Bebeğiniz için en iyi besin anne sütüdür
bg

Anne Sütünün İçeriği

Kucağınıza aldığınızdan itibaren bebeğinize sunacağınız en değerli besin, mucizevi içeriğiyle anne sütünüz olacaktır. Anne sütünün içeriği o kadar özel ve zengindir ki, bebeğinizin hem fiziksel hem de zihinsel gelişimini destekler. İçeriğinde yer alan vitaminler, mineraller, yağlar, karbonhidratlar ve antikorlar sayesinde bebeğinizin hızla gelişen vücuduna ve bağışıklık sistemine mükemmel şekilde uyum sağlayarak, ona ilk günden itibaren ihtiyacı olan her şeyi sunar. Canlı hücre, antikor ve büyüme faktörü barındırmasıyla, bebeğinizi enfeksiyonlara ve hastalıklara karşı koruyan ilk ve en güçlü kalkan olan anne sütü, sadece onu beslemekle kalmaz, aynı zamanda sağlıklı bir geleceğin temellerine de zemin hazırlar.

Vücut Anne Sütünü Nasıl Üretir?

Anne sütünün üretimi, vücudunuzda gebelikle başlayıp doğumdan sonra bebeğinizin talebine göre şekillenen, hormonların yönettiği mucizevi bir fizyolojik süreçtir. Vücudunuz gebelik dönemi boyunca, doğacak bebeğiniz için dünyadaki en uygun sütün üretimine hazırlanır. Peki bebeğiniz için vücudunuz anne sütünü nasıl üretir?

Sütün üretimi, memenin içindeki alveol adı verilen küçük kesecikler içinde gerçekleşir. Her bir alveol, laktosit adı verilen süt salgılayan hücrelerle kaplıdır. Üretilen süt, bu alveollerde depolanır ve daha sonra süt kanalları aracılığıyla meme ucuna taşınır.

Anne sütünü üretmekte en önemli görev prolaktin hormonundadır. Laktosit hücrelerini uyararak sütün üretilmesini sağlar. Üretimin devamlılığından sorumlu olan bu hormon, meme bezlerini süt üretmeye teşvik eder. Hamilelik boyunca östrojen ve progesteron yüksek olduğu için prolaktin etkili olamaz, doğumdan sonra hormon seviyeleri düştüğünde ise vücut süt üretmeye başlar.

Sütün memeden akmasını sağlayan hormon ise oksitosin hormonudur. Alveolleri çevreleyen kas hücrelerinin kasılmasını, ardından da üretilen sütün kanallara ve meme ucuna akmasını sağlar. Bebek emdiğinde salgılanan oksitosin hormonu sayesinde süt kolayca meme ucuna gelir. Östrojen ve progesteron hormonları memelerin büyüyüp gelişmesine yardımcı olurken, insülin ve kortizol gibi diğer hormonlar ise süt üretimini destekler. Kısacası, birçok hormon birlikte çalışarak bebeğin ihtiyaç duyduğu sütü üretir ve akışını sağlar.

Tüm bu süreçte vücudunuzda anne sütü üretimini etkileyen pek çok faktör de bulunur. Vücudunuz doğumdan sonra süt üretimini sürdürmek için bir anlamda "talep üzerine üretim" sistemine geçer. İşte bu sistemle bağlantılı olarak anne sütünüzün üretimini etkileyen faktörlerin başında şunlar vardır;

Emzirme sıklığı ve meme boşaltımı: Bebeğiniz ne kadar sık emer ve sütü tamamen alırsa süt üretiminiz o kadar artar. Uzun süre emzirmemeniz halinde ise süt üretiminiz yavaşlayabilir.

Bebeğin emme gücü ve uyarısı: Meme ucunun emilmesi, prolaktin ve oksitosin salgısını tetikler. Emzirme sırasında meme ucunuzdaki sinir uyarıları hormon salınımını ve süt boşalımını etkiler.

Anne sağlığı ve beslenmesi: Sizin hamilelik ve sonrasındaki yeterli beslenmeniz, sıvı alımınız ve genel sağlık durumunuz, anne sütü üretim miktarınızı etkiler.

Hormonlar ve psikolojik durum: Prolaktin süt üretimini, oksitosin ise süt akışını sağlar. Stres ve yorgunluk yaşamanız, oksitosin salgısını azaltarak süt akışınızı zorlaştırabilir.

Meme sağlığı ve yapı: Meme dokusundaki tıkanıklık, enfeksiyon veya anatomik sorunlar da süt üretimini etkileyebilir. Düzenli masaj ve doğru emzirme pozisyonları yaparak süt akışını destekleyebilirsiniz.

Süt üretimini etkileyen her faktör, vücudunuzun bebeğinizin ihtiyacına göre kendini ayarlamasını sağlar. Yani vücudunuz, bebeğiniz ne kadar çok sıklıkla süt emerse, buna uygun olarak süt üretimini artırır veya azaltır. Bu doğal arz ve talep mekanizması, bebeğinizin her zaman ihtiyacı kadar süt almasını sağlayan mükemmel bir denge sistemidir.

Anne Sütünün İçinde Neler Var?

Anne sütünün içeriği, bebeğinizin benzersiz ihtiyaçlarına mükemmel şekilde uyum sağlayan, eşsiz ve sürekli değişen bir karışımdır. Sütün içeriğindeki tüm bu bileşenler, yalnızca besin sağlamakla kalmaz, aynı zamanda bebeğinizin koruması ve gelişiminde de kritik roller üstlenir.

Anne sütü proteinler, lipidler, karbonhidratlar, mineraller, vitaminler ve eser elementler gibi bebeğinizin beslenme gereksinimlerini karşılamak üzere çok önemli olan, normal büyüme ve gelişmeyi sağlayan besin maddelerinden oluşur. Aynı zamanda sIgA, lökositler, oligosakkaridler, lizozim, laktoferrin, interferon‐ϒ, nükleotidler, sitokinler ve diğerleri gibi bağışıklık sistemiyle ilişkili çok sayıda öğeyi de içerir. Bu bileşiklerin bazıları sindirim sistemi ile sindirim kanalında ve üst solunum yollarında pasif koruma sağlar. Anne sütünüz ayrıca emzirme ile ilişkili sağlık yararlarında önemli bir rol oynayabilen esansiyel yağ asitleri, enzimler, hormonlar, büyüme faktörleri, poliaminler ve diğer biyolojik olarak aktif bileşikleri de içerir.

İşte anne sütünün içinde bebeğinizin gelişimi üzerinde etkileri olan besin öğelerinin başlıcaları şunlardır;

Proteinler: Anne sütünün içindekiler arasında en önemli besin öğelerinden biri proteinlerdir. Bebeğin hücre yapımı, büyümesi ve doku onarımı için gerekli olan proteinler, bebeğin sindirim sistemine uygun, yüksek biyolojik değere sahip ve bağışıklık sistemini destekleyici özel bir yapıya sahiptir. Anne sütündeki toplam protein düzeyi olgun süt için 100 mililitrede 0.8 gram ila 1.2 gram civarındadır. Bu proteinlerin yüzde 60-70’ini whey ve yüzde 30-40’ını kazein oluşturur. Bu oran hem kolay sindirim sağlar hem de amino asit dengesini optimize eder. Ayrıca anne sütü içeriğindeki immünoglobulin A (IgA), laktalbumin ve laktoferrin gibi proteinler de bebeği enfeksiyonlara karşı korur.

Karbonhidratlar: Anne sütünde bulunan karbonhidratların büyük çoğunluğunu laktoz oluşturur. Laktoz, olgun anne sütünde ortalama olarak her 100 mililitrede 6,7 ila 7,8 gram arasında bulunur. Laktoz, bebeğin enerji ihtiyacının önemli bir kısmını karşılar. Ayrıca beyin gelişimi için gerekli olan galaktozun temel kaynağıdır. Anne sütünde laktozun dışında oligosakkaritler adı verilen kompleks karbonhidratlar da bulunur. Bu oligosakkaritler, bebeğin bağırsak florasının gelişimini destekler ve yararlı bakterilerin çoğalmasını teşvik eder. Sonuç olarak, anne sütündeki karbonhidratlar yalnızca enerji kaynağı değil, aynı zamanda bebeğin bağışıklık sistemi ve beyin gelişimi için de kritik öneme sahip bileşenlerdir.

Yağlar (Lipidler): Anne sütünde yağ düzeyi yaklaşık 3,2‑3,6 g/dL civarındadır. Yağın büyük kısmı trigliseritlerdir. Ayrıca fosfolipidler ve kolesterol de vardır. Yağlar bebeğe yoğun enerji verir; ayrıca beyin, sinir sistemi ve retina gelişimi için gerekli uzun zincirli çoklu doymamış yağ asitleri içerir.

Vitaminler: Anne sütü, bebeğin büyüme ve gelişimi için gerekli olan temel vitaminleri içerir. Anne sütünün içindeki vitaminler, yağda çözünen vitaminler (A, D, E ve K) ve suda çözünen vitaminler (B grubu vitaminleri ve C vitamini) olmak üzere iki gruba ayrılır. Eğer bebek yeteri kadar anne sütü alıyorsa, vitamin gereksinmesinin çoğu karşılanır. A vitamini hücre yenilenmesi, bağışıklık sistemi ve görme sağlığı, D vitamini kemik ve diş gelişimi, E vitamini hücre zarlarının korunması, C vitamini ise demir emilimi ve bağışıklık için gereklidir.

Mineraller: Minerallerin anne sütündeki miktarları düşük, ancak işlevleri çoktur. Anne sütünün en belirgin özelliği, minerallerin miktarları yerine emilim oranlarının çok yüksek olmasıdır. Bu sayede bebek, az miktarda bile olsa aldığı mineralden maksimum faydayı sağlar. Anne sütünde kalsiyum, fosfor, magnezyum, sodyum, potasyum, çinko, demir, bakır, selenyum, iyot gibi 20’den fazla mineral ve eser element tanımlanmıştır. Bu mineraller bebeğin kemik, sinir sistemi, bağışıklık sistemi gibi temel gelişim alanlarına katkı sağlar.

Her anneye göre özelleşen bağışıklık düzenleyici bileşenler içeren anne sütü hakkında detay bilgileri Adım Adım Anne Sütü içeriğimizden de okuyabilirsiniz.

Anne Sütünün Özelliği Nedir?

Anne sütü, yeni doğan bir bebeğinize özel olarak şekillenmiş, eşsiz ve en değerli besindir. Bebeğinizin ilk altı ay boyunca ihtiyacı olan tüm besin, sıvı ve enerji bileşenlerini ideal oranda sunan anne sütünüzü benzersiz kılan pek çok özelliği bulunur.

Sadece bir besin kaynağı değil, aynı zamanda bebeğinizin ilk bağırsak florasını, bağışıklık sistemini ve nörolojik gelişimini programlayan bir koruyucu kalkan da olan anne sütü içeriğinin benzersiz özelliklerinin başında şunlar gelir;

  • Anne sütü, bebeği kendi bağışıklık sistemi olgunlaşana kadar enfeksiyonlara karşı koruyan antikorlar ve canlı hücreler içerir.
  • Anne sütünün en önemli özelliklerinden biri, bebeğin vücudu tarafından yüksek oranda emilebilmesi ve sindirim sistemini yormamasıdır.
  • Anne sütünün bileşimi, bebeğin gelişim aşamasına ve anlık ihtiyacına göre sürekli değişen canlı bir gıdadır.
  • Doğumdan sonraki ilk birkaç gün salgılanan kolostrum adı verilen süt, bebek için bir aşı görevi görür. Protein ve özellikle bağışıklığı desteklemek açısından çok zengin olan kolostrumun özellikleri, bebeğin henüz olgunlaşmamış bağışıklık sistemi için kritik bir destek sunar.
  • Emzirmenin başlangıcında gelen daha sulu, daha düşük yağlı ve daha yüksek laktoz içeriğine sahip olan ön sütün özelliği ve temel görevi, bebeğin susuzluğunu gidermek ve hızlı enerji sağlamaktır.
  • Anne sütündeki proteinlerin büyük kısmı biyolojik değeri ve kullanımı yüksek olan whey proteinidir. Anne sütü proteinlerinin vücut proteinlerine dönüşüm oranı yüzde 100’dür. Bu özelliğe sahip başka bir besinin olmaması, anne sütünü eşsiz yapmaktadır.
  • Protein konsantrasyonu bebeğin protein gereksinimini ilk 6 ay tek başına karşılar.
  • Anne sütünün probiyotik özelliklere sahip olması, bileşiminde bulunan laktobasillus bifidusun etkisi ile bebeği E.koli gibi enfeksiyonlardan korur.
  • Anne sütünde bulunan 20’den fazla farklı enzim, bebeğin besinleri daha kolay sindirmesine ve emmesine yardımcı olur. Örneğin, lipaz yağların sindirilip emilmesini sağlar, lipoprotein lipaz süt yağlarının üretiminde görev alır, galaktozil laktoz oluşumunu destekler, laktoperoksidaz ise bakteri oluşumunu engelleyerek hem sütü hem de bebeği korur.
  • Anne sütündeki elzem yağ asitleri, inek sütüne göre daha fazladır ve özellikle EPA ile DHA gibi beyin ve göz gelişimi için önemli yağ asitlerini içerir.
  • Anne sütündeki demirin emilimi ve biyoyararlılığı çok yüksektir. İnek sütündeki demirin sadece yüzde 5‑10’u emilirken, anne sütündeki demirin yüzde 50‑60’ı vücut tarafından kullanılabilir.

Yaşamın ilk yıllarında inek sütü verilmesi, bebeğin sağlığı ve gelişimi açısından bazı risklere neden olabilir. Bebeklere 1 yaşından önce inek sütü içirilmemesinin nedenlerini İnek Sütü Vermenin Zararları başlıklı yazımızdan okuyabilirsiniz.


Anne Sütünde Bulunan Büyüme Faktörü Nelerdir?

 

Anne sütünüz yalnızca protein, karbonhidrat, yağ gibi makro besinler ve vitaminler, mineraller gibi mikro besinler değil; ayrıca büyüme faktörleri, sitokinler, hormonlar, faktör bağlayıcı proteinler ve diğer biyoaktif maddeler de içerir. Bu bileşenler, bebeğinizin gelişimini doğrudan etkiler. Özellikle bebeğinizin sağlığı açısından sindirim sistemi, bağışıklık sistemi, doku büyümesi ve onarımı yönünden kritik roller üstlenir.

Anne sütündeki büyüme faktörleri; bebeğinizin bağırsak gelişimi, doku yenilenmesi, bağışıklık sisteminin olgunlaşması ve adaptasyonu açısından hayati öneme sahiptir. İşte anne sütünde bulunan büyüme faktörleri ve biyoaktif bileşenlerin bebeğinizin gelişimi üzerinde etkileri şöyledir;

EGF (Epidermal Büyüme Faktörü): Deri, mukoza ve epitel hücrelerinin çoğalmasını ve onarımını uyaran bir polipeptiddir. Bu faktör özellikle ön süt (kolostrum) döneminde yüksek düzeylerde bulunur. Bağırsak ve mide mukozasının büyümesini ve onarımını sağlar, bariyer fonksiyonunu güçlendirir.

IGF‑1- IGF‑2 (İnsülin Benzeri Büyüme Faktörleri): Hem sistemik hem de lokal büyüme düzenleyici etkilere sahiptir. Anne sütündeki IGF‑1, özellikle kolostrum döneminde sindirim sisteminin olgunlaşmasına, hücre büyümesi ve bağırsak doku gelişimine katkı sağlar. Beyin ve sinir sistemi dahil olmak üzere genel vücut büyümesini ve gelişimini destekler. Hücre çoğalması ve farklılaşmasında anahtar rol oynar.

TGF (Dönüştürücü Büyüme Faktörü Beta): Sütle geçen TGF‑β, iltihabı düzenleyebilir ve vücudun gıdalara karşı bağışıklık geliştirmesiyle ilgili oluşumuna yardımcı olur. Bağırsak mukozasının tolerans gelişimini, bağışıklık sisteminin olgunlaşmasını destekler; ayrıca alerjen tepkilerin düzenlenmesinde rol oynayabilir.

NGF (Sinir Büyüme Faktörü): Sinir hücrelerinin büyümesini ve olgunlaşmasını teşvik eder. Sinir sistemindeki sinir hücrelerinin hayatta kalmasını ve farklılaşmasını destekler.

VEGF (Vasküler Endotelyal Büyüme Faktörü): Özellikle damar gelişimi ve yeni kan damarlarının oluşumunu destekleyen bir protein yapısındaki büyüme faktörüdür. Hücrelerin büyümesini ve yeni damarların oluşmasını uyarır. Bu sayede dokuların yeterli oksijen ve besin ile beslenmesini sağlar.

FGF (Fibroblast Büyüme Faktörü) ve HGF (Hepatosit Büyüme Faktörü): Bebeğin doku gelişimi, organ olgunlaşması ve bağırsak sağlığı üzerinde etkili olan önemli büyüme faktörleridir. Anne sütünde düşük düzeylerde bulunan bu faktörler, bağırsak hücrelerinin büyümesini, yenilenmesini ve onarımını destekler.

Bunların dışında anne sütünüz, hormonlar, sitokinler, bağışıklık düzenleyici faktörler, ligandlar ve bağlayıcı proteinler gibi diğer büyüme düzenleyici molekülleri de içerir. Bu bileşenler, bebeğinizin bağışıklık sistemi gelişimini, doku onarım süreçlerini ve genel büyümesini düzenlemede etkilidir ve kritik rol oynar.

Anne Sütünün Bebekler için Önemi Nedir?

Anne sütü, bebeğin ihtiyaçlarına özel olarak tasarlanmış hem besleyici hem koruyucu hem de gelişim destekleyici bir besindir. Anne sütünün bebeğe faydaları, beslenmenin ötesine geçerek hem kısa hem de uzun vadede sağlık ve gelişimi olumlu yönde etkiler.

Anne sütünün içeriği, bebeğinizin olgunlaşmamış bağışıklık sistemini destekleyen çok sayıda biyoaktif molekülle doludur. Bebeğinizi orta kulak iltihabı, üst ve alt solunum yolu enfeksiyonları, soğuk algınlığı, ileride oluşabilecek şeker hastalığı, obezite gibi birçok hastalıktan korumaya yardımcı olur.

Büyüme, gelişme ve beslenme için ihtiyaç duyulan çok sayıdaki bileşeni içeren bir besin olan anne sütü şu özellikleriyle bebekler için faydalıdır;

  • Anne sütü, bebeklere gereksinimi olan tüm besin ögelerini tek başına 6 ay sağlayabilen en iyi besindir. Anne sütü ile beslenen bebeklerin ilk 6 ay başka bir ek besine veya suya gereksinimleri yoktur. Anne sütü bebek için gerekli tüm besinleri ve suyu yeterli miktarda içerir.
  • Anne sütü, anneden aldığı antikorları bebeğe taşır. Bu antikorlar, bebeklerin güçlü bir bağışıklık sistemi geliştirmesine ve hastalıklardan korunmasına yardımcı olur. Sıklıkla emzirilen bebeklerde enfeksiyon oranı belirgin şekilde düşüktür.
  • Anne sütündeki bileşenler, bebeği solunum yolu enfeksiyonları, ishal, kulak iltihabı ve menenjit gibi hastalıklara karşı korumaya yardımcı olur.
  • Anne sütü, protein, yağ, karbonhidrat, vitamin ve mineraller açısından mükemmel bir dengeye sahiptir. Bu içeriği sayesinde bebeklerin fiziksel büyümesini organ ve kas gelişimini güçlendirmesini destekler.
  • Anne sütüyle beslenen bebeklerde astım, obezite, tip 1 diyabet ve ani bebek ölümü sendromu (ABÖS) riski daha düşüktür.
  • Sindirimi kolay olan anne sütü, bebeğin bağırsak florasının sağlıklı şekilde gelişmesine yardımcı olur; bu da sindirim sisteminin güçlü kalmasını sağlar.
  • Özellikle içeriğindeki omega-3 yağ asitleri (DHA) beyin ve sinir sistemi gelişimi ve öğrenme kapasitesi için destekleyicidir.
  • Emzirme, sadece beslenme değil; anne ile bebek arasında güçlü bir duygusal bağ kurulmasını da sağlar. Ten teması ve göz teması, bebekte güven duygusunu geliştirir, stres seviyesini düşürür ve anne ile bebek arasındaki sevgi bağını güçlendirir.

Anne sütü, içeriğiyle bebeğinizin fiziksel ve bilişsel gelişimini en üst düzeyde desteklerken, emzirme eylemiyle de duygusal ve psikolojik ihtiyaçlarını karşılayan benzersiz ve vazgeçilmez bir besindir. Öte yandan emzirmenin anne sağlığına yararları da vardır. Anne sütü üretimi ile vücudunuz doğum sonrası rahmin toparlanmasını hızlandırır, doğum sonrası kanamayı azaltabilir. Emzirme ayrıca sizin psikolojik olarak rahatlamanızı ve doğum sonrası depresyon yaşamamanızı destekler. Tüm bu olumlu etkileri nedeniyle anne sütü, bebeğinizin hem kısa vadeli sağlığı hem de uzun vadeli yaşam kalitesi açısından en değerli besindir.

Anne Sütünün İçeriği Değişir mi?

Her annenin sütü, kendi bebeğinin ihtiyaçlarına özel olarak üretilir. Bu özel üretim, bebeğin ihtiyaçlarına göre olduğu gibi, doğumdan sonraki günlere, günün saatine, annenin beslenme durumu gibi faktörlere göre de değişim gösterir.

Yapılan bir çalışmada her gün farklı annelerden süt örnekleri toplanmış ve hem anneler arasında hem de annelerin kendi sütlerinde gün içinde ve günler arasında oldukça farklı oranlar ölçülmüştür.

İşte anne sütünün içeriğinin değişimi şu durumlarda farklı olabilir;

Doğum zamanına göre; Anne sütü içeriğinin en önemli özelliği, bebeğin yaşına ve durumuna uygun değişim göstermesidir. Örneğin prematüre doğum yapan anneler, bebeklerinin doğum haftasına, kilosuna ve böbreklerinin kaldırabileceği besin yüküne uygun içerikte süt üretirler. Prematüre ve zamanında doğum yapan annelerin sütleri arasındaki farklılık birinci aydan sonra ortadan kalkmaya başlar.

Doğumdan sonraki zamana göre; Doğumdan ilk bir aya kadar olan dönemde anne sütünün bileşimi besin ögeleri açısından, bebeğin sindirim sistemine uygun olarak farklılık gösterir. İlk günlerde salgılanan kolostrum daha kıvamlı, protein içeriği yüksek, yağ miktarı düşük, sodyum, potasyum, magnezyum, kalsiyum gibi minerallerden ve bebeği enfeksiyondan koruyan hücre, antikorlar yönünden zengindir. Yaklaşık 6. günde sonra kolostrumun özellikleri azalırken, olgun sütün özellikleri artar. 6-14 günleri arasında anne sütünün protein ve bağışıklık bileşenlerinin oranı düşmeye başlar; yağ ve karbonhidrat miktarı artar. Bu dönemdeki geçiş sütünün miktarı ve bileşimi hızla değişir. 15 gün içinde olgun süt özelliğine erişir. Olgunlaşmış süt ise her ikisinden de farklıdır ve içerikleri birçok açıdan farklılık gösterir.

Emzirme sürecine göre; Emzirme başlangıcındaki süt, emzirme sonundaki sütten farklıdır. Kolostrum geçiş dönemi sütü ve olgun sütten belirgin şekilde farklıdır. Emzirmenin başında gelen ön süt daha sulu, laktoz içeriği nispeten yüksek ve yağ oranı daha düşüktür ve bebeğin susuzluğunu giderir. Emzirmenin sonuna doğru gelen arka süt daha yağlıdır ve bebeğin enerji/doyma ihtiyacını karşılar. Bu kısa dakikalık değişim, bebeğin doygunluğunu ve günlük enerji alımını etkiler.

Gün içindeki zamana göre; Anne sütü gün içindeki zamana göre de değişir. Anne sütü, günün farklı saatlerinde farklı bileşenler gösterebilir. Mesela gece sütünde bazı büyüme hormonları ve melatonin benzeri maddeler göreceli artabilir. Bu, bebeğin uyku-uyanıklık ritmine yardımcı olabilir. Ayrıca emzirme sıklığı ve aralığı kısa vadede sütün hacmini ve yağ dağılımını etkiler.

Annenin durumuna göre; Anne sütünün bileşimi, bebeği korumak amacıyla tasarlanmış dinamik bir yapıdır. Bu nedenle annenin durumu, sütün temel makro besin ögelerini (protein, karbonhidrat) büyük ölçüde değiştirmez, ancak mikro besin ögeleri ve yağ asitleri profilini doğrudan etkiler. Özellikle annenin aldığı vitaminler, mineraller ve yağ asitleri sütündeki bazı besin ögelerinin düzeyini değiştirebilir. Ayrıca annenin bir enfeksiyon geçirmesi durumunda, vücut hastalığa karşı ürettiği antikorları süte geçirerek, bebeğin bağışıklık sistemine pasif koruma sağlar.

Bebeğinizi anne sütünün mucizevi içeriğiyle besleyin. T.C. Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü, anne sütünün hem besleyici hem de koruyucu özellikleri nedeniyle ilk 6 ay yalnızca anne sütü, sonrasında ise uygun ek gıdalarla birlikte 2 yaşına kadar emzirmenin sürdürülmesini önermektedir. Peki bu süreci desteklemek ve anne sütünüzü arttırmak için ne yapmanız gerekir? Anne sütü nasıl artar sorusunun cevapları için Anne Sütünü Artırma İçin 20 Öneri yazımıza tıklayabilirsiniz.

 

 

ilkadımlarım app

İlkadımlarım: Bebek Gelişimi

İlkadımlarım'ı uygulamada aç