ol" anlamında kullanılan bir ad.

Çavlan-Çağlayan-Çağıl

Çavlan: Büyük çağlayan.

Çağlayan: Küçük bir akarsuyun, çok yüksek olmayan bir yerden dökülüp aktığı yer.

Çağıl: 1. Çağla ilgili. 2. Çakıl. 3. Çağla.

Çağın-Barın-Ilgın

Çağın: Yıldırım, şimşek.

Barın: 1. Bütün, hep. 2. Güç, kuvvet. 3. Göğüs.

Ilgın: 1. Akdeniz Bölgesinde yetişen bir ağaççık. 2. Hafif esen rüzgâr. 3. Kavurucu sıcak. 4. Belli bd yelirsiz, hafif. 5. Serap. 6. Hayal. 7. İnce. 8. Konya'nın bir ilçesi.

Çelik-Demir-Nehir

Çelik: 1. Su verilip sertleştirilen demir. 2. Çok güçlü, kuvvetli. 3. Kısa kesilmiş dal.

Demir: 1. Koyu renkli, kolay işlenen, dayanıklı, kullanılış yerleri çok maden. 2. Güçlü, kuvvetli, sert kimse.

Nehir: 1. Akarsu, ırmak. 2. Çok, bol, fazla.

Çevik-Mert-Mavi

Çevik: Kolaylık ve çabuklukla davranan, kıvrak, hareketli kimse.

Mert: 1. Erkek. 2. Özü sözü doğru olan.

Mavi: Gökyüzünün rengi.

Çağkan-Çağan-Candan

Çağkan: Canlı, dinamik, çalışkan kimse.

Çağan: 1. Bayram. 2. Kalın ve kuvvetli deve kösteği. 3. Doğan kuşu.

Candan: İçten, yürekten, gönülden, samimi.

D Harfi

Deniz-Dalan-Derya

Deniz: 1. Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu, büyük su kütlesi. 2. Çok, bol.

Dalan: 1. Biçim, şekil. 2. İnce, narin, zarif.

Derya: 1. Deniz. 2. Çok bilgili, engin kimse. 3. Çok, pek çok.

Deniz-Toprak-Güneş

Deniz: 1. Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu, büyük su kütlesi. 2. Çok, bol.

Toprak: 1. Yer kabuğunun canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü. 2. Ülke, memleket. 3. İşlenmiş arazi.

Güneş: Gezegenlere ve yer yuvarlağına ışık ve ısı veren büyük gök cismi.

Derin-Deniz-Deren

Derin: 1. Çok gelişmiş, çok ilerlemiş. 2. Yoğun. 3. İçten gelen.

Deniz: 1. Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu, büyük su kütlesi. 2. Çok bol.

Deren: Derleyen, toplayan.

Devrim-Devran-Destan

Devrim: Dünya görüşünde, felsefede, bilimde, sanatta veya toplumsal düzende birdenbire olan niteliksel değişme.

Devran: 1. Dünya, felek. 2. Zaman. 3. Talih, yazgı.

Destan: Tarih öncesi tanrı, tanrıça, yarı tanrı ve kahramanlarla ilgili olağanüstü olayları konu alan şiir, epope.

Doğan-Özgür-Güneş

Doğan: 1. Doğan, dünyaya gelen.2. Kartalgillerden, alıştırılarak kuş avında kullanılan, yırtıcı bir kuş.

Özgür: 1. Kendi kendine karar verme, davranma, hareket etme gücü olan. 2. Tutuklu olmayan, hür. 3. Başkasının kölesi olmayan. 4. Bağımsız.

Güneş: Gezegenlere ve yer yuvarlağına ışık ve ısı veren büyük gök cismi.

Doğu-Batı-Duru

Doğu: Güneşin doğduğu yön, gündoğusu.

Batı: Güneşin battığı yön.

Duru: Bulanık olmayan, temiz, berrak, saf.

E Harfi

Ege-Efe-Ece

Ege: 1. Bir çocuğu koruyan, işlerine bakan ve her hâlinden sorumlu olan kimse. 2. Yaşça büyük. 3. Sahip.

Efe: 1. Batı Anadolu köy yiğidi. 2. Ağabey.3. Kabadayı.

Ece: 1. Kraliçe. 2. Güzel kadın. 3. Büyük kardeş. 4. Ana.

Ege-Metin-Müjgan

Ege: 1. Bir çocuğu koruyan, işlerine bakan ve her hâlinden sorumlu olan kimse. 2. Yaşça büyük. 3. Sahip.

Metin: Sağlam, dayanıklı, güçlü.

Müjgan: Kirpik, kirpikler.

Ekin-Çağlar-Çağın

Ekin: 1. Ekilmiş tahılın filiz vermiş biçimi, tarlada bitmiş tahıl. 2. Buğday. 3. Kültür.

Çağlar: 1. Çağlayan. 2. Coşkulu, canlı kimse.

Çağın: Yıldırım, şimşek.

Ekin-Çağlar-Yadigâr

Ekin: 1. Ekilmiş tahılın filiz vermiş biçimi, tarlada bitmiş tahıl. 2. Buğday. 3. Kültür.

Çağlar: 1. Çağlayan. 2. Coşkulu, canlı kimse.

Yadigâr: Hatıra, bir kimseyi veya bir olayı anımsatan şey veya kimse.

Ekrem-Kerem-Gülfem

Ekrem: 1. Çok cömert, eli çok açık. 2. Çok onurlu.

Kerem: 1. Soyluluk. 2. Cömertlik, el açıklığı, bağış.

Gülfem: Gül ağızlı, küçük ağızlı.

Emir-Demir-Müge

Emir: 1. Buyruk, komut. 2. Bir kavim, aşiret veya ülkenin başı. 3. Prens, şehzade.

Demir: 1. Koyu renkli, kolay işlenen, dayanıklı, kullanılış yerleri çok maden.2. Güçlü, kuvvetli, sert kimse.

Müge: İnci çiçeği.

Erkin-Erkan-Ekin

Erkin: Hiçbir koşula bağlı olmayan, istediği gibi davranabilen, özgür.

Erkan: Yiğit, erkek soydan gelen kimse.

Ekin: 1. Ekilmiş tahılın filiz vermiş biçimi, tarlada bitmiş tahıl. 2. Buğday. 3. Kültür.

F Harfi

Fırat-Berat-Azra

Fırat: 1. Asurca. Geniş akarsu. 2. Far. Geçit veren, üstünden geçmeye uygun. 3. Türkiye ve Suriye’nin doğu bölgelerini sulayan, Irak’ı aşan, Dicle ırmağıyla birleşerek Basra körfezine dökülen büyük nehir.

Berat: 1. Nişan, rütbe. 2. Bir buluştan, bir haktan yararlanmak için devletçe verilen belge, patent. 3. Osmanlı İmparatorluğu'nda bir göreve atanan, aylık bağlanan, san, nişan veya ayrıcalık verilen kimseler için çıkarılan padişah buyruğu.

Azra: 1. El değmemiş bakire kız. 2. Delinmemiş inci. 3. Ayak basılmamış kum. 4. Medine’nin diğer bir adı. 5. Hz. Meryem’e verilen ad.

Faris-Rasim-Simla

Faris: 1. Atlı, süvari. 2. İyi ata binen. 3. Anlayışlı, sevgili.

Rasim: Resim yapan, çizgi çizen kimse

Simla: Gümüş.

Ferzan-Feza-Feyza

Ferzan: Bilim ve hikmet.

Feza: Gök

Feyza: 1. Bolluk, çokluk. 2. Coşma, taşma.

Furkan-Kaan-Dilan

Furkan: 1. İyi ile kötü, doğru ile yanlış arasındaki farkı gösteren her şey. 2. Kur'an-ı Kerim.

Kaan: Kağan. 1. Hanların hanı, hükümdar. 2. Tarihte Çin ve Moğol hükümdarlarına verilen ad.

Dilan: Gönüller, yürekler.

Ferhat-Serhat-Ferah

Ferhat: 1. Güçlüğü yenip bir yeri ele geçiren. 2. Sevinç, neşe. 3. Ferhat ile Şirin efsanesindeki erkek kahramanın adı.

Serhat: Sınır, hudut.

Ferah: 1. Ar. Gönül açıklığı, sevinç, sevinme. 2. Far. Açık, aydınlık.

G Harfi

Görkem-Arem-Buğlem

Görkem: 1. Gösteriş, heybet. 2. İyi gelişmiş, gürbüz.

Arem: Çölde bilinçli şekilde birileri tarafından konulan hedef, nişan.

Buğlem: Cenneti müjdeleyen melek.

Gençer-Dinçer-Gevher

Gençer: 1. Genç-er. 2. Toplantı, eğlenti.

Dinçer: Gücü ve sağlık durumu yerinde olan kimse.

Gevher: Mücevher, elmas, inci. Bir şeyin aslı, mayası.

Gerçek-Arman-Akel

Gerçek: 1. Doğru, dürüst. 2. Temel, başlıca, asıl doğayı yansıtan.

Arman: 1. Dürüst, doğru, güvenilir kimse. 2. İstek. 3. Özlem.

Akel: 1. Doğru, dürüst işler yapan kimse.2. Eli uğurlu olan kimse.

Görkem-Egemen-Ecem

Görkem: 1. Gösteriş, heybet. 2. İyi gelişmiş, gürbüz.

Egemen: Buyruk ve hüküm sahibi, buyruğunu yürüten, bağımlı olmayan.

Ecem: Kraliçem.

Güçhan-Gürhan-Gülşah

Güçhan: Güçlü hükümdar.

Gürhan: Bolluk içindeki güçlü han.

Gülşah: Gül dalı.

H Harfi

Hazar-Ilgar-Didar

Hazar: Barış ve güven.

Ilgar: 1. Çok çabuk, hızlı. 2. Hücum, akın. 3. Verilen söz. 4. Havanın parlak, açık olması. 5. Öfke.

Didar: Yüz, çehre.

Haldun-Artun-Aysun

Haldun: Sonsuz olan, ebedî olan.

Artun: Gururlu, kendine güveni olan kimse.

Aysun: Uysal.

Halit-Ferit-Pelit

Halit: Sürekli, sonsuz, ebedî.

Ferit: Eşi benzeri olmayan, tek, eşsiz, üstün.

Pelit: Çınar, meşe vb. ağaçların meyvesi.

Hatem-Eymen-Peren

Hatem: 1. Mühür. 2. Cömert. 3. Son, en son, sonuncu.

Eymen: 1. Daha uğurlu, daha bereketli. 2. Sağ tarafta olan.

Peren: Ülker yıldızı

Harun-Oytun-Yudum

Harun: 1. Parlayan. 2. Hz. Musa'nın ağabeyi.

Oytun: 1. Kutsal, mübarek. 2. Beğenilen, güzel yer. 3. Alçak yer, ova.

Yudum: Sıvı içiminde ağza alınan miktar

I harfi

Ilgaz-Oflaz-Solmaz

Ilgaz: 1. Atın dört nala koşması. 2. Hücum, akın.

Oflaz: 1. İyi, güzel, eksiksiz, tam. 2. Gürbüz, yakışıklı, güzel giyinen. 3. Becerikli. 4. Eflatun rengi. 5. İşe yarar.

Solmaz: Her zaman taze, körpe ve genç olan.

Ilgar-Nehar-Senar

Ilgar: 1. Çok çabuk, hızlı. 2. Hücum, akın. 3. Verilen söz. 4. Havanın parlak, açık olması. 5. Öfke.

Nehar: Gündüz

Senar: Âşık, seven kimse, yâr.

Işıltan-Tanfer-Tansel

Işıltan: Sabahın ilk aydınlığı.

Tanfer: Şafak vakti gibi aydınlık, güçlü kimse.

Tansel: Şafak seli, ışık seli.

Ildız-Yağız-Yeliz

Ildız: 1. Yıldız. 2. Gün dönümünden on gün önceki gün.

Yağız: 1. Esmer. 2. Doru. 3. Yiğit. 4. Bakımlı hayvan.

Yeliz: Güzel, aydınlık, havadar.

Işıker-Yiğiter-Nilüfer

Işıker: Aydın, ileri görüşlü kimse.

Yiğiter: Güçlü, korkusuz, kahraman kimse.

Nilüfer: Yaprakları uzun saplı, çiçekleri büyük, beyaz, su yüzeyinde açan, göl ve su birikintilerinde yetişen su bitkisi.

İlkay-İlker-Sonay

İlkay: Ayın hilal durumu, yeni ay.

İlker: İlk doğan erkek çocuklara verilen adlardan biri.

Sonay: Son çocuk.

İlker-Soner-Yeter

İlker: İlk doğan erkek çocuklara verilen adlardan biri.

Soner: Son doğan erkek çocuk.

Yeter: Sonuncu olması istenen çocuklara verilen bir ad.

İlkut-Günkut-Pelit

İlkut: Ülkenin kutlusu, mutlusu, uğurlusu.

Günkut: Günü kutlu ve mutlu geçen kimse.

Pelit: Çınar, meşe vb. ağaçların meyvesi.

İldeniz-Gökdeniz-Aydeniz

İldeniz: Ülkenin denizi.

Gökdeniz: Çakır gözlü kimse.

Aydeniz: Ay gibi güzel, deniz gibi coşkulu olan.

İlter-Sarper-Değer

İlter: Yurdu koruyan, gözeten, yurtsever kimse.

Sarper: Sert, güçlü erkek.

Değer: 1. Yüksek nitelik. 2. Üstün, yararlı nitelikleri olan kimse. 3. Bir şeyin önemini belirten ölçü, karşılık.

K Harfi

Kaan-Arda-Aslı

Kaan: 1. Hanların hanı, hükümdar. 2. Tarihte Çin ve Moğol hükümdarlarına verilen ad.

Arda: 1. Hükümdar veya kumandan asası. 2. İşaret olarak yere dikilen çubuk. 3. Sonra gelen. 4. Meriç ırmağının Edirne yöresindeki önemli bir kolu. 5. Uygur yazılarında geçen çok eski bir Türk adı.

Aslı: 1. Bir şeyin kendisi. 2. Kerem ile Aslı öyküsünün kadın kahramanının adı.

Kerem-Eren-Beren

Kerem: 1. Soyluluk. 2. Cömertlik, el açıklığı, bağış.

Eren: 1. Erkek. 2. Olağanüstü sezgileriyle birtakım gerçekleri gördüğüne inanılan kimse. 3. Deneyimli, akıllı kimseler. 4. Dost. 5. Hayırlı çocuk.

Beren: 1. Güçlü, kuvvetli. 2. Akıllı. 3. Tanınmış.4. Kadife kumaş.

Kuzey-Güney-Gamze

Kuzey: 1. Sağını doğuya, solunu batıya veren kimsenin tam karşısına düşen yön, dört ana yönden biri, şimal, güney karşıtı. 2. Bulunduğu noktaya göre kuzeyde kalan yer.

Güney: 1. Dört ana yönden biri, Kuzey kutbuna karşı olan. 2. Her zaman güneş alan yer.

Gamze: 1. Süzgün ve yan bakış. 2. Çenedeki veya yanaktaki çukurluk.

Kerem-Eymen-Şebnem

Kerem: 1. Soyluluk. 2. Cömertlik, el açıklığı, bağış.

Eymen: 1. Daha uğurlu, daha bereketli. 2. Sağ tarafta olan.

Şebnem: Çiy.

Kayra-Arda-Azra

Kayra: Büyük bir kimseden gelen iyilik, ihsan.

Arda: 1. Hükümdar veya kumandan asası. 2. İşaret olarak yere dikilen çubuk. 3. Sonra gelen.4. Meriç ırmağının Edirne yöresindeki önemli bir kolu. 5. Uygur yazılarında geçen çok eski bir Türk adı.

Azra: 1. El değmemiş bakire kız. 2. Delinmemiş inci. 3. Ayak basılmamış kum. 4. Medine’nin diğer bir adı. 5. Hz. Meryem’e verilen ad.

L harfi

Levent-Polat-Aslı

Levent: 1. Boylu boslu yakışıklı kimse. 2. Osmanlı donanmasında ve kıyılarda görev yapan asker sınıfı. 3. Yiğit denizci.

Polat: 1. Çelik. 2. Güç, kuvvet.

Aslı: 1. Bir şeyin kendisi. 2. Kerem ile Aslı öyküsünün kadın kahramanının adı.

Lâmi-Naki-Ezgi

Lami: Parlak, parıldayan.

Naki: 1. Temiz, pak. 2. Çok ince, çok güzel, arif.

Ezgi: Belli bir kurala göre oluşturulan ve kulakta haz uyandıran ses dizisi, nağme.

Laçin-Seçkin-İçim

Laçin: 1. Yiğit adam. 2. Kartal. 3. Şahin. 4. Atmaca.

Seçkin: Benzerleri arasında niteliklerinin yüksekliğiyle göze çarpan, üstün, seçilen.

İçim: Hoş,güzel.

Lemi- Eti-Sevi

Lemi: Parlak, parlayan..

Eti: 1. Baba. 2. Küçük kardeş.

Sevi: Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu, aşk.

Latif-Akif-İclal

Latif: 1. Hoş, narin, şirin. 2. Yumuşak, nazik. 3. Tanrı adlarındandır

Akif: İbadet eden, ibadetle uğraşan kişi.

İclal: 1. Büyüklük, ululuk. 2. Saygı gösterme, ağırlama, ikram.

M Harfi

Mehmet-Merih-Mehtap

Mehmet: 1. Övülmüş. 2. Hz. Muhammed'in adlarından biri.

Merih: 1. Ateş rengi.2. Güneş sistemini oluşturan dokuz gezegenden biri.

Mehtap: 1. Ay ışığı. 2. Dolunay.

Metehan-Armağan-Kamuran

Metehan: Temiz ve asil soydan gelen kimse.

Armağan: 1. Birini sevindirmek, mutlu etmek için verilen şey, hediye. 2. Ödül. 3. Bağış, ihsan.

Kamuran: İsteğine kavuşmuş olan, mutlu.

Metin-Tekin-Ekin

Metin: Sağlam, dayanıklı, güçlü.

Tekin: 1. Tek, eşsiz. 2. Uyanık, tetikte. 3. Uslu. 4. Şehzade, prens. 5. Uğurlu.

Ekin: 1. Ekilmiş tahılın filiz vermiş biçimi, tarlada bitmiş tahıl. 2. Buğday. 3. Kültür.

Murat-Burak-Olcay

Murat: 1. İstek, dilek, arzu. 2. Amaç.

Burak: Hz. Muhammed'in Miraç Gecesi'ndeki biniti.

Olcay: 1. Baht, talih, şans. 2. Bahtlı, talihli.

Merih-Melih-Berfin

Merih: 1. Ateş rengi. 2. Güneş sistemini oluşturan dokuz gezegenden biri

Melih: Güzel, şirin, sevimli.

Berfin: Kardan, kar ile ilgili.

N Harfi

Noyan-Oğan-İlkcan

Noyan: 1. Başkomutan. 2. Bey.

Oğan: 1. Tanrı. 2. Güçlü, kuvvetli.

İlkcan: İlk doğan çocuklara verilen adlardandır.

Nehar-Çağlar-Dildar

Nehar: Gündüz.

Çağlar: 1. Çağlayan. 2. Coşkulu, canlı kimse.

Didar: Birinin gönlünü almış, sevgili.

Nezir-Zamir-Nehir

Nezir: 1. Kendini Tanrı'ya ve ibadete adayan. 2. Bir dilekte bulunan, adak adayan.

Zamir: 1. İç, iç yüz. 2. Yürek, vicdan. 3. Gönülde gizli olan sır. 4. Adın yerini tutan sözcük.

Nehir: 1. Akarsu, ırmak. 2. Çok, bol, fazla.

Nadir-Nafi-Peri

Nadir: Seyrek, az bulunur.

Nafi: 1. Yararlı, kârlı. 2. Tanrı adlarındandır.3. Yok eden, ortadan kaldıran, süren.

Peri: 1. Doğaüstü güçleri olduğuna inanılan, düşsel dişi varlık. 2. Çok güzel, çok alımlı kadın.

Nezih-Nezir-Nesrin

Nezih: 1. Temiz, lekesiz, masum. 2. Rahat ve huzur veren.3. Güzel, kibar.

Nezir: 1. Kendini Tanrı'ya ve ibadete adayan. 2. Bir dilekte bulunan, adak adayan.

Nesrin: Bir tür yaban gülü.

O harfi

Okan-Oktay-Mona

Okan: Anlayışlı.

Oktay: Ok gibi güçlü olan eşsiz kimse.

Mona: 1. Arapça: Dilek, ulaşılamaz arzu. 2. İrlandaca: Asil. 3. Fransızca: Sevgi. 4. Eski İngilizce: Ay. 5. Farsça: Sonsuza dek süren.

Orçun-Çakıl-Mine

Orçun: Ardıllar, halefler.

Çakıl: Çakıl taşı.

Mine: 1. Billur, şeffaf.2. Şarap şişesi. 3. Mine. 4. Gökyüzü. 5. Ar. Liman.

Orkun-Utku-Umut

Orkun: Orta Asya Türklerinin kullandığı en eski yazı.

Utku: Üstünlük, zafer.

Umut: Ummaktan doğan güven duygusu, ümit.

Ozan-Baran-Deren

Ozan: 1. Şiir yazan, şair. 2. Halk şairi. 3. Şakacı, güzel ve tatlı konuşan.

Baran: Yağmur.

Deren: Derleyen, toplayan.

Oytun-Orkun-Oylum

Oytun: 1. Kutsal, mübarek. 2. Beğenilen, güzel yer. 3. Alçak yer, ova.

Orkun: Orta Asya Türklerinin kullandığı en eski yazı.

Oylum: İçi oyulmuş, çukur duruma getirilmiş.

Ö Harfi

Önder-Çınar-Pınar

Önder: 1. Bir topluluğa başkanlık eden kimse. 2. Önde giden, yol gösteren, kılavuz.

Çınar: 1. Boyu 30 m.ye ulaşabilen, kalın dallı, çok uzun ömürlü bir ağaç türü. 2. Dayanak, destek, güç alınan kimse.

Pınar: Yerden kaynayarak çıkan su, kaynak.

Özkan-Berat-Beril

Özkan: Temiz ve asil soydan gelen kimse.

Berat: 1. Nişan, rütbe. 2. Bir buluştan, bir haktan yararlanmak için devletçe verilen belge, patent. 3. Osmanlı İmparatorluğu'nda bir göreve atanan, aylık bağlanan, san, nişan veya ayrıcalık verilen kimseler için çıkarılan padişah buyruğu.

Beril: 1. Doğada altıgen billurlar durumunda bulunan, saydam, çoğu yeşil renkli berilyum ve alüminyum silikat. 2. Temiz, pak. 3. Arınmış, temizlenmiş.

Ömer-Özer-Öykü

Ömer: 1. Yaşama, yaşayış, hayat, canlılık. 2. İkinci halife.

Özer: Yiğit, doğru kimse.

Öykü: 1. Ayrıntılarıyla anlatılan olay. 2. Hikâye

Özmen-Gökmen-Özen

Özmen: Özü sağlam, iyi kişilikli kimse.

Gökmen: Sarışın, mavi gözlü kimse.

Özen: 1. Bir işin elden geldiğince iyi olması için gösterilen çaba. 2. İçerlek, en içeride olan. 3. İlk söz. 4. Birbirine yakın iki dağın arasındaki uzaklık, ara. 5. Dere, ırmak.

Özhan-Serhan-Seyhan

Özhan: Hükümdar soyundan gelen kimse.

Serhan: Baş kağan, baş hükümdar.

Seyhan: Irmaklar.

P harfi

Pamir-Polat-Pelin

Pamir: Orta Asya’da Tacikistan, Çin, Sincan Uygur Özerk sınırında bulunan lalenin ana vatanı olan ve Himalaya Dağlarının kuzey silsilelerini teşkil eden sıra dağların adı.

Polat: 1. Çelik. 2. Güç, kuvvet.

Pelin: Bileşikgillerden, yapraklarında acı ve ıtırlı bir madde bulunan, hekimlikte ve içki yapımında kullanılan bir bitki.

Poyraz-Rüzgar-Eser

Poyraz: 1. Kuzeydoğudan esen soğuk rüzgâr. 2. Kuzey yönü.

Rüzgar: 1. Zaman, devir. 2. Dünya. 3. Yel.

Eser: 1. Soğuk. 2. Sert esen rüzgâr. 3. Belirti, iz.4. Ar. Yapıt.

Peker-Server-Seren

Peker: 1. Sert+er, sert erkek. 2. Güçlü kimse. 3. Gözüpek, cesur yapılı.

Server: Baş, başkan, reis, ulu.

Seren: 1. Seren, yayan, döşeyen.2. Yelkenli gemilerde üzerine dört köşe yelken açmak ve işaret kaldırmak için direğe yatay olarak bağlanan gönder.

Polat-Berat-Berrak

Polat: 1. Çelik. 2. Güç, kuvvet.

Berat: 1. Nişan, rütbe. 2. Bir buluştan, bir haktan yararlanmak için devletçe verilen belge, patent. 3. Osmanlı İmparatorluğu'nda bir göreve atanan, aylık bağlanan, san, nişan veya ayrıcalık verilen kimseler için çıkarılan padişah buyruğu.

Berrak: Duru, temiz, aydınlık, açık.

Pamir-Aybars-Aybike

Pamir: Orta Asya’da Tacikistan, Çin, Sincan Uygur Özerk sınırında bulunan lalenin ana vatanı olan ve Himalaya Dağlarının kuzey silsilelerini teşki eden sıra dağların adı.

Aybars: 1. Ay gibi güzel ve temiz pars. 2. Hun İmparatoru Attila'nın amcası.

Aybike: Ay gibi güzel, el değmemiş kız.

R harfi

Rüzgar-Efe-Umay

Rüzgar: 1. Zaman, devir. 2. Dünya. 3. Yel.

Efe:1. Batı Anadolu köy yiğidi. 2. Ağabey.3. Kabadayı.

Umay: 1. Orhun Yazıtları´nda geçen, çocukları ve hayvan yavrularını koruduğuna inanılan kadın Tanrı. 2. Devlet kuşu.

Rafet-Saffet-Elif

Rafet: Acıma, esirgeme, merhamet etme.

Saffet: Saflık, temizlik, arılık.

Elif: 1. Arap alfabesinin ilk harfi. 2. İnce uzun boylu kız. 3. Alışmış, alışkın

Refik-Ferit-Reyhan

Refik: 1. Arkadaş, yoldaş. 2. Koca, eş. 3. Yardımcı.

Ferit: Eşi benzeri olmayan, tek, eşsiz, üstün.

Reyhan: Güzel kokulu bir süs bitkisi, fesleğen.

Rüçhan-Çelikhan-Perihan

Rüçhan: 1. Üstünlük, üstün olma. 2. Üstün tutma.

Çelikhan: Güçlü, kuvvetli hükümdar.

Perihan:1. Büyücü, perileri davet eden. 2. Periler hükümdarı.

Rüzgar-Bora-Yağmur

Rüzgar: 1. Zaman, devir. 2. Dünya. 3. Yel.

Bora: Genellikle arkasından yağmur getiren sert ve şiddetli fırtına.

Yağmur: Havadaki su buğusunun yoğunlaşmasıyla oluşan ve yeryüzüne düşen yağışın sıvı durumunda olanı.

S Harfi

Savaş-Ulaş-Bahar

Savaş: 1. Silahlı çatışma. 2. Uğraşma, kavga, mücadele.

Ulaş: Amacına ermiş, isteğine kavuşmuş kimse.

Bahar: 1. Kuzey yarım kürede 21 Martta gündüz gece eşitliğiyle başlayarak 22 Haziranda gün dönümü ile biten, kış ve yaz arasındaki mevsim.2. Bu mevsimde açan çiçekler ve yapraklar. 3. Gençlik çağı.

Serdar-Acar-Dilber

Serdar: Askerin başı, kumandan, komutan.

Acar: 1. Kuvvetli, güçlü, dinç. 2. Çevik, atılgan, kabına sığmaz. 3. Gözü pek, yiğit, cesur, kabadayı, yılmaz, 4. Hoş, sevimli yüzlü (kimse). 5. Yeni. 6. Taze. 7. Şişman, etli, semiz. 8. Çalışkan, becerikli. 9. Dilber: Açıkgöz, zeki. 10. Çapkın. 11. Bir çeşit zehirli ot.

Gönlü alıp götüren güzel.

Sarp-Sarper-Sare

Sarp: 1. Çetin, sert, şiddetli. 2. Dik, çıkılması ve geçilmesi güç.

Sarper: Sert, güçlü erkek.

Sare: 1. Sıçrayan, atlayan. 2. İhtiyaç. 3. Susuzluk. 4. Hz. İbrahim'in eşinin adı.

Sargın-Saygın-Selmin

Sargın: 1. Candan, içten, yürekten. 2. Çekici, cazibeli. 3. Kapalı, puslu hava. 4. İstekli, hevesli.

Saygın: Saygı gören, sayılan, hatırlı.

Selmin: Barış yanlısı, barış ve sevgi duygusuyla dolu.

Sertaç-Ulaç-Burçak

Sertaç: Baş tacı, çok sevilen, sayılan kimse.

Ulaç: 1. Bağlayan, bağlayıcı. 2. Sınır.

Burçak: Baklagillerden, taneleri yem olarak kullanılan bir bitki

Ş Harfi

Şahan-Önder-Olgu

Şahan: Oldukça büyük boylu, yırtıcı kuş.

Önder: 1. Bir topluluğa başkanlık eden kimse. 2. Önde giden, yol gösteren, kılavuz.

Olgu: Birtakım olayların dayandığı sebep veya bu sebeplerin yol açtığı sonuç, vakıa.

Şafak-Burak-Berrak

Şafak: Güneş doğmadan az önce beliren aydınlık.

Burak: Hz. Muhammed'in Miraç Gecesi'ndeki biniti.

Berrak: Duru, temiz, aydınlık, açık.

Şafak-Tankut-Tanseli

Şafak: Güneş doğmadan az önce beliren aydınlık.

Tankut: Şafak vakti gibi parlak, mutlu kimse.

Tanseli: Şafak seli, ışık seli.

Şan-Şansal-Şimal

Şan: Ün, nam, şöhret.

Şansal: "İyi niteliklerinle ün kazan, şanın yayılsın" anlamında kullanılan bir ad.

Şimal: Kuzey.

Şenkal-Şenol-Şeniz

Şenkal: "Her zaman neşeli kal" anlamında kullanılan bir ad.

Şenol: Her zaman neşeli mutlu ol" anlamında kullanılan bir ad.

Şeniz: Mutlu, sevinçli bir iz bırakan kimse.

T Harfi

Taha-Onat-Pera

Taha: Kur´an-ı Kerim'in yirminci surenin adı.

Onat: 1. İyi, güzel, düzgün. 2. İyi yaradılışlı. 3. Doğru, dürüst, nitelikli. 4. Kolay. 5. Uygun, münasip, yakışır. 6. İyi ahlâklı.

Pera: Uzak.

Tahsin-Orhan-Tansu

Tahsin: 1. Beğenme, alkışlama. 2. Güzelleştirme.

Orhan: Şehrin yöneticisi, hâkimi.

Tansu: Şafağın aydınlattığı su gibi parlak ve temiz olan.

Tolga-Duyar-Pamir

Tolga: Savaşçıların başlarına giydikleri demir başlık.

Duyar: Duygulu.

Pamir: Orta Asya’da Tacikistan, Çin, Sincan Uygur Özerk sınırında bulunan lalenin ana vatanı olan ve Himalaya Dağlarının kuzey silsilelerini teşkil eden sıra dağların adı.

Toprak-Ateş-Su

Toprak: 1. Yer kabuğunun canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü. 2. Ülke, memleket. 3. İşlenmiş arazi.

Ateş: 1. Yanıcı cisimlerin tutuşmasıyla beliren ısı ve ışık. 2. Coşkunluk.

Su: Canlıların yaşamında önemli bir yeri olan, rengi, tadı, kokusu olmayan sıvı.

Toygar-Tankut-Rüya

Toygar: Boz renkli, küçük, ötücü, tarlalarda yuva yapan bir tür serçe, toygar.

Tankut: Şafak vakti gibi parlak, mutlu kimse.

Rüya:1. Düş. 2. Hayal; umut.

Tufan-Ömür-Kıvılcım

Tufan: 1. Nuh Peygamber zamanında yağan ve bütün dünyayı su altında bırakan şiddetli yağmur. 2. Şiddetli yağmur.

Ömür: Yaşama, yaşayış, hayat.

Kıvılcım: 1. Yanmakta olan bir maddeden sıçrayan küçük ateş parçası. 2. Harekete geçiren etken.

Tugay-Umur-Meral

Tugay: Alayla tümen arasındaki askerî birlik.

Umur: Görgü, bilgi, deneyim.

Meral: Geyik, ceylan.

Tuğra-Buğra-Rana

Tuğra: Osmanlı padişahlarının imza yerine kullandıkları, özel bir biçimi olan sembolleşmiş işaret.

Buğra: Erkek deve.

Rana: Güzel, göze hoş görünen.

Tuna-Taha-Meriç

Tuna: 1. Çok, bol. 2. Yavru. 3. Görkemli, gösterişli.

Taha: Kur´an-ı Kerim'in yirminci surenin adı.

Meriç: Kuş iskeleti.

Tunca-Tolga-Duygu

Tunca: Balkan yarımadasında Meriç ırmağının kolu.

Tolga: Savaşçıların başlarına giydikleri demir başlık.

Duygu: Kimi nesne, olay ya da kişilerin insanın iç dünyasında uyandırdığı izlenim, his.

Turgut-Tuğrul-Pınar

Turgut: Konut, oturulacak yer.

Tuğrul: Yırtıcı bir kuş.

Pınar: Yerden kaynayarak çıkan su, kaynak.

U Harfi

Uğurcan-Oğulcan-Vildan

Uğurcan: Uğurlu, hayırlı kimse.

Oğulcan: Çok sevgili çocuk.

Vildan: 1. Yeni doğmuş çocuklar. 2. Kullar, köleler.

Utku-Umut-Neval

Utku: Üstünlük, zafer.

Umut: Ummaktan doğan güven duygusu, ümit.

Neval: 1. Talih, kader. 2. Bağış, ihsan.

Utku-Umut-Sude

Utku: Üstünlük, zafer.

Umut: Ummaktan doğan güven duygusu, ümit.

Sude: 1. Sürülmüş. 2. Boyanmış, sürmeli.

Utku-Uraz-Asya

Utku: Üstünlük, zafer.

Uraz: Talih, şans.

Asya: 1. Doğu. 2. Dünyanın beş kıtasından en büyük ve en kalabalık olanı.

Uzay-Tumay-Umay

Uzay: Bütün varlıkların içinde bulunduğu sonsuz boşluk.

Tumay: Sessiz, sakin.

Umay: Devlet Kuşu

Ü Harfi

Üner-Yağızer-Ülger

Üner: Tanınmış, ünlü kimse.

Yağızer: Esmer kimse.

Ülger: 1. Şeftali, kumaş vb.ndeki ince tüy. 2. Vecize.

Ünalp-Onuralp-Şehrazat

Ünalp: Tanınmış, ünlü yiğit.

Onuralp: Onuruyla tanınmış yiğit.

Şehrazat: Kendi kendine yaşayan, özgür

Ünkan-Serkan-Neslişah

Ünkan: Tanınmış soydan gelen kimse.

Serkan: Asil bir soydan gelen kimse.

Neslişah Han soyundan gelen, soylu.

Ülgener-Üner-Değer

Ülgener: Yüce, ulu kimse.

Üner: Tanınmış, ünlü kimse.

Değer: 1. Yüksek nitelik. 2. Üstün, yararlı nitelikleri olan kimse. 3. Bir şeyin önemini belirten ölçü, karşılık

Üstün-Ogün-Gülgün

Üstün: 1. Benzerlerine göre daha yüksek bir düzeyde olan, onları geride bırakan. 2. Yenen, galip gelen. 3. Sayıca çok, fazla.

Ogün: Anımsanan, belirli bir günde doğan kimse.

Gülgün: Gül renkli, pembe.

V harfi

Varol-Osman-Verda

Varol: "Yaşa, uzun ve sağlıklı bir yaşamın olsun" anlamında kullanılan bir ad.

Osman: 1. Bir tür kuş veya ejderha. 2. Hz. Muhammet'in damadı, üçüncü halife. 3. Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu ve ilk hükümdarı.

Verda: Gül.

Vedat-Sedat-Saadet

Vedat: Sevgi, dostluk.

Sedat: 1. Doğruluk, hatasızlık. 2. Doğru ve haklı şey.

Saadet: Mutluluk, bahtiyarlık.

Volkan-Vural-Venüs

Volkan: Yanardağ.

Vural: "Vur ve al" anlamında kullanılan bir ad.

Venüs: Merkür’den sonra Güneş’e en yakın olan gezegen, Çoban Yıldızı.

Vefa-Reha-Beyza

Veha: 1. Sözünde durma, dostluğu sürdürme. 2. Sevgi bağlılığı.

Reha: 1. Kurtulma, kurtuluş. 2. Ar. Bolluk, genişlik, varlık.

Beyza: Çok beyaz, daha ak; çok temiz, lekesiz.

Vural-Aral-Zülal

Vural: "Vur ve al" anlamında kullanılan bir ad.

Aral: 1. Birbirine yakın adaların oluşturduğu topluluk, takımada. 2. Sıradağlar.

Zülal: Saf, tatlı, hafif, güzel, soğuk su.

Y harfi

Yağız-Yavuz-Naz

Yağız: 1. Esmer. 2. Doru. 3. Yiğit. 4. Bakımlı hayvan.

Yavuz: 1. İyi, güzel. 2. Mert, cesur. 3. Becerikli, hamarat. 4. Yumuşak huylu.

Naz: Kendini beğendirmek için yapılan davranış, cilve.

Yahya-Ünal-Buse

Yahya: "Tanrı lütufkârdır" anlamında bir söz.

Ünal: "Adın duyulsun, tanın, ün kazan" anlamında kullanılan bir ad.

Buse: Öpücük, öpme, öpüş.

Yaman-Turan-Tuğba

Yaman: 1. Kötü, korkulan, şiddetli. 2. Cesur, güçlü. 3. Kurnaz, becerikli.

Turan: 1. Turancıların dünyadaki bütün Türkleri birleştirerek kurmayı amaçladıkları ülkenin adı. 2. Türklerin Orta Asya'daki en eski yurtları.

Tuğba: 1. Güzellik, iyilik, hoşluk. 2. Cennette bulunduğuna inanılan, kökü yukarıda, dalları aşağıda büyük bir ağaç.

Yasin-Bora-Oya

Yasin: Kur'an surelerinden biri.

Bora: Genellikle arkasından yağmur getiren sert ve şiddetli fırtına.

Oya: 1. Genellikle ipek ibrişim kullanılarak iğne, mekik, tığ veya firkete ile yapılan ince dantel. 2. İnce, güzel, nazik.

Yaşar-Yılmaz-Yazgı

Yaşar: 1. Doğan çocuğun uzun ömürlü olması dileğiyle konulan bir ad.2. Yaşında.

Yılmaz: Yılmayan, bıkmayan, azimli, sebatlı.

Yazgı: Kader, talih, alın yazısı.

Yekta-Tan-Türkan

Yekta: Tek, eşsiz, benzersiz.

Tan: 1. Güneş doğmadan önceki alaca karanlık, şafak vakti. 2. Sabah akşam esen serin rüzgâr.

Türkan: 1. Kraliçe . 2. Güzel kız.

Yekta-Yahya-Neva

Yekta: Tek, eşsiz, benzersiz.

Yahya: "Tanrı lütufkârdır" anlamında bir söz.

Neva: 1. Ses, ahenk, nağme. 2. Refah, mutluluk.

Yiğit-Kaan-Mercan

Yiğit: 1. Güçlü, yürekli, kahraman, alp. 2. Delikanlı, genç erkek. 3. Gözü pek, düşüncelerini açıkça söylemekten çekinmeyen kimse.

Kaan: 1. Hanların hanı, hükümdar. 2. Tarihte Çin ve Moğol hükümdarlarına verilen ad.

Mercan: 1. Tropik ve ılık denizlerde yaşayan, geniş resifler oluşturan, mercanlar sınıfının örneği olan, kırmızı kalker iskeletli hayvan.2. Bu hayvanın iskeletinden elde edilen ve süs eşyaları yapımında kullanılan madde. 3. Açık kırmızı renkte bir balık türü.

Yusuf-Fahri-Sina

Yusuf: 1. İnleyen, ah eden.2. İnilti.

Fahri: 1. Onurla ilgili, onursal. 2. Yalnız onur için verilen karşılıksız hizmet.

Sina: 1. Arap Yarımadasının Mısır ile birleştiği yerde bir üçgen oluşturan yarımada. 2. Bu yarımadada bulunan ve Hz. Musa´ya vahiy geldiğine inanılan dağ.

Z Harfi

Zafer-Kerem-Kıvanç

Zafer: 1. Amaca ulaşma, başarma. 2. Düşmanı yenme, üstün gelme, utku.

Kerem: 1. Soyluluk. 2. Cömertlik, el açıklığı, bağış.

Kıvanç: Övünç, iftihar.

Zeynel-Abidin-Zeyno

Zeynel: İbadet edenlerin süsü.

Abidin: İbadet eden, tapan kullar.

Zeyno: Zeynep adının bozulmuş biçimi.

Zirve-Ahmet-Kısmet

Zirve: Doruk, bir şeyin en yüksek noktası, tepesi.

Ahmet: Övülmeye layık, övülmüş.

Kısmet: Allah’ın herkese uygun gördüğü yaşama durumu, nasip, kader.

Ziya-Musa-Elif

Ziya: Işık, aydınlık.

Musa: 1. Musevi dininin kurucusu, İsrail peygamberi ve kanun koyucusu. 2. Bir vasiyeti yerine getirmekle görevli kimse.

Elif: 1. Arap alfabesinin ilk harfi. 2. İnce uzun boylu kız. 3. Alışmış, alışkın.

Zorlu-Bartu-Gülru

Zorlu: 1. Güzel, çok güzel, iyi. 2. Yakışıklı. 3. Güçlü, dayanıklı. 4. Sert, keskin. 5. Yürekli, cesur. 6. Girgin, girişken.

Bartu: 1. Varlık, servet.2. Varılacak yer, mesafe.

Gülru: Gül yüzlü, al yanaklı.

 

Dünyaya getireceğiniz Erkek-Erkek-Kız bebeklerinize isim koymak, onların yaşamı boyunca kullanacağı kelimeyi seçmek çok da kolay değil.  Bu süreçte üçüzlerinize daha kolay isim seçmek için Erkek Bebek İsimleri ile Kız Bebek İsimleri yazılarımıza göz gezdirebilir, hazırladığımız listelerden size en uygun isimlere karar verebilirsiniz.