Üçüz Kız Bebek İsimleri
Bebeklerini kucağına almaya hazırlanan her anne baba adayı gibi sizin için de isim bulmak heyecan verici olduğu kadar biraz da zorlayıcı olabilir, hele de üçüz bebek bekliyorsanız. Üçü de kız olan bebekleriniz için ‘işte bu’ diyeceğiniz kadar çok seveceğiniz isim bulmak bu süreçte çok da kolay olmayabilir.
Bebeklerinizin doğumu yaklaşırken isimlerinin ne olacağına karar vermeye çalışan ebeveynlerdenseniz, sizin için zor ama bir o kadar da keyifli olan bu uğraşta yardımcı olacak detaylı bir liste hazırladık. Üçüz Kız Bebek İsimleri listemiz ile hangi tarzda olursa olsun üçüz bebeklerinize uygun birçok seçenek bulabileceksiniz. İşte alfabetik sırayla sizler için hazırladığımız Üçüz Kız Bebek İsimleri ve anlamları...
A Harfi
Açelya-Fulya-Hülya
Açelya: Fundagillerden güzel, renkli, kokusuz çiçekler açan bir bitki.
Fulya: Nergisgillerden bir bitki ve onun güzel renkli, kokulu çiçeği.
Hülya: 1. Tatlı düş. 2. Kuruntu, vehim, hayal.
Ada-Dora-Eva
Ada: Deniz veya göl suları ile çevrilmiş küçük kara parçası.
Dora: 1. Dağ doruğu. 2. Bir şeyin üst kısmı, yukarısı, tepe. 3. En yüksek yer, uç.
Eva: 1. Havva, yaratılan ilk kadın. 2. Arife gecesi, arife, akşam.
Ada-Ece-Gece
Ada: Deniz veya göl suları ile çevrilmiş küçük kara parçası.
Ece: 1. Kraliçe. 2. Güzel kadın. 3. Büyük kardeş. 4. Ana.
Gece: Genellikle saat 22.00'den itibaren gün ağarıncaya kadar geçen süre, tün, şeb.
Aden-Karen-Birten
Aden: Cennet Bahçesi.
Karen: Saf, arı, katıksız. İngilizcede Katherine isminin kısaltılmışı olarak da kullanılır.
Birten: Kimseye bağımlı olmayan.
Alev-Alaz-Arsen
Alev: 1. Yanan maddelerin veya gazların türlü biçimlerde uzanan ışıklı dili. 2. Sıcaklık. 3. Kıvılcım.
Alaz: 1. Alev. 2. Ağaçsız, açıklık yerler. 3. Gösteriş, haşmet.
Arsen: 1. Kurtuluş, özgürlük. 2. Sağlam, güçlü. 3. Ermenice asil savaşçı.
Alin-Sare-Arsu
Alin: 1. Yüce, asil, soylu 2. Aydınlık, parlak 3. Dürüst, adil.
Sare: 1. Sıçrayan, atlayan. 2. İhtiyaç. 3. Susuzluk. 4. Hz. İbrahim'in eşinin adı.
Arsu: Su kadar berrak.
Alya-Fulya-Atlas
Alya: Yüksek yer, yükseklik, gök, sema.
Fulya: Nergisgillerden bir bitki ve onun güzel renkli, kokulu çiçeği.
Atlas: Yüzü parlak, sık dokunmuş bir tür ipekli kumaş.
Arya-Alya-Bera
Arya: Operalarda solistlerden birinin orkestra eşliğinde söylediği şarkı.
Alya: Yüksek yer, yükseklik, gök, sema.
Bera: 1. yeni ayın ilk günü, 2. saf, temiz. 3. Fazilet. 4. Seçkin olma vasfı. 5. Olgunluk. el-Bera’ b. Azib: Ashabdandır.
Arya-Maya-Ada
Arya: Operalarda solistlerden birinin orkestra eşliğinde söylediği şarkı.
Maya: 1. Asıl, öz, kendi, yaradılış. 2. İktidar, güç. 3. Bilgi. 4. Para, mal. 5. Dişi deve. 6. Uzun hava, türkü.
Ada: Deniz veya göl suları ile çevrilmiş küçük kara parçası, cezire.
Aslı-Algı-Beste
Aslı: 1. Bir şeyin kendisi. 2. Kerem ile Aslı öyküsünün kadın kahramanının adı.
Algı: 1. Kazanç, alacak. 2. Rüşvet. 3. Vergi. 4. Bir şeye dikkati yönelterek o şeyin bilincine varma, idrak.
Beste: 1. Bir müzik eserini oluşturan ezgilerin tümü. 2. Bağlanmış, bitiştirilmiş.
Aslı-Sıla-Büşra
Aslı: 1. Bir şeyin kendisi. 2. Kerem ile Aslı öyküsünün kadın kahramanının adı.
Sıla: Doğup büyüdüğü yere gidip ayrı kaldığı yakınlarına kavuşma.
Büşra: Müjde, sevinçli haber.
Asya-Defne-Çise
Asya: 1. Doğu. 2. Dünyanın beş kıtasından en büyük ve en kalabalık olanı.
Defne: Defnegillerden, yaprakları güzel kokulu, kış yaz yeşil kalan bir ağaç.
Çise: İnce yağmur, çisenti.
Ayça-Tuğçe-Çağla
Ayça: 1. Ay'ın ilk günlerinde aldığı yay biçimi, hilal. 2. Bayrak ve sancak direklerinin tepesindeki pirinçten yapılmış ay yıldızlı süs, alem.
Tuğçe: Küçük tuğ.
Çağla: Badem, kayısı, erik vb. tek çekirdekli yemişlerin körpeyken yenilebilen ham şekli.
Aydan-Aycan-Ceyla
Aydan: Güzelliğini Ay'dan almış, Ay gibi parlak ve güzel.
Aycan: "Ey sevgili" anlamında kullanılan bir ad.
Ceyla: 1.Ay, ay kadar güzel, Su Gibi Berrak Olan. 2. İnsanlığa atfedilmiş, bağışlanmış.
Aydan-Ayla-Eda
Aydan: Güzelliğini Ay'dan almış, Ay gibi parlak ve güzel.
Ayla: 1. Ay'ın ve bazı yıldızların dolayındaki ışık çevresi, Ay ağılı, hale. 2. Bazı kutsal kişilerin başı etrafında gösterilen ışık çevresi.
Eda: 1. Davranış, tavır. 2. Naz, işve.
Aysel-Birsel-Nursel
Aysel: Ay gibi parlak, ışıklı, güzel.
Birsel: Hareketli, canlı.
Nursel: Işık seli, aydınlık seli.
Ayşe-Fatma-Hayriye
Ayşe: Rahat ve huzur içinde yaşayan.
Fatma: 1. Çocuğunu sütten kesen kadın. 2. Hz. Muhammed’in (S.A.V) ilk eşi Hz. Hatice’den doğan kızının adı.
Hayriye: Hayır ve iyilikle ilgili, uğurlu ve kutlu.
B Harfi
Başak-Burçak-Evrim
Başak: 1. Arpa, buğday, yulaf vb. ekinlerin tanelerini taşıyan kılçıklı başı. 2. Zodyak üzerinde Aslan ile Terazi arasında bulunan takımyıldızın adı.
Burçak: Baklagillerden, taneleri yem olarak kullanılan bir bitki.
Evrim: Ağır ağır ve kendiliğinden oluşan değişim.
Berfin-Belinay-Sanat
Berfin: Kardan, kar ile ilgili.
Belinay: Göl yüzeyine yansıyan ay ışığı.
Sanat: 1. Bir duygunun, tasarının, güzelliğin anlatımında kullanılan yöntemlerin tümü veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılık. 2. Ustalık, hüner, beceri. 3. Yetenek.
Beyza-Ceyda-Zümra
Beyza: Çok beyaz, daha ak; çok temiz, lekesiz.
Ceyda: Uzun boyunlu ve güzel kadın.
Zümra: Akıllı, çabuk kavrayan kadın, iyi ve güzel ahlaklı.
Büşra-Kübra-Zehra
Büşra: Müjde, sevinçli haber.
Kübra: En büyük, çok büyük olan.
Zümra: Yüzü pek beyaz ve parlak olan kimse.
Berçin-Burçak-Burcu
Berçin: 1. Güçlü. 2. Perçin. 3. Bahçe, etrafı çevrilmiş tarla. 4. Sertleşmiş toprak, toprağı pek, katı olan arazi. 5.Toprak yığını. Taş yığını.
6. Toplayıcı
Burçak: Baklagillerden, taneleri yem olarak kullanılan bir bitki.
Burcu: 1. Güzel koku, ıtır. 2. Sakız ağacının tomurcuğu.
C Harfi
Cansu-Tansu-Asu
Cansu: Can suyu, yaşam veren su.
Tansu: Şafağın aydınlattığı su gibi parlak ve temiz olan.
Asu: Yaramaz, haşarı çocuk.
Cavidan-Aslıhan-Sabahat
Cavidan: Sonrasız, sürekli kalacak olan, sonsuz.
Aslıhan: Han soyundan gelen.
Sabahat: Güzellik, yüz güzelliği.
Cemre-Merve-Saba
Cemre: Şubat ayında birer hafta aralıklarla önce havada, sonra suda en son toprakta oluştuğu sanılan sıcaklık yükselişi.
Merve: 1. Çakıl taşı. 2. Mekke’de hacıların yedi kez gidip geldikleri kutsal dağın adı.
Saba: 1. Gün doğusundan esen hafif rüzgâr. 2. Musikide bir makam.
Ceren-Ceylan-Ahu
Ceren: Ceylan, ahu.
Ceylan: Çift parmaklılardan, boynuzlugiller familyasından, çöllerde yaşayan, çok hızlı koşan, gözlerinin güzelliği ile tanınan, ince bacaklı, zarif, memeli hayvan, ahu, gazal (Gazella dorcas).
Ahu: 1. Ceylan, karaca. 2. Güzel, ince, zarif kadın. 3. Parlak, güzel bakışlı. 4. Güzellerin gözü.
Candan-Cansen-Gülcan
Candan: İçten, yürekten, gönülden, samimi.
Cansen: "Sen cansın, sevilensin, sevimlisin" anlamında kullanılan bir ad.
Gülcan: Gül gibi güzel olan.
Çağın-Elgin-Ezgin
Çağın: Yıldırım, şimşek.
Elgin: Garip, yabancı, gurbette yaşayan.
Ezgin: Senin ezgin, nağmen anlamında kullanılan bir ad.
Çisil-Damla-Yağmur
Çisil: İnce yağmur.
Damla: Yuvarlak biçimde, çok küçük miktarda sıvı, katre.
Yağmur: Havadaki su buğusunun yoğunlaşmasıyla oluşan ve yeryüzüne düşen yağışın sıvı durumunda olanı.
Çağın-Ilgın-Ekin
Çağın: Yıldırım, şimşek.
Ilgın: 1. Akdeniz Bölgesinde yetişen bir ağaççık. 2. Hafif esen rüzgâr. 3. Kavurucu sıcak. 4. Belli belirsiz, hafif. 5. Serap. 6. Hayal. 7. İnce. 8. Konya'nın bir ilçesi.
Ekin: 1. Ekilmiş tahılın filiz vermiş biçimi, tarlada bitmiş tahıl. 2. Buğday. 3. Kültür.
Çağla-Damla-Tuvana
Çağla: Badem, kayısı, erik vb. tek çekirdekli yemişlerin körpeyken yenilebilen ham şekli.
Damla: Yuvarlak biçimde, çok küçük miktarda sıvı, katre.
Tüvana: Güçlü, kuvvetli.
Çimen-Beren-Gizem
Çimen: Buğdaygillerden, bahçelerin, yol kenarlarının ve parkların yeşillendirilmesinde yararlanılan çok yıllık bitki.
Beren: Güçlü, kuvvetli. 2. Akıllı. 3. Tanınmış.4. Kadife kumaş.
Gizem: Aklın erişemediği veya çözülemeyen şey, sır.
D Harfi
Damla-Yağmur-Nida
Damla: Yuvarlak biçimde, çok küçük miktarda su vb. sıvı.
Yağmur: Havadaki su buğusunun yoğunlaşmasıyla oluşan ve yeryüzüne düşen yağışın sıvı durumunda olanı.
Nida: Bağırma, seslenme.
Demet-Başak-Şafak
Demet: 1. Bitki veya çiçek destesi. 2. Bağlanarak oluşturulmuş deste.
Başak: 1. Arpa, buğday, yulaf vb. ekinlerin tanelerini taşıyan kılçıklı başı. 2. Zodyak üzerinde Aslan ile Terazi arasında bulunan takımyıldızın adı.
Şafak: Güneş doğmadan az önce beliren aydınlık.
Deniz-Güneş-Toprak
Deniz: 1. Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu, büyük su kütlesi. 2. Çok bol.
Güneş: Gezegenlere ve yer yuvarlağına ışık ve ısı veren büyük gök cismi.
Toprak: 1. Yer kabuğunun canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü. 2. Ülke, memleket. 3. İşlenmiş arazi.
Deniz-Yıldız-Şiir
Deniz: 1. Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu, büyük su kütlesi. 2. Çok bol.
Yıldız: 1. Gökyüzündeki ışıklı gök cisimlerinin her biri. 2. Baht, talih, yazı.
Şiir:1. Zengin sembollerle, ritimli sözlerle, seslerin uyumlu kullanımıyla ortaya çıkan edebî anlatım biçimi. 2. Düş gücüne, hayale, imgeye, gönle seslenen, anı, duygu, coşku uyandıran, etkileyen şey.
Deren-Beren-Seren
Deren: Derleyen, toplayan.
Beren: 1. Güçlü, kuvvetli. 2. Akıllı. 3. Tanınmış.4. Kadife kumaş.
Seren: 1. Seren, yayan, döşeyen.2. Yelkenli gemilerde üzerine dört köşe yelken açmak ve işaret kaldırmak için direğe yatay olarak bağlanan gönder.
Didar-Semra-Şura
Didar: Yüz, çehre.
Semra: Esmer.
Şura: Anlatana veya söyleyene göre biraz uzakta olan yer, şu yer.
Dilay-Aysu-Tansel
Dilay: Gönlü aydınlatan ay gibi güzel.
Aysu: Ay gibi parlak, su gibi berrak olan.
Tansel: Şafak seli, ışık seli.
Duru-Berrak-Tamay
Duru: Bulanık olmayan, temiz, berrak, saf.
Berrak: Duru, temiz, aydınlık, açık.
Tamay: Ayın bütün durumu, dolunay.
Ebru-Banu-Tansu
Ebru: 1. Kaş. 2. Kâğıt süslemeciliğinde kullanılan, motifli boyama yöntemi.
Banu: 1. Kadın, hatun, hanım. 2. Prenses. 3. Hanımefendi. 4. Gelin.
Tansu: Şafağın aydınlattığı su gibi parlak ve temiz olan.
E Harfi
Ece-Eda-Elif
Ece: 1. Kraliçe. 2. Güzel kadın. 3. Büyük kardeş. 4. Ana.
Eda: 1. Davranış, tavır. 2. Naz, işve.
Elif: 1. Arap alfabesinin ilk harfi. 2. İnce uzun boylu kız. 3. Alışmış, alışkın.
Ece-Gece-Dide
Ece: 1. Kraliçe. 2. Güzel kadın. 3. Büyük kardeş. 4. Ana.
Gece: Genellikle saat 22.00'den itibaren gün ağarıncaya kadar geçen süre, tün, şeb.
Dide: Göz.
Ecem-Meryem-Melis
Ecem: Kraliçem.
Meryem: 1. Hz. İsa’nın annesi. 2. Dindar kadın. 3. İbr. İsyan, ayaklanma.
Melis: 1. Bal, tatlı şey, sevgili, can. 2. Bal arısı. 3. Çayır, çayırlık. 4. Oğul otu.
Eda-Seda-Selda
Eda: 1. Davranış, tavır. 2. Naz, işve.
Seda: 1. Ses. 2. Yankı.
Selda: Bir söğüt cinsi.
Esila-Eslem-Erva
Esila: Zaman.
Eşlem: Allah'a teslim olan kişi, günahsız ve de çok değerli kimsedir.
Erva: 1. Çok genç, güzel, 2. Son derece cesur ve yiğit kişi,
Eslem-Buğlem-Sudem
Eşlem: Allah'a teslim olan kişi, günahsız ve de çok değerli kimsedir.
Buğlem: Cenneti müjdeleyen melek.
Sudem: Sude isminin aitlik eki almış halidir. Sude : sürmüş, sürülmüş, ezilmiş .
Esma-Sema-Sena
Esma: Adlar, isimler.
Sema: Gökyüzü.
Sena: 1. Övme, övüş. 2. Işık, şimşek parıltısı.
Esmer-Vahide-Gülşen
Esmer: Teni ve saçları karaya çalan, koyu buğday rengi olan, yağız kimse.
Vahide: Tek, bir, yalnız.
Gülşen: Gül bahçesi.
Esra-Büşra-Kübra
Esra: En çabuk, pek çabuk.
Büşra: Müjde, sevinçli haber.
Kübra: En büyük, çok büyük olan.
F Harfi
Fazilet-Füruzan-Feraye
Fazilet: İnsan yaradılışındaki bütün iyi huylar, erdem.
Füruzan: Parlayıcı, parlayan, parlak.
Feraye: Ay ışığı, ayın parlaklığı.
Funda-Fidan-Ferda
Funda: Kurak yerlerde yetişen çalı türünden bir ağaççık.
Fidan: 1. Yeni yetişen ağaç veya ağaççık. 2. Ağacın kökünden çıkan. 3. İnce uzun, narin, zarif.
Ferda: 1. Yarın. 2. Gelecek zaman. 3. Öbür dünya, ahiret.
Füsun-Dilan-Göksen
Füsun: Sihir, büyü.
Dilan: Gönüller, yürekler.
Göksen: Mavi gözlüsün anlamında kullanılan bir ad.
Figen-Ceren-Ayben
Figen: Yaralayan, kıran, düşüren.
Ceren: Ceylan, ahu.
Ayben: Yüzünde benleri olan güzel.
Feray-Ayfer-Seher
Feray: Ay ışığı, ayın parlaklığı.
Ayfer: Ay ışığı
Seher: Sabahın gün doğmadan önceki zamanı, tan ağartısı.
G Harfi
Gaye-Gamze-Gizem
Gaye: Amaç, erek, hedef.
Gamze: 1. Süzgün ve yan bakış. 2. Çenedeki veya yanaktaki çukurluk.
Gizem: Aklın erişemediği veya çözülemeyen şey, sır.
Gül-Lale-Hazal
Gül: Katmerli, kokulu çiçekleri olan, pek çok türleri bulunan gülgillerin örnek bitkisi.
Lale: Çiçekleri kadeh biçiminde olan, türlü renklerde süs bitkisi.
Hazal: Kuruyup dökülen ağaç yaprakları anlamına gelmektedir.
Gülben-Funda-Cankız
Gülben: "Ben gül gibi güzelim" anlamında kullanılan bir ad.
Funda: Kurak yerlerde yetişen çalı türünden bir ağaççık.
Cankız: Sevilen, sevimli, şirin kız.
Gülbin-Gülben-Cansen
Gülbin: Gül fidanı.
Gülben: "Ben gül gibi güzelim" anlamında kullanılan bir ad.
Cansen: Sen cansın, sevilensin, sevimlisin" anlamında kullanılan bir ad.
Günseli-Günnur-Güner
Günseli: Gün ışığı, ışık seli.
Günnur: Güneş gibi ışık ve aydınlık saçan.
Güner: Tan vakti.
H Harfi
Hatice-İnci-Nefise
Hatice: Erken doğan kız çocuğu.
İnci: İstiridye gibi kimi kabuklu deniz hayvanlarının içinde oluşan değerli, küçük, sert, sedef renginde süs tanesi.
Nefise: Herkes tarafından beğenilen, çok güzel.
Hayat-Ömür-Yaşam
Hayat: 1. Yaşam, dirim. 2. Canlılarda, doğumdan ölüme kadar geçen süre. 3. Yaşama, yaşayış.
Ömür: Yaşama, yaşayış, hayat.
Yaşam: Doğumdan ölüme kadar geçen süre, hayat.
Helin-Hazan-Nesrin
Helin: Birçok dilde karşılığı olan Helin isminin İngilizce manası ışık, Yunanca anlamı parlayan ışık, Hazan: Kürtçe anlamı kuş yuvası ve Latince anlamı ise en güzel kadın demektir.
Nesrin: Güz, yaprak dökümü mevsimi, sonbahar.
Bir tür yaban gülü.
Hüma-Asya-Neva
Hüma: 1. Başına konduğu kimseye mutluluk getirdiğine inanılan devlet kuşu, talih kuşu. 2. Mutluluk, saadet.
Asya: 1. Doğu. 2. Dünyanın beş kıtasından en büyük ve en kalabalık olanı.
Neva: 1. Ses, ahenk, nağme. 2. Refah, mutluluk.
Hayal-Masal-Rüya
Hayal: 1. Zihinde tasarlanan, canlandırılan ve gerçekleşmesi özlenen şey. 2. Gölge.
Masal: Genellikle halkın yarattığı, hayale dayanan, sözlü gelenekte yaşayan, olağanüstü olayları anlatan edebî tür.
Rüya: 1. Düş. 2. Hayal, umut.
I Harfi
Işık-Hale-Özden
Işık: 1. Aydınlık, ziya. 2. Mutluluk, sevinç veya zekâdan doğan, yüzde ve gözlerde beliren parıltı. 3. Yol gösteren, aydınlatan, önderlik eden kimse.
Hale: Bazen güneşin ve ayın çevresinde görülen ışıklı daire, ayla.
Özden:1. Soyca temiz, köleliği olmayan özgür kimse. 2. Özle, öz varlıkla, gerçekle ilgili. 3. Suların geçtiği yer, su geçidi. 4. Özsu.
Irmak-Berrak-Deniz
Irmak: Çoğunlukla denize dökülen en büyük akarsu, nehir.
Berrak: Duru, temiz, aydınlık, açık.
Deniz: 1. Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu, büyük su kütlesi. 2. Çok bol.
Işıl-Ildız-Zuhal
Işıl: Işıldayan, parlak.
Ildız: 1. Yıldız. 2. Gün dönümünden on gün önceki gün.
Zuhal: Zühal. Satürn gezegeni, Sekendiz. Arapça
Itır-Dalya-Verda
Itır: Güzel koku. Itır çiçeği.
Dalya: Yıldız çiçeği
Verda: Gül.
Ilgın-Alkım-Kıvılcım
Ilgın: 1. Akdeniz Bölgesinde yetişen bir ağaççık. 2. Hafif esen rüzgâr. 3. Kavurucu sıcak. 4. Belli belirsiz, hafif. 5. Serap. 6. Hayal. 7. İnce. 8. Konya'nın bir ilçesi.
Alkım: Gökkuşağı.
Kıvılcım: 1. Yanmakta olan bir maddeden sıçrayan küçük ateş parçası. 2. Harekete geçiren etken.
İ Harfi
İclal-Ceren-Oysu
İclal: 1. Büyüklük, ululuk. 2. Saygı gösterme, ağırlama, ikram.
Ceren: Ceylan.
Oysu: İnce akan su.
İdil-İnci-Deniz
İdil: 1. Volga Nehri'ne Türklerin verdiği isim. 2. Aşkla ilgili olup köy ve kır yaşayışını anlatan kısa şiir veya yazı. 3. Yun. İçten ve saf aşk.
İnci: İstiridye gibi kimi kavkılı deniz hayvanlarının içinde oluşan değerli, küçük, sert, sedef renginde süs tanesi.
Deniz: 1. Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu, büyük su kütlesi. 2. Çok bol.
İlayda-Peri-Zeliha
İlayda: Su perisi.
Peri: 1. Doğaüstü güçleri olduğuna inanılan, düşsel dişi varlık. 2. Çok güzel, çok alımlı kadın.
Zeliha: Su perisi.
İmge-Şiir-Nağme
İmge: Zihinde tasarlanan ve gerçekleşmesi özlenen şey, hayal.
Şiir: 1. Zengin sembollerle, ritimli sözlerle, seslerin uyumlu kullanımıyla ortaya çıkan edebî anlatım biçimi. 2. Düş gücüne, hayale, imgeye, gönle seslenen, anı, duygu, coşku uyandıran, etkileyen şey.
Nağme: Güzel ve uyumlu ses, ezgi.
İnci-İpek-İrem
İnci: İstiridye gibi kimi kavkılı deniz hayvanlarının içinde oluşan değerli, küçük, sert, sedef renginde süs tanesi.
İpek: 1. Bir tür böceğin ördüğü kozadan elde edilen ve kumaş yapımında kullanılan ince parlak tel ve bundan yapılan kumaş. 2. Zarif, kibar, ince.
İrem: 1. Cennete benzetilerek yapılan bahçe. 2. Efsanelerde, masallarda ve edebiyatta adı geçen mutluluk simgesi olan şehir veya bahçe.3. Eşi benzeri olmayan, özel ve heybetli olan.
K Harfi
Kumral-Maral-Neval
Kumral: Saçları koyu sarı ve açık kestane rengi olan.
Maral: Geyik, ceylan.
Neval: 1. Talih, kader. 2. Bağış, ihsan.
Kübra-Alisa-Beyza
Kübra: En büyük, çok büyük olan.
Alisa: 1. Asil soydan olan. 2. Güzel.
Beyza: Çok beyaz, daha ak; çok temiz, lekesiz.
Kardelen-Bahar-Berfin
Kardelen: Baharın müjdecisi bir çiçek.
Bahar: Yazla kış arasında olan mevsim.
Berfin: Kardan, kar ile ilgili.
Kamer-Aybike-Ayşin
Kamer: Ay
Aybike: Ay gibi güzel, el değmemiş kız.
Ayşin: Ay gibi güzel olan.
Kamer-Güneş-Dünya
Kamer: Ay
Güneş: Gezegenlere ve yer yuvarlağına ışık ve ısı veren büyük gök cismi.
Dünya: Üzerinde yaşadığımız toprak ve denizler, yeryüzü.
L Harfi
Lena-Ela-Sena
Lena: İbranice: Magdalalı Kadın. Arapça: Bizim için, bizden biri, insan. Yunanca: Gün ışığı, ay ışığı.
Ela: Gözde sarıya çalan kestane rengi.
Sena: 1. Övme, övüş.2. Işık, şimşek parıltısı.
Leyan-Nevra-Nilay
Leyan: Parlayan, parlayıcı.
Nevra:1. Işıklı olma, parlaklık. 2. Çiçek, özellikle beyaz çiçek.
Nilay: Ayın parlaklığı.
Lal-Hilal-Zülal
Lal:1.Parlak kırmızı renkte, billurlaşmış, saydam bir alüminyum oksidi olan değerli bir taş. 2. Dili tutulmuş, konuşamaz duruma gelmiş.
Hilal: Ayın ilk günlerdeki durumu, yeni ay, ayça.
Zülal: Saf, tatlı, hafif, güzel, soğuk su.
Leyla-Rüya-Büşra
Leyla: 1. Gece. 2. Saçları gece gibi simsiyah olan kadın. 3. Arabi ayların son gecesi.
Rüya: 1. Düş. 2. Hayal, umut.
Büşra: Müjde, sevinçli haber.
Lale-Defne-Menekşe
Lale: Çiçekleri kadeh biçiminde olan, türlü renklerde süs bitkisi.
Defne: Defnegillerden, yaprakları güzel kokulu ve yaz kış yeşil olan bir ağaç, develik.
Menekşe: Mor renkli, güzel kokulu çiçekler açan, çok yıllık otsu bir bitki.
M Harfi
Mana-Alara-Dilara
Mana: Anlam.
Alara: 1. Efsanevi su perisi. 2. Mitolojide bir yer adı. 3. Kırmızı süs.
Dilara: Gönül alan, gönül okşayan, gönlü dinlendiren.
Masal-Gazel-Çiler
Masal: Genellikle halkın yarattığı, hayale dayanan, sözlü gelenekte yaşayan, çoğunlukla insanlar, hayvanlar ile cadı, cin, dev, peri vb. varlıkların başından geçen olağanüstü olayları anlatan edebî tür.
Gazel: 1. Divan edebiyatında bir nazım biçimi. 2. Türk müziğinde, belli bir kurala bağlı olmadan bir kişi tarafından sesle yapılan taksim. 3. Sonbaharda kuruyup dökülen ağaç yaprağı.
Çiler: Şarkı söyleyen, şakıyan, öten bülbül.
Melda-Yelda-Selda
Melda: Çok genç, körpe.
Yelda: Yılın en uzun gecesi.
Selda: Bir söğüt cinsi.
Mila-Mina-Mira
Mila: 1. İnsanlar tarafından sevilen. 2.Canım, bir tanem.
Mina: 1. Billur, şeffaf. 2. Şarap şişesi. 3. Mine. 4. Gökyüzü. 5. Ar. Liman.
Mira: 1. Kuyruklu yıldız. 2. Emir veren komutan.
Miray-Seray-İlay
Miray: Ay gibi ışık saçan bey.
Seray: Ay gibi güzel olanların başı, önde geleni.
İlay: Ay'ın hilal durumu, yeni ay.
N Harfi
Nadide-Lebibe-Melike
Nadide: Görülmemiş, az bulunan, değerli.
Lebibe: Akıllı, uyanık, zeki.
Melike: 1. Kadın hükümdar. 2. Padişah karısı.
Nil-Naz-Nisa
Nil: 1. Mavi, lacivert. 2. Mısır’dan geçip Akdeniz’e dökülen nehir.
Naz: Kendini beğendirmek için yapılan davranış, cilve.
Nisa: 1. Kadın. 2. Kur'an-ı Kerim'de dördüncü sure.
Nil-Naz-Nur
Nil: 1. Mavi, lacivert. 2. Mısır’dan geçip Akdeniz’e dökülen nehir.
Naz: Kendini beğendirmek için yapılan davranış, cilve.
Nur: 1. Aydınlık, ışık, parıltı. 2. Tanrısal bir güç tarafından gönderildiğine inanılan parlaklık. 3. Kur´an-ı Kerim.
Nisa-Ceyda-Nara
Nisa: 1. Kadın.2. Kur'an-ı Kerim'de dördüncü sure.
Ceyda: Uzun boyunlu ve güzel kadın.
Nara: Haykırma, bağırma.
Nurgül-Songül-Ogül
Nurgül: Aydınlı, ışık saçan güzel.
Songül: Son doğan kız çocuk.
Ogül: O, gül gibi güzeldir anlamında kullanılan bir ad.
O Harfi
Oya-Paye-Yankı
Oya: 1. Genellikle ipek ibrişim kullanılarak iğne, mekik, tığ veya firkete ile yapılan ince dantel. 2. İnce, güzel, nazik.
Paye: 1. Aşama, rütbe, derece. 2. Basamak, merdiven basamağı. 3. İkizlerin bir yıldızı, Cevza burcu.
Yankı: Sesin bir yere çarpıp geri dönmesiyle duyulan ikinci ses, ses yansıması.
Oflaz-Firdevs-Güliz
Oflaz: 1. İyi, güzel, eksiksiz, tam. 2. Gürbüz, yakışıklı, güzel giyinen. 3. Becerikli. 4. Eflatun rengi. 5. İşe yarar.
Firdevs: Cennet, cennet bahçesi.
Güliz: Gül gibi güzel iz bırakan.
Omay-Seray-Dilay
Omay: 1. Seçkin, seçilmiş. 2. Özet, öz.
Seray: Ay gibi güzel olanların başı, önde geleni.
Dilay: Ay gibi parlak, gönle ışık saçan.
Ogül-Tangül-Gülselin
Ogül: O, gül gibi güzeldir anlamında kullanılan bir ad.
Tangül: Şafak vakti gibi parlak olan güzel.
Gülselin: Çok sayıda gül.
Oylum-Somay-Umay
Oylum: İçi oyulmuş, çukur duruma getirilmiş.
Somay: Ay gibi kusursuz, eksiksiz olan güzel.
Umay: Orhun yazıtlarında geçen tanrı ismi.
Ö Harfi
Öykü-Şahika-Tilbe
Öykü: 1. Ayrıntılarıyla anlatılan olay. 2. Hikâye
Şahika: Dağ tepesi, dağ doruğu, zirve.
Tilbe: Abdal, derviş, gezginci ozan.
Özge-Bilge-İlke
Özge: 1. Başka. 2. Yabancı. 3. İyi, güzel. 4. Şakacı. 5. Cana yakın, sıcakkanlı. 6. Yürekli, gözü pek.
Bilge: Bilgili, iyi ahlaklı, olgun ve örnek kimse.
İlke: 1. Temel düşünce, temel kanı.2. Temel bilgi. 3. Davranış kuralı.
Özlem-Hasret-Hayat
Özlem: Bir kimse veya bir şeye duyulan aşırı görme, kavuşma arzusu, hasret.
Hasret: Özlem, özleyiş.
Hayat: 1. Yaşam, dirim. 2. Canlılarda, doğumdan ölüme kadar geçen süre. 3. Yaşama, yaşayış.
Özlem-Sıla-Yaren
Özlem: Bir kimse veya bir şeye duyulan aşırı görme, kavuşma arzusu, hasret.
Sıla: Doğup büyüdüğü yere gidip ayrı kaldığı yakınlarına kavuşma.
Yaren: Arkadaş, yakın dost.
Öncel-Örge-Ödül
Öncel: 1. Birine göre kendinden önce yerini tutmuş olan kimse. 2. Bizden önce yaşamış olanlar.
Örge: 1. Yükselen, yukarı çıkan. 2. Yukarı, üst. 3. Herhangi bir yapıttaki süsleyici öge.
Ödül: 1. Bir başarı karşılığında verilen armağan, mükâfat. 2. Bir iyiliğe karşılık olarak verilen armağan.
P Harfi
Pelin-Selin-Belin
Pelin: Bileşikgillerden, yapraklarında acı ve ıtırlı bir madde bulunan, hekimlikte ve içki yapımında kullanılan bir bitki.
Selin: 1. Övün.2. Gür akan su. 3. Orta Asya’da yetişen, bodur, sürekli yeşil kalan bir bitki.
Belin: 1. Korku, ürkü. 2. Şaşkınlık, hayret.
Pelin-Selin-Helin
Pelin: Bileşikgillerden, yapraklarında acı ve ıtırlı bir madde bulunan, hekimlikte ve içki yapımında kullanılan bir bitki.
Selin: 1. Övün.2. Gür akan su. 3. Orta Asya’da yetişen, bodur, sürekli yeşil kalan bir bitki.
Helin: Birçok dilde karşılığı olan Helin isminin İngilizce manası ışık, Yunanca anlamı parlayan ışık, Kürtçe anlamı kuş yuvası ve Latince anlamı ise en güzel kadın demektir.
Petek-Püren-Çiçek
Petek: 1. Arıların yumurtalarını bırakmak ve bal depo etmek için yaptığı bal mumu yuvacıklar. 2. Arı kovanı. 3. Topraktan, çamurdan yapılan tahıl ambarı.
Püren: 1. Kimi ağaçlarda, yapraklardan ayrı olarak süren ince yaprak. 2. Çalılık ve sık otlu yerler. 3. Sarı, kırmızı çiçek açan ufak yapraklı, arıların çok sevdiği bir tür ot. 4. Meşe ağacı filizi.
Çiçek: Bir bitkinin, üreme organlarını taşıyan çoğu güzel kokulu, renkli bölümü.
Parla-Ceyla-Damla
Parla: "Işık saç, ışılda, ün kazan, tanın" anlamlarında kullanılan bir ad.
Ceyla: 1.Ay, ay kadar güzel, Su Gibi Berrak Olan. 2.İnsanlığa atfedilmiş, bağışlanmış.
Damla: Yuvarlak biçimde, çok küçük miktarda sıvı, katre.
Pırıl-Işıl-Çağıl
Pırıl: 1. Çok parlak, çok ışıklı.2. Çok temiz 3. Eksiksiz.
Işıl: Işıldayan, parlak.
Çağıl: 1. Çağla ilgili. 2. Çakıl. 3. Çağla.
R Harfi
Rana-Miray-Yonca
Rana: Güzel, göze hoş görünen.
Miray: Ay gibi ışık saçan bey.
Yonca: Başak durumundaki çiçekleri kırmızı veya mor renkli, çayır bitkisi.
Rezzan-Şeyda-Zara
Rezzan: Ağır, ağırbaşlı, onurlu kimse.
Şeyda: Sevda nedeniyle aklını yitirmiş, çılgın.
Zara: Arapça: İhtişam. İspanyolca: Çok asil, uysal.
Rümeysa-Sümeyye-Hayrunisa
Rümeysa: 1. Küçükköpek Takımyıldızı'nda en büyük yıldızın adı. 2. Kadın sahabelerden birinin adı.
Sümeyye: İslam’ın ilk şehidi. Ammar b. Yasir’in annesi ve ilk Müslüman olan kadın sahabelerden.
Hayrunisa: Kadınların hayırlısı, uğurlu kadın.
Rana-Sima-Zümra
Rana: Güzel, göze hoş görünen.
Sima: 1. Yüz, çehre, beniz. 2. Kimse, insan, tip.
Zümra: 1. Güzel. 2. İyi ahlaklı. 3. Cesur, yiğit, yürekli. 4. Zeki ve bilgili kadın.
Renan-Nuran-Senar-
Renan: Çok ses çıkaran, çınlayan, inleyip duran.
Nuran: Nurlu, ışıklı, aydınlık.
Senar: Âşık, seven kimse, yâr.
S Harfi
Selin-Leyla-Nazlı
Selin: 1. Övün.2. Gür akan su. 3. Orta Asya’da yetişen, bodur, sürekli yeşil kalan bir bitki.
Leyla: 1. Gece. 2. Saçları gece gibi simsiyah olan kadın. 3. Arabi ayların son gecesi.
Nazlı: Naz yapan, kendini ağıra satan, işveli, edalı.
Selin-Pelin-Helin
Selin: 1. Övün.2. Gür akan su. 3. Orta Asya’da yetişen, bodur, sürekli yeşil kalan bir bitki.
Pelin: Bileşikgillerden, yapraklarında acı ve ıtırlı bir madde bulunan, hekimlikte ve içki yapımında kullanılan bir bitki.
Helin: Birçok dilde karşılığı olan Helin isminin İngilizce manası ışık, Yunanca anlamı parlayan ışık, Kürtçe anlamı kuş yuvası ve Latince anlamı ise en güzel kadın demektir.
Sena-Mina-Bella
Sena: 1. Övme, övüş.2. Işık, şimşek parıltısı.
Mina: 1. Billur, şeffaf. 2. Şarap şişesi. 3. Mine. 4. Gökyüzü. 5. Ar. Liman.
Bella: Güzel.
Sena-Mina-Mila
Sena: 1. Övme, övüş.2. Işık, şimşek parıltısı.
Mina: 1. Billur, şeffaf. 2. Şarap şişesi. 3. Mine. 4. Gökyüzü. 5. Ar. Liman.
Mila: 1. İnsanlar tarafından sevilen. 2. Canım, bir tanem.
Seren-Vildan-Pelin
Seren: 1. Seren, yayan, döşeyen.2. Yelkenli gemilerde üzerine dört köşe yelken açmak ve işaret kaldırmak için direğe yatay olarak bağlanan gönder.
Vildan: 1. Yeni doğmuş çocuklar. 2. Kullar, köleler.
Pelin: Bileşikgillerden, yapraklarında acı ve ıtırlı bir madde bulunan, hekimlikte ve içki yapımında kullanılan bir bitki.
Serpil-Serap-Seren
Serpil: "İyi geliş, büyü, güzelleş" anlamında kullanılan bir ad.
Serap: 1. Çölde uzaktan su gibi görünen ışık yanılması, ılgın. 2. Öteki dünya.
Seren: 1. Seren, yayan, döşeyen.2. Yelkenli gemilerde üzerine dört köşe yelken açmak ve işaret kaldırmak için direğe yatay olarak bağlanan gönder.
Sinem-Didem-Nüket
Sinem: "Gönlüm, yüreğim, çok sevdiğim" anlamında kullanılan bir ad.
Didem: "Gözüm, gözüm gibi sevdiğim, sevgilim" anlamında kullanılan bir ad.
Nüket: Güzel koku.
Songül-Sonnur-Sonay
Songül: Son doğan kız çocuk.
Sonnur: Son doğan kız çocuk.
Sonay: Son çocuk.
Su-Toprak-İdil
Su: Canlıların yaşamında önemli bir yeri olan, rengi, tadı, kokusu olmayan sıvı.
Toprak: 1. Yer kabuğunun canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü. 2. Ülke, memleket. 3. İşlenmiş arazi.
İdil: 1. Volga Nehri'ne Türklerin verdiği isim. 2. Aşkla ilgili olup köy ve kır yaşayışını anlatan kısa şiir veya yazı. 3. Yun. İçten ve saf aşk.
Sude-Bade-Sare
Sude: 1. Sürülmüş.2. Boyanmış, sürmeli.
Bade: Şarap, içki.
Sare: 1. Sıçrayan, atlayan. 2. İhtiyaç. 3. Susuzluk. 4. Hz. İbrahim'in eşinin adı.
Süreyya-Pervin-Ülker
Süreyya: Ülker yıldızı.
Pervin: Ülker yıldızı, Süreyya.
Ülker: Boğa burcunda yedi yıldızdan oluşan takım.
Ş Harfi
Şebnem-Sinem-Meryem
Şebnem: Havada buğu durumundayken akşamın ve gecenin serinliğiyle yerde veya bitkilerde toplanan küçük su damlaları, çiy.
Sinem: "Gönlüm, yüreğim, çok sevdiğim" anlamında kullanılan bir ad.
Meryem: 1. Hz. İsa’nın annesi. 2. Dindar kadın. 3. İbr. İsyan, ayaklanma.
Şenay-Gülten-Zeren
Şenay: Canlı, neşeli kimse.
Gülten: Gül tenli, pembe tenli.
Zeren: Anlayışlı, kavrayışlı, zeki.
Şeyma-Büşra-Esra
Şeyma: 1. Çok kıymetli,değerli. 2. Vücudunda ben olan.
Büşra: Müjde, sevinçli haber.
Esra: En çabuk, pek çabuk.
Şeyma-Vildan-Pelin
Şeyma: 1. Çok kıymetli,değerli. 2. Vücudunda ben olan.
Vildan:1. Yeni doğmuş çocuklar. 2. Kullar, köleler.
Pelin: Bileşikgillerden, yapraklarında acı, ıtırlı bir madde bulunan, hekimlikte ve içki yapımında kullanılan bir bitki.
Şilan-Zilan-Dilan
Şilan: 1. Yaban gülü 2. Dağlarda açan çiçek.
Zilan: Yeniden doğuş.
Dilan: Gönüller, yürekler.
T Harfi
Tanem-Buğlem-Tomris
Tanem: Benim tanem, bir tanem, biriciğim anlamlarında kullanılır.
Buğlem: Cenneti müjdeleyen melek.
Tomris: Peçenek Türklerinden bir kadın kahraman. Tarihte, Pers Kralı II. Keyhusrev’le savaşmış olan Massagetlerin ünlü kraliçesi. “Tomur veya temir, demir” kelimeleriyle ilgi kuranlar vardır.
Tülay-Tülin-Tanyel
Tülay: İnce ruhlu güzel.
Tülin: 1. Kimi kez ayın çevresinde oluşan dairesel hale. 2. Ayna.
Tanyel: Şafak vakti esen rüzgâr.
Tanay-Tanseli-Tansu
Tanay: Şafak gibi aydınlık insan.
Tanseli: Şafak seli, ışık seli.
Tansu: Şafağın aydınlattığı su gibi parlak ve temiz olan.
Tutku-Arzu-Sevda
Tutku: 1. İrade ve yargıları aşan güçlü bir coşku, ihtiras.2. Güçlü istek ve eğilimin yöneldiği amaç.
Arzu: 1. İstek, dilek. 2. Heves.
Sevda: 1. Aşk, sevgi. 2. İstek, heves, arzu. 3. Aşırı sevgiden doğan bir tür hastalık.
Türkan-Ecem-Tuvana
Türkan: 1. Kraliçe. 2. Güzel kız.
Ecem: Kraliçem.
Tüvana: Güçlü, kuvvetli.
U Harfi
Umay-Rüzgar-İrem
Umay: 1. Orhun Yazıtlarında geçen, çocukları ve hayvan yavrularını koruduğuna inanılan kadın Tanrı. 2. Devlet kuşu.
Rüzgar: 1. Zaman, devir. 2. Dünya. 3. Yel.
İrem: 1. Cennete benzetilerek yapılan bahçe. 2. Efsanelerde, masallarda ve edebiyatta adı geçen mutluluk simgesi olan şehir veya bahçe. 3. Eşi benzeri olmayan, özel ve heybetli olan.
Ulya-Zümra-Cana
Ulya: Çok yüce, en yüce.
Zümra: 1. Güzel. 2. İyi ahlaklı. 3. Cesur, yiğit, yürekli. 4. Zeki ve bilgili kadın.
Cana: `Ey sevgili` anlamında kullanılan bir seslenme sözü.
Umut-Tulu-Duru
Umut: Ümit.
Tulu: Doğma, doğuş.
Duru: Bulanık olmayan, temiz, berrak, saf.
Ulviye-Ulya-Ulunay
Ulviye: Yüce, yüksek
Ulya: Çok yüce, en yüce.
Ulunay: Değerli, saygın, erdemli kimse.
Uçur-Çağnur-Göknur
Uçur: 1. Vakit, an, 2. Fırsat. 3. Mevsim.
Çağnur: Çağın ışık saçan bireyi.
Göknur: Parlak olan gökyüzü.
Ü Harfi
Ülfet-Afet-Buket
Ülfet: 1. Alışma, kaynaşma. 2. Görüşme, konuşma. 3. Dostluk, arkadaşlık.
Afet: Güzelliği ile insanı şaşkına çeviren, aklını başından alan kadın.
Buket: Çiçek demeti.
Ünsiye-Ülfet-Yaren
Ünsiye: 1. Alışmış, sokulgan. 2. Arkadaş, dost.
Ülfet: 1. Alışma, kaynaşma. 2. Görüşme, konuşma. 3. Dostluk, arkadaşlık.
Yaren: Arkadaş, yakın dost.
Ülgen-Zeren-Didem
Ülgen: 1.Yüce, yüksek, ulu. 2. Eski Türklerde Gök Tanrı'ya verilen ad.
Zeren: Anlayışlı, kavrayışlı, zeki.
Didem: Çok sevdiğim, gözüm kadar sevdiğim, yarim.
Ülkem-Ülküm-Arzum
Ülkem: Yurdum, vatanım" anlamında kullanılan bir ad.
Ülküm: "Amacım, ulaşmak istediğim şey" anlamında kullanılan bir ad.
Arzum: “İsteğim, dileğim” anlamında kullanılan bir ad.
Ülker-Zühre-Süreyya
Ülker: Boğa burcunda yedi yıldızdan oluşan takım.
Zühre: Çoban Yıldızı.
Süreyya: Ülker yıldızı.
V Harfi
Viyan-Dilan-Zilan
Viyan: İstek, istenç, dilek.
Dilan: Gönüller, yürekler.
Zilan: Yeniden doğuş.
Vuslat-Kıymet-Ahenk
Vuslat: 1. Ulaşma, yetişme. 2. Kavuşma, sevgiliye kavuşma
Kıymet: 1. Değer. 2. Değerli, nitelikli.
Ahenk: Uyum.
Vicdan-Handan-Rüçhan
Vicdan: Kişiyi kendi davranışları hakkında bir yargıda bulunmaya iten, kişinin kendi ahlak değerleri üzerine dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan güç.
Handan: Gülen, gülücü, güleç, sevinçli.
Rüçhan: 1. Üstünlük, üstün olma. 2. Üstün tutma.
Venüs-Güneş-Merih
Venüs: Merkür’den sonra Güneş’e en yakın olan gezegen, Çoban Yıldızı.
Güneş: Gezegenlere ve yer yuvarlağına ışık ve ısı veren büyük gök cismi.
Merih: 1. Ateş rengi.2. Güneş sistemini oluşturan dokuz gezegenden biri.
Verda-Nevra-Açelya
Verda: Gül.
Nevra: 1. Işıklı olma, parlaklık. 2. Çiçek, özellikle beyaz çiçek.
Açelya: Fundagillerden, güzel, renkli, kokusuz çiçekler açan bir bitki.
Y Harfi
Yağmur-Damla-Toprak
Yağmur: Havadaki su buğusu-nun yoğunlaşmasıyla oluşan ve yeryüzüne düşen yağışın sıvı durumunda olanı.
Damla: Yuvarlak biçimde, çok küçük miktarda su vb. sıvı.
Toprak: 1. Yer kabuğunun canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü. 2. Ülke, memleket. 3. İşlenmiş arazi.
Yağmur-Irmak-Damla
Yağmur: Havadaki su buğusu-nun yoğunlaşmasıyla oluşan ve yeryüzüne düşen yağışın sıvı durumunda olanı.
Irmak: Çoğunlukla denize dökülen, genişliği ve taşıdığı su niceliği bakımından en büyük akarsu, nehir.
Damla: Yuvarlak biçimde, çok küçük miktarda su vb. sıvı.
Yaren-Beren-Deren
Yaren: Arkadaş, yakın dost.
Beren: 1. Güçlü, kuvvetli. 2. Akıllı. 3. Tanınmış. 4. Kadife kumaş.
Deren: Derleyen, toplayan.
Yelda-Şeyda-Zade
Yelda: Yılın en uzun gecesi.
Şeyda: Sevda nedeniyle aklını yitirmiş, çılgın.
Zade: 1. Evlat, oğul. 2. Dürüst, doğru adam.
Yaprak-Burçak-Ekin
Yaprak: Bitkilerin solunumunu sağlayan, çoğunlukla yeşil ve türlü biçimlerdeki bölümü.
Burçak: Baklagillerden, taneleri yem olarak kullanılan bir bitki
Ekin: 1. Ekilmiş tahılın filiz vermiş biçimi, tarlada bitmiş tahıl. 2. Buğday. 3. Kültür.
Z Harfi
Zehra-Nejla- Kübra
Zehra: Yüzü pek beyaz ve parlak olan kimse.
Nejla: 1. Çocuk, evlat. 2. Kuşak, soy, nesil. 3. Güzel gözlü kadın.
Kübra: En büyük, çok büyük olan.
Züleyha-Hesna-Beyza
Züleyha: Su perisi.
Hesna:Güzel, hanımefendi kadın.
Beyza: Çok beyaz, daha ak; çok temiz, lekesiz.
Zümra-Melisa- Mina
Zümra: 1. Güzel. 2. İyi ahlaklı. 3. Cesur, yiğit, yürekli. 4. Zeki ve bilgili kadın.
Melisa: 1. Bal, tatlı şey, sevgili, can. 2. Bal arısı. 3. Çayır, çayırlık. 4. Oğul otu.
Mina: 1. Billur, şeffaf.2. Şarap şişesi. 3. Mine. 4. Gökyüzü. 5. Ar. Liman.
Zeynep-Zeren-Zerda
Zeynep: Değerli taşlar, mücevherler.
Zeren: Anlayışlı, kavrayışlı, zeki.
Zerda: Altın gibi sarı. Kayısı çiçeği.
Ziynet-Zümrüt-Zeynep
Ziynet: Süs, bezek.
Zümrüt: Cam parlaklığında, yeşil renkte, saydam, değerli bir süs taşı.
Zeynep: Değerli taşlar, mücevherler.
Dünyaya getireceğiniz üçüz kız bebeklerinize isim koymak, onların yaşamı boyunca kullanacağı kelimeyi seçmek çok da kolay değil. Bu süreçte bebeklerinize daha kolay isim seçmek için Kız Bebek İsimleri yazımıza göz gezdirebilir, hazırladığımız listeden size en uygun isimlere karar verebilirsiniz.